20 Nisan günü dil ve sanat üzerine konuşmaların yapıldığı ‘Cumartesi Buluşmaları’ kapsamında Ahmet Kala’yı dinlemek üzere Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği’nin Eyüp’teki merkezindeydik. Sakarya doğumlu Prof. Dr. Ahmet Kal’a, İstanbul Üniversitesi’nde iktisat eğitimini tamamlamış. Aktif olarak birkaç merkezin dışında İstanbul Üniversitesi bünyesinde de halen çalışmalar yürütmekte hoca.
Ahmet Kal’a, Mimar Sinan ile ilgili bir kitap hazırlığı içinde olduğundan bahsederek söze başladı. Piyasada bulunan 200 eserin birçoğunun birbirinin tekrarı olduğunu ya da sadece Mimar Sinan’ın hayatından, mimar yönünden veya şehirci yanından bahsettiğini belirten Kal’a; mimarların, yapıcıların ve şehircilerin piri Mimar Sinan için bir külliyat hazırlama gerekliliği ile bu kitabın hazırlığına girişmiş.
Hazırlık aşamasında dikkatini çeken önemli noktaları paylaşmaya başlayan Ahmet Bey, öncelikle Mimar Sinan’ın sadece bir mimar olmadığını ifade etti. Başarıları, bir yönetim ve organizasyon dehası olması ile perçinlenen Mimar Sinan, bir eserin fizibilite aşamasından başlayarak eserin açılışına kadar 100 kadar meslek grubu ile beraber çalışmalar yürütmüş. Bütçe harcamaları sırasında birkaç defa ipten dönen Mimar Sinan, bu işleri hakkı ile kotarmıştır. Kendisi ayrıca iyi de bir su mühendisidir.
Mimar Sinan iki ‘Sinan’la karıştırıldı
İsim konusu ile ilgili tartışmalara açıklık getirerek söze devam eden Ahmet Kal’a, zaman içinde Mimar Sinan’ın iki kişi ile karıştırıldığını belirtti. Bu şahıslardan ilki Bina Emiri Sinan Ağa iken, diğeri de Fatih Sultan Mehmet’in baş mimarı Atik Mimar Sinan’dır. Fuad Köprülü de Atik Mimar Sinan’ı Mimar Sinan ile karıştırmış, hatası da Konyalı tarafından düzeltilmiştir. Özellikle Atik Mimar’ın Mimar Sinan ile karıştırılma sebebi Büyükçekmece Köprüsü üzerine Atik Mimar’ın adı olan Sinanüddin Yusuf’un yazılmış olmasıdır. Köprü üzerine Mimar Sinan’ın kendi adını yazmamasının sebebi, Süleymaniye Camii inşası öncesi Kırkçeşme yolunun yapım esnasında yaşanan olaylara dayanmaktadır.
Tezkiret-ül Bünyan adlı eserinde; isale hatları ile beraber 100 kilometreyi bulan suyolunun yapımına genişçe yer veren Mimar Sinan, kendisine yönetilen eleştirilere en güzel cevabı da vermiştir. Çok büyük bir yatırımı yaptıktan sonra, Belgrad Ormanları’ndan su getirme işine girişen Mimar Sinan’a su bulamayacağı yönünde eleştiriler yapılmış. Hatta kitapta bahsedildiğine göre Mimar Sinan bir gün ormanda su arama çalışmaları içindeyken sair zamanlarda ‘av maksadı ile ormanı ziyaret eden saadetli padişah’ bu defa ‘gayet acele ile tenha gelmişler’.
Ahmet Kala’ya göre padişahın yanında proje harcamalarını kaydeden Emin-i Bina yani bugünkü deyimi ile Kontrol Mühendisi de vardı. Mimar Sinan’ın yanıldığına dair görüşünü açıklayan Emin-i Bina’nın ardından padişah kendisini sorgulamaya başlamıştır.
Normalde suyu 30 lüle olarak tahmin eden Mimar Sinan’dan, Padişah Kanuni hemen oracıkta ölçümü yenilemesini istemiş ve ölçüm sonucu 40 lüle suyun varlığı belli olunca, abı kendi gözleri ile gören saadetli padişaha ‘bir miktar safa’ hasıl olmuş. Aradaki farkın bahar ayı olmasından kaynaklandığını açıklayan Mimar Sinan, bahar geçtikten sonra suyun yine 30 lüleye düşeceğini ifade etmiş.
Mimar Sinan böyle merhaleler atlattıktan sonra sıra Süleymaniye Camii inşasına gelmişti ve Ahmet Kala’ya göre cami kubbesini uzunca bir süre kapatamamış olan Mimar Sinan hakkında dedikodular çıkmaya başlamıştı. Kendisi için ‘herif ana varmıştır, sevda galebesi ile cünun vadisine varmıştır’ denen Mimar Sinan, bir gün taş işleri ile meşgul olduğu sırada Kanuni Sultan Süleyman teşrif buyurmuştur. ‘Zamanın mukayyet olmayışına’ dem vurup, kendisine ‘numune’ olarak daha önce Fatih Camii’ni 8 yılda tamamladığı için ceza alan Atik Mimar Sinan’ı örnek göstermiştir.
Büyükçekmece Köprüsü’nü kim yaptı?
Profesör Ahmet Kala’nın ifadesi ile ‘açıkça bir tehdit’ olan bu emsalin sonrasında Mimar Sinan Süleymaniye Camii’ni iki ay içinde bitireceğini taahhüt etmiştir. Taahhüt ettiği sürede yaklaşık bir yıllık işi tamamlayan Mimar Sinan, işte bu yüzden yaptığı Büyükçekmece Köprüsü’ne de Atik Mimar Sinan’ın adını vermiştir.
Bu ibretlik olayı paylaştıktan sonra Ahmet Kal’a, son tahlilde Büyükçekmece Köprüsü’nün de aslında daha önceden yapılmış bir eser olduğuna dikkat çekti ve ilk yapımının esnasında Atik Mimar’ın da çalıştığını belirtti. Belki bir tsunami olarak addedilebilecek afet sonrası yıkılan köprüyü Mimar Sinan ilk yerinden farklı bir yerde yapmıştır. Daha önce suyun sığ olduğu noktaya yapılan köprüyü, suyun derin olduğu noktada inşa etmeye başlayan Mimar Sinan, dünyada olmayan bir teknoloji ile köprüyü 17 günde inşa etmiştir. “Süleyman Devi” ismini verdiği kazık sistemi ile köprüyü bu kadar kısa sürede inşa eden Mimar Sinan’ın dehasına devrin önde gelenleri de bizzat şahit olduktan sonra saadetli padişah Kanuni kendisini huzura çağırmıştır.
Zigetvar Seferi’nden, nehirler üzerine yapılan köprülerin inşası geciktiği için 4 ay içinden dönen padişah, Orta Avrupa seferine bu defa Mimar Sinan ile beraber çıkmış ve sefer galibiyetle sonuçlanmıştır. Bu seferden sağ dönemeyen dedemiz saadetli padişah Kanuni Sultan Süleyman’a rahmet dileyen Prof. Dr. Ahmet Kal’a, erguvanların açtığı böylesine güzel bir günde Mimar Sinan’ı dinlemeye gelen herkese teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.
Fatma Betül Demirel haber verdi