Göğün kapısının açıldığının işareti gibidir yağmur.
Cama tane tane vuran damla sesleri bizi şöyle kitaplık yanına doğru ilerletmez mi genelde? Elimizde sıcak bir kahve, dizimizde battaniye, bir de cam kenarına yakın oturup dışarıyı seyredince, derin bir huzur kaplamaz mı sizin de yüreğinizi? İçinde yağmur geçen mısralara doğru yönelir benim kalbim ve dilim yağmur sesiyle.
Allah’ın şefkatinin yansıması, türlü mevcudatı ferahlatan, temizleyen, tertemiz bir su... Ve bu su sesi ile dile dolanan dualar, türküler, sözler, şiirler…
Kalbi duyuşumuzun gelişmesi niyetiyle, yağmur yağarken dile düşen şiir ve mısraları derlemek istedim bu sonbahar ikindisi. Bunun bir kişisel liste olduğunu da ayrıca belirtmek isterim. Herkes kendi listesini oluşturabilir ve hatta şiirle irtibatını sürekli kılmak adına bu türden listeler oluşturmalı da... Belki de bu yazının altına yorumlarınızla katkıda bulunur, kendi listelerinizi paylaşırsınız, kimbilir...
Şiirler
1) Necip Fazıl Kısakürek ve ‘Bu Yağmur’ şiiri
Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince,
Nefesten yumuşak, yağan bu yağmur.
Bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince,
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik,
Tenimde acısız yatan bir bıçak.
Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,
Dayandıkça çisil çisil yağacak.
Bu yağmur, delilik vehminden üstün,
Karanlık, kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün,
Sulardan, seslerden ve gecelerden...
2) İsmet Özel ve ‘Esenlik Bildirisi’ şiiri
Bir şehrin urgan satılan çarşıları kenevir
Kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
Yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
O şehirden öc almanın vakti gelmiş demektir
3) Sezai Karakoç ve ‘Yağmur Duası’ şiiri
Ben geldim geleli açmadı gökler
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden bir şey bekler
Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
Ben geldim geleli açmadı gökler
Bir yağmur bilirim bir de kaldırım
Biri damla damla alnıma düşer
Diğerinde durup göğe bakarım
Ne şehir ne deniz kokan gemiler
Bir yağmur bilirim bir de kaldırım
Nedense aldanmış bir gece annem
Bir kadın gömleği giydirmiş bana
İşte vuramadı gökler bana gem
Dinmedi içimde kopan fırtına
Nedense aldanmış ilk gece annem
Biri çıkmış gibi boş bir mezardan
Ortalıkta ölüm sessizliği var
Bana ne geldiyse geldi yukardan
Bana ne yaptıysa yaptı bulutlar
Biri çıkmış gibi boş bir mezardan
İyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmura bakmayı cam arkasından
İnsandan insana şükür ki fark var
Birine cennetse birine zindan
İyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmur duasına çıksaydık dostlar
Bulutlar yarılır gökler açardı
Şimdi ne ihtimal ne imkân var
Göğe hükmetmekten kolay ne vardı
Yağmur duasına çıksaydık dostlar
Ben geldim geleli açmadı gökler
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden bir şey bekler
Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
Ben geldim geleli açmadı gökler
4) Erdem Bayazıt ve ‘Diriliş Saati’ şiiri
Her damlası bir zafer müjdecisi
Bir posta eri gibi
Yağmur yüzümüze değince
Çıkacağız yola.
Çıkacağız yola
Hesap günü gelince
Yağmur yüzümüze değince
Güneş bir mızrak boyu yükselince.
5) Nurullah Genç ve ‘Yağmur’ şiiri
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş'li de ben olsaydım
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım
Mısralar
1) Cahit Zarifoğlu’ndan
“Bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi...’’
2) Sezai Karakoç’tan
“Ve güldün, rengârenk yağmurlar yağdı.”
3) Kemal Sayar’dan
“Biraz yağmur kimseyi incitmez.”
4) İsmet Özel'den
"Keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olmasaydım"
5) Cahit Koytak'tan
"ve yağmur yutuyor bütün golleri"
Eslem Nilay Koşucu
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplikBir güzellik doğuyor yüreğime şiirdenMartılar konuyor omuzlarımaGözlerin İstanbul oluyor birden.olur diye de düşünmüştüm...