“Şimdi uzun uzun kitap listeleri vereceğim size; 30 güne 30 ayrı okuma şeklinde. Bu seriyi bitirdikten sonra dünyanız aydınlanacak, bugüne kadar çözemediğiniz her konu açıklığa kavuşacak. Bir de bol bol kitap fuarı gezelim, tavsiyelerime ek olarak dikkatinizi çeken eserleri de listeye dahil edebilirsiniz. Her bir 10 güne ayrı konu başlıklarımız olacak. Nihayetinde aklınız cevaplara ve kalbiniz manalara doyacak. Hadi başlayalım…”

Yukarıdaki ifadeleri kurmayı çok isterdim sizlere. 30 ayrı günde 30 ayrı okumayı; aklınızı, kalbinizi tıka basa doyurmayı, yenilenmiş ve esenlenmiş şekilde sizi kendinizle buluşturmayı çok isterdim açıkçası. Maalesef sizi bir anda dönüştürecek böyle bir formülüm yok. En büyük hocaların, allame-i cihanların, koca üstadların sunduğu listelerde aslında dönüştürücü bir iksir yok; faydası ise elbette var.

Her okuma kendine özeldir

Hayat bir akışı ifade ediyor, iyi-kötü günlerimiz oluyor. Kalp ise her an bir dönüşüm içinde. Belli zamanlar bu dönüşümü olumlu bir ivmeye çekmek açısından ehemmiyet arz ediyor. Özellikle Kadir Gecesi’ni içinde barındıran Ramazan ayı bu manada daha bariz bir şekilde kendini hissettiriyor. Gün içinde yaşadığımız açlık, susuzluk; gün bitiminde iftar, teravih sevinçleri, okunulan hatimler iklimimizi değiştiriyor. İşte can alıcı nokta tam da burada açığa çıkıyor: Kişinin okumalarını iç alemine yöneltmesi. Sahip olduğu imkanları, içindeki kıymetleri ya da olumsuz taraflarını… Şöyle uzun uzun tefekkür ederek, bir bir masaya yatırarak okuması hem de… Kendini tanımaya yönelik, kitapların, kalemlerin, çizgilerin olmadığı muhasebe makamında bir okuma…

Tabii ki ufuk açan kitaplar okunabilir. İçimizi aydınlatacak, bize bizi gösterecek kitaplardır bunlar. Ve okunacakların listesi kişiye özel olmalıdır. Kişinin kendisi tespit edebilir bu kitapları ya da bilen birine danışarak bir okuma listesi oluşturulabilir. Bir kez daha vurgulamalıyım; “kendine özel” olmalıdır, genel geçer ortaya sunulan tarzda değil.

Olmazsa olmazımız Kur’an-ı Kerim

Ramazan’da olmazsa olmazımız ise kâinat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’dir. İnsan da küçük bir kâinat olduğuna göre insanı anlamak, iç alemimize ışık tutmak için Allah kelamı mutlaka okunmalıdır ve en çok o terennüm edilmelidir. Onun rehberliğinde yol haritası çıkarmak, manasında derinleşmek en başta bizi sonra çevremizi kuşatacak rahmet deryasına girmemize vesile olacaktır. Siyer-i Nebi okumak bize güzel ufuklar açacaktır ve diğer peygamberlerin hayatlarını okumak da aynı şekilde. İslam tarihinin güzide şahsiyetlerini anlatan eserler de yine bu doğrultuda yol işaretlerimiz olacaktır.

Ne okuyayım, nereden okuyayım?

“Tamam da kimleri okuyalım?” sorusu kulaklarımda çınlıyor. Şunu ifade edeyim; Diyanet’in her alanda doyurucu, güzel kitapları var. Ayrıca itikada muhalif olmamak kaydıyla birçok yayınevinden, yazardan istifade edilebilir. Yayıncılık konusunda ülkemizin yelpazesi son yıllarda genişledi, çok sayıda çeviri eserler kitapçıların raflarını süslüyor. İlgi alanımızı ve arayışlarımızı göz önüne alarak bu kitapları kütüphanemize dahil edebiliriz.

Ne yaparsak yapalım, bu Ramazan’ı farklı kılalım

Ramazan rahmet ayıdır. Bedenen ve ruhen şifa bulduğumuz bir ay. Ne yaparsak yapalım, Ramazan’ı diğer aylardan farklı kılalım, kendimiz için sönmeyen bir kandil yapalım. İbadetlerimizi derinleştirecek şekilde okumalarla iç alemimize zenginlik katalım. Umulur ki bu Ramazan, yaptığımız amellerle kurtuluşumuza vesile olur. 

Furkan Özkul