Şahram Naziri, Geleneksel İran Müziğinde Bir Ekol
Şahram Naziri, Mevlana'nın Şiirlerini en güzel geleneksel İran ezgileriyle bir araya getiren bir ses sanatçısı. Ayrıca yeterince ilgi görmemiş Kürt müziğini köylerden alıp dünya sahnelerine taşımış bir insan.
Dünya turnesine çıktıkları "Mevlevi" adlı bir müzik grubu var.
Aşağıda kendisine yöneltilmiş bir kaç soru ve cevapları mevcut.
Müzikle nasıl buluştunuz?
Beni sanata yönelten ilk kişi annemdi, kendisi edebiyat ve müzik ehliydi.
Üç yaşından beri ciddi ve düzenli bir şekilde benimle şiir ve müzik çalıştı ve babam da saz çalar şarkı söylerdi. Kirmanşah şehrinde ilk açılan ciddi müzik kursu, Naziri ailesine aitti.
O zamanlar hangi şiirleri okurdunuz?
Yöresel Kürt müziği ve İran makamlarını, İran edebiyatının şiirleri ile okurdum. Ve en çok da Mevlana.
Tabii o zaman tam olarak manalarını anlamazdım ama gittikçe derinden bir ilişki kurdum.
Sanatçı olmak için yetenek mi daha önemli yoksa çalışkanlık mı?
Eğer bir insan çocukluğundan itibaren bir sanata yönlendirilirse ve o sanat dalında yeteneği de varsa, bence en iyi neticeyi o zaman alacaktır.
Annem beni nasıl teşvik edeceğini çok iyi biliyordu. Mesela bir sabah kalktım ve kahvaltı etmek için diğer odaya geçerken, yerde bir kitap gördüm. Açtım ve eski bir Hafız Divan'ı olduğunu gördüm. Anneme kitabın nereden çıktığını sordum; çünkü evdeki tüm kitapları biliyordum ve bunu daha önce görmemiştim. Annem şaşkınlıkla: "Bilmem ki, belki gökyüzünden düşmüştür!" dedi. Ve işte bu lafından dolayı o kitabı bir hazine gibi sakladım ve hiçbir zaman yanımdan ayırmadım.
Tahran'a gelip müziğe devam ettiniz. Sonra devrim oldu. Devrim sizin üzerinizde nasıl bir etki bıraktı?
Ben devrimciydim. Devrimden yedi yıl önce İran'da önemli bir akım oluştu. "Musikiyi Koruma ve Yaygınlaştırma Merkezi" kuruldu ve bu merkez, ahlaki ve sosyal değerleri savunan ve tebliğ eden bir kuruluştu. Bu merkezin faaliyetlerine ben de katıldım ve devrimci ruhumu da bu merkezdeki faaliyetlerle kazandım. Kendime sınırlar koydum ve sanat ahlakı ile uyuşmayan müziğe karşı durdum. Devrim'in sesi yükseldikçe ben ve o zaman meşhur olan bütün sanatçı arkadaşlarım toplu olarak radyodan istifa ettik ve Devrim'e destek verdik.
Mevlana'nın çok fazla şiiri var, aralarından nasıl seçiyorsunuz?
Ben çok küçüklüğümden beri geleneksel müziğe başladım ve edebiyat hocam da vardı. Tahran'dayken de Şefii Kedkeni hoca ve Mehdi Akhavan Salis Hoca ile beraber daha derin bir edebiyat anlayışına eriştim. Mevlana'ya her zaman özel bir ilgim vardı.
Ferdevsî'nin Şahname'sinden de şarkı sözlerinizde istifade edeceğinize dair bir söylenti var, böyle bir hedefiniz var mı?
Son on yıldır buna uğraşıyorum ama Ferdevsî'nin şiirleri üzerinde çalışmak çok zor, onun beyanı tamamen farklı. Ben Mevlana üzerinde çalışmakla kendi kendine Ferdevsî'ye yöneldim çünkü her ikisinin şiirinde de epik temalar var. Bizim evimizde her zaman Ferdevsî şiirlerinin atmosferi var ve hatta oğlum Hafız'ın, Newyork'ta okuduğu Müzik Yapımcılığı dalında verdiği tez, Ferdevsî'nin Şahnamesi üzerine. Sanırım iki yıla kadar bu projeyi gerçekleştirebileceğim.
Şehriniz Kürdistan'ı bir cümlede nasıl tasvir edersiniz?
Aşkı nasıl tasvir edersiniz gibi bir soru bu! Tasviri aşk gibi; annem gibi.
Fransa Devleti tarafından onur nişanı aldınız, İran ve Fransa'nın siyaset alanındaki gerginliklerinden dolayı reddetmeyi hiç düşündünüz mü?
Sanat, insanlığı barışa çağırır. O nişanı verirken Fransa Cumhurbaşkanı Müşavirinden tutun, Paris Tiyatrosu'nun müdürüne kadar herkesin gözünde yaş toplanmıştı.
Müşavirin kendisi de İran'nın kültürü hakkında konuştu ve iki ülkenin siyasi gerginlikleri oluduğunu ama kültürel ilişkilerin her zaman süreceğini, İran kültürüne hayran olduklarını ve dünyada tanınması için her zaman çabalayacaklarını söyledi. Bu kadar barış amaçlı ve insanlık dolu bir söylemden sonra benim o nişanı kabul etmemem çok ayıp olurdu.
Ehl-i Hak tarikatına mensub olduğunuz doğru mu?
Herkes Hak ehlidir. Herkes maneviyat ve Hakkın arayışındadır. Ben yaptığım müzik dolayısı ile kendi bölgemin tarikatları ve mezhebleri ile irtibattayım. "Yâristan" diye bilinen Ehl-i Hak taifası, aslında Kürt müziği makamlarını tanıtma amaçlı faaliyet eden bir müzik grubu ve ben de yıllarca onların müziğinin etkisinde idim.
Salome, söyleşti.