M.S. 4. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar geçen yaklaşık 1000 yıllık zaman zarfı, Ortaçağ dönemi olarak karşımıza çıkar. Skolastik düşünceye ve kilisenin sorgulanamaz niteliğine olan derin inanç dolayısıyla pozitif bilim algısı açısından ters düşen bu durumun günümüzdeki yansıması bu 1000 yıllık zaman zarfının her iki ucundan kesilerek gereksiz bir zaman dilimiymiş gibi çöpe atılmasıdır.

Pozitivist bilim anlayışı ve sıkıntıları

Rönesans ile birlikte Ortaçağ’ın ölü durumundan sıyrılıp yeniden doğan Avrupa, bu doğuşa neden olan temeli Antik Yunan’dan sağlamaktadır. Ortaçağ’ın pozitivist bakış açısıyla kesilip atılması aslında Avrupa temelli düşünülecek olunursa bir bakıma hak verilebilecek bir durumdur. Bilimsel anlamda Batlamyus ve Galenos’tan (MS.2 yüzyıl) sonra bu dönemde üretkenlik konusunda çok az eserin verilmiş olması, bilimsel açıdan ölü bir Avrupa imgesini bizlere göstermektedir.Bilimde Arapalrın Altın Çağı

Pozitivist anlayışta kabul edilmemesi gereken nokta, dünyaya sadece Avrupa merkezci bir bakış açısıyla bakılıp, Avrupa dışında üretilen bilginin göz ardı edilmesi olmalıdır. Yaklaşık 1000 yıllık bir süre zarfında üzerinde ölü toprağını taşıyan Avrupa’nın Rönesans ile yeniden doğumu yaşaması, aslında bu uzun zaman zarfında, etkileşim içerisinde olduğu kültürlerden elde ettiği bilgiler sayesinde olmuştur.

Avrupa’nın ölü çağı, Müslümanların altın çağı

Avrupa’nın Rönesansını gerçekleştirmesine yol açan bilgileri elde etme konusunda etkilendiği en önemli uygarlık hiç kuşkusuz, Emeviler ve Abbasiler gibi bilime önemli katkılarda bulunmuş hanedanlıkların da hükmettiği uygarlığımızdır. Özellikle 9. ve 13. yüzyıllar arasında bilime yönelik güçlü teşvikin etkisi, aritmetikten kimyaya, astronomiden tıbba kadar birçok alanda geleceği etkileyecek önemli eserlerin oluşmasına yol açmıştır.

Medeniyetimizin gerçekleştirmiş olduğu çalışmalar yansıtılırken malumunuzdur ki özellikle belirtmiş olduğum 9. ve 13. yüzyıllar arasındaki dönem, Arap Müslümanların üstün çabalarının olduğu dönemdir. Bu bakımdan, Müslümanların Ortaçağ’da gerçekleştirmiş oldukları bilimsel çalışmalara değinilirken, bu çalışmaların büyük ölçüde Arapların çalışmaları olarak zikredildiğini görüyoruz.

Fransız yazar, medeniyetimizin bilimsel tarihine Fransız kalmıyor

İçeriği bakımından Ortaçağ’da medeniyetimizde yaşamış bilim adamları tarafından gerçekleştirilen bilimsel çalışmaları konu alan ve Danielle Jacquart tarafından kaleme alınarak YKY tarafından Türkçeye kazandırılan Bilimde Arapların Altın Çağı isimli eser, yukarıda değindiğimiz çerçevede ele alınması gereken bir eserdir. Gerçekleştirdikleri çalışmalarla, Avrupa Rönesansının oluşumuna temel sağlayan bilim adamlarımızın hayatlarına ve yapmış olduğu etkinliklere kısaca değinen yazar, görüşü, inancı, düşüncesi vb. ne olursa olsun, hak edene hakkını vermenin (pozitivist bilim anlayışına karşıt olarak) güzel bir örneğini yansıtmaktadır.

Bir oturuşta sıkılmadan okunabilen, içeriğindeki görsel malzemelerle konuların daha iyi anlaşılmasını ve akılda kalınmasını sağlayan, metnin son kısmını oluşturan ‘Tanıklıklar ve Belgeler’ kısmı ile de bu önemli yapıtlardan bölümler sunarak bizi o dönemlere götüren bu eser, Avrupa-merkezci bilim anlayışının evrensel bir bilim anlayışına dönüşümüne katkı sağlayacak nitelikte bir eserdir.

Berkehan Kıran, medeniyetimizin bilimsel çalışmalarını anlatan kitapları tanıtmaya devam ediyor