Bir öğrencimin Kayseri mantılı akşam yemeğine davet edildiğimde sofrada buluşan ev halkı, meslektaşım ve öğrencilerle sohbetin koyulaşması pek hoştu. Bir sürü konu herkesin katılımıyla yeni bir veche kazandı. Ziyadesiyle bereketli bir yemekti. Bir saate yakın sürdü.
Öğrencilerim ve beni tanıyanlar konuşmalarımın biraz garip ve birilerine ağır gelecek şekilde olduğunu bilirler. Hele hele olumsuzlukları, bazen millete dayalı ifade etmemi garipser öğrenciler ve beni ilk defa görenler. Dilmin birilerine biraz sivri gelmesinde yetişme tarzımın etkisi var. İlk önemli sözlü kültür öğreticim olan babaannem Türkçenin yanında Kürtçe, Gürcüce, Rumca, Ermenice bilirdi. Babası yüzünden okumamış ama sözlü kültür içinde kendini bulmuş biriydi.
Sofra dualarını unuttuk (mu?)
Sofrada ondan öğrendiğim pek çok duanın babaannemim bildiği dillerdeki karşılığından bahsettim. Sıra yemek sonrası duaya geldiğinde-ki misafir olduğum evde yanımdakilerle ev sahibinin hanesinin mamur olması için sofra duası yapmak âdetimdir- bir hikaye anlattım.
Nakilan İsmail Kara
Okuyan ya da lezzeti tadanlar için hocanın “Sözü Dilde Hayali Gözde” adlı çalışmasının lezzeti başkadır. Uzun portre-hatıra denemeleri olan kitapta, Orhan Şaik Gökyay Hoca’nın yaptığı bir sofra duasından bahseder İsmail Kara. Orhan Şaik, bu duanın eski Türklerde olduğunu söylemiş.
Bizim soframızda bu durumu naklettikten ve nakil sahibine dua ve niyazda bulunduktan sonra mesleği Tarih öğretmenliği olan arkadaşıma, “Siz Türkler nasıl sofra duası yaparsınız?” diye sordum. O da benim Ermeni olduğumu düşündüğü için “Ermenilerden farklı.” dedi.
Fark ne ki?!
Hadi buyrun, görelim Türklerin duasını dedim. Amin diyerek sofra ahalisinin ellerini kaldırmasına vesile oldum. Ama oradaki Türklerden ses çıkmadı. İş yine biz Ermeniye düştü(!):
Amin, Bi-Hürmeti Taha-Yasin.
Amin, Velhamdülillahi Rabbil-Alemin.
Ânımızı ve ahirimizi hayreyle, sofrayı maide sofrası kıl.
Daimi huzur, daimi bereket nasip et.
Olmayanlara da olacak imkanlar ver.
Eksiltme, çoğalt, ziyade eyle, daim eyle.
Misafirleri melekler olan sofralarla donat bizleri.
Veren sensin, keremsin, kerimsin.
Rahmansın ve Rahimsin.
Ayırma kendinden.
Amin u amin, velhamdülillah…
İyi ki Allah Ermeni olduğuma bakmıyor
Nenemden duyduğum bu dua dilimden döküldü.
Türkler şaşırdı, bir Ermeni nasıl dua eder diye?
İyi ki Müslümanım (Türkçesi Elhamdülilllah Müslümanım!) ve iyi ki Allah Ermeni olduğuma bakmıyor.
Bu arada yemek duasını unutmaya başlayan dindar aileler, aman dikkat! Siz bari yapmayın! İhmal etmeyin... Aman!
Arda Şeker sofra duasına davet etmek için yazdı
Allah razi osun...