Günümüzde medyanın haber aktarma konusundaki ilginç seçiciliği dikkatimi çekti. Yazacağım iki örnekte daha iyi anlatacağım.
Birkaç gün önce İngilizlerin “ölmüş bir mumya” diye isimlendirdikleri mumyanın üzerinde yapılan dijital üç boyutlu otopsi raporunda çıkmış ki bu mumya arkadan bıçaklanarak öldürülmüş. Böyle bakınca olay sade bir haber gibi gözüküyor fakat bu mumya dedikleri İngilizlerin Mısır’dan çaldıkları firavun yani bildiğimiz gibi Allahu Teala’nın bize ibret olsun diye bıraktığı secde pozisyonundaki firavun. Yalnız İngilizler secdedeki başı çevirmişler, şu anda cenin pozisyonu gibi gözüküyor.
İslam’ı sadece camide yaşayın!?
Ben bu şeklini İngiltere gezimde gittiğim British Museum’da görmüştüm. Hadiseyi bilen Müslümanlar nasıl bir şekilde olduğunu görmek için oraya gidiyorlar. Lakin bunu bilen bazı İngilizler etkilenme olmasın diye İngilizce açıklamasında “Mısır’da mumyalanan kral” diye söylüyorlar ve hâlâ bu şekilde yüzyıllarca kalmasının sebebi açıklanmasına rağmen kuşkulu insanın rahat olmadığı gibi bir nedene dayandırmak istiyorlar. Ve tabi bu Avrupa’da artan Müslüman nüfus ve tırmanan İslam karşıtlığının trajikomik örneklerinden biri.
Buna benzer bir örnek de bizim medyada yer almayan, Arap haber kanalında izlediğim Fransa’da açılan Strasbourg Grand Mosque. Bildiğimiz gibi özellikle Fransa’da artan İslam karşıtlığının insanı gülsem mi ağlasam mı noktasına getiren hadise şu: Fransız iç işleri bakanı, açılışını yaptığı Strasbourg Büyük Camii’nde yaptığı konuşmada kısaca “camiyi açtık ama yasalara karşı gelen İslamcı davranışlarda bulunursanız ülkeyi terk edin.” Yani İslam’ın sadece mabette olması gerektiğini vurguluyor kendince…
Dünyada İslam’a karşı başlatılan fikrî ve fiilî savaşlarla empoze edilmeye çalışılan düşüncelere karşı cevap oluşturmak için daha çok çalışıp İslam’ın yüceliği ile yücelmeliyiz. Devlet olarak fiili baskı altında değilsek de daha önemlisi düşünsel baskı altındayız. Farkına varmak umuduyla…
Rumeysa Terzioğlu yazdı
