Okuyucularla'da kimler varmış?

Okuyucularla kitabında yer alan bazı yazarlarımıza şimdi ne düşündüklerini sorduk?

Okuyucularla'da kimler varmış?

Cahit Zarifoğlu’nun Okuyucularla isimli kitabıyla ilgili çıkmadan önce ilk haberleri, bilgileri, dahası ilk değerlendirme haberini dünyabizim olarak biz yayınlamıştık. Zarifoğlu’nun mektuplaşmalarında yer alan bazı isimlere kitapla ilgili, Zarifoğlu mektuplaşmalarıyla ilgili düşüncelerini sorduk.

Sadık Yalsızuçanlar
Sadık Yalsızuçanlar

Sadık Yalsızuçanlar 

Mavera, adından da anlaşılacağı  üzere, ötelere açılma imkanlarını yoklayan bir dergi idi. Modern Türk şiirinin adalarından biri de, Cahit Zarifoğlu da derginin kurucu kadrosunda yer alıyordu. O sıralar, yani Mavera’da Zarifoğlu’nun okur mektuplarına ayrıntılı ve sabırlı cevaplar verdiği günlerde, ben de ilk öykülerini yazan bir yazar olarak göndermiş, bir de mektup eklemiştim. Ertesi ay, okur köşesinde adımı ve yanıtı görünce heyecanlandım. Adresinizden yakınlarda olduğunuz anlaşılıyor, uğrayın, gibisinden bir not düşmüştü. Soyadımı da merak etmişti. Ertesi gün gittim. Rasim ve Akif ağbiyi ilk orada gördüm. Şiirlerini heyecanla okuduğum şairin karşısında adeta dilim tutulmuştu. Selamlaştıktan sonra oturdum. ‘Kürt müsün?’ diye sordu. ‘melezim’ dedim. İşte, nerelisin, nerde okuyosun vs. derken koyu bur sohbet, muhabbet başladı. Akşam namazını cemaatle kıldık. Çorba içtik ve çayın eşlik ettiği bir sohbete tekrar daldık. Öykümü yayımladı sonradan. Zarifoğlu’nun yeni yeni yazan ve mektupla kendisine ulaşan gençlerle ilişkisi, usta-çırak, mürşit-mürit ilişkisi gibi idi. Pür bir sanatçı olduğu hemen hissediliyordu. Yalın, samimi bir adamdı. Şiiri gibi idi. Varsa eğer edebiyat yaşamımda, O’nun apayrı bir işlevi, bir ateşleyici etkisi olmuştur.

Doç. Dr. Yılmaz Taşçıoğlu
Doç. Dr. Yılmaz Taşçıoğlu

Doç. Dr. Yılmaz Taşçıoğlu

Ben kitabı henüz görmedim. Lise öğrencisi iken, Mavera'ya Zarifoğlu değerlendirsin diye (aslında o ilkgençlik yıllarının verdiği güven duygusu ile yayınlasın diye) bir-iki şiir, bir de hikâye denemesi göndermiştim. Bulunduğum şehre (Isparta/Yalvaç) ne Mavera, ne de başka edebiyat dergisi geliyordu. Ancak Ispartaya gidip gelenlerle, zorlukla dergiye ulaşabiliyordum. Yayınlanacağından emin olduğum(!) şiirlerimin çıktığı sayıyı ya kaçırırsam diye, şiirleri gönderdiğim zarfa pul da koyup, benim(!) sayımı ayrıca göndermelerini istemiştim. Bundan dolayı kızmıştı galiba rahmetli... Şimdi net hatırlamıyorum ya, şiirlerim için de olumlu şeyler söylüyordu gibi geliyor.

Sıtkı Caney
Sıtkı Caney

Sıtkı Caney 
 
Ne yazık ki ben hala bu kitabı göremedim. 
 
Geriye dönüp baktığımda, baştan ayağa şiire kesmiş güzel gençlik günlerimiz ve bizimle dertlerimizi paylaşan, yolumuz tıkandığında önümüzü açan, tanıdıkça daha çok sevdiğimiz,aramızdan ayrıldığından beri kendisini de mektuplarını da eleştirilerini de çok özlediğimiz bir güzel adam, Sevgili Cahit Zarifoğlu ağabeyimiz geliyor aklıma…

 

Nurettin Durman

Nurettin Durman
Nurettin Durman

Zarifoğlu ile mektuplaşmalar ne anlam ifade ediyordu o zamanlar?

Tabii Mavera dergisinin çıkışı  yeni bir heyecan demekti şiir heveskârları için. Çünkü  şiir kabına sığmıyor, kendini açığa vurmak, durağanı  harekete geçirmek istiyor. O zamana kadar yazdığım ve yayınladığım şiirlerin dışında artık daha bir yeni sesle şiirimi kurma çabası içindeydim Mavera dergisi çıktığında. Bir bocalama devresi geçiriyordum o dönemde. Evlenmiştim, yeni bir semte taşınmıştım ve çok çalışıyor çok yoruluyordum. Şiirime yeni bir soluk, bir ivme, bir hareket katmak istiyordum. Başarmak için bir adım lazımdı bana. Büyük Nakış adlı bir şiirimle yeni bir hava yakalamıştım. İkinci sayıdan sonra gönderdim şiirimi. 

Kaç sayı sonra hatırlamıyorum dergide bir yazı ile Mavera Dergisine gönderilecek tek şiirlerin değerlendirmeye alınmayacağı ve en az gene yanılmıyorsam üç şiir gönderilmesi gerektiği şeklinde bir uyarı yazısı yayınlandı. Bu; bana göre o güne kadar yazdığım en önemli şiirimin yayınlanmaması beni çok üzdü. Peşinden başka şiirler gönderdim. Zarifoğlu gönderdiğim şiirleri de yayınlamadı ve bildiğiniz açıklama ile okuyucularla sayfasında hakkımdaki kanaatini yayınladı. 

Aslında iyi bir yoldu şaire cevap yazmak, şiirde ne var ne yok onu şairine duyurmak. Tabii benim için yorum veya eleştiri değil de şiirin yayınlanması önemliydi. Canım sıkıldı. Çok üzüldüm. Çok sonraları birkaç  şiir daha gönderdim onlar da yayınlanmayınca Mavera Dergisinden umudumu kestim. Bilahare Aylık Dergide şiirlerimi yayınlamaya başladım.  
 

Şimdi ne hissediyorsunuz? 

İyi ki söylemiş kanaatlerini. Tabii ki faydası olmuştur yazdıklarıma. Zarifoğlu şiirini harika söylemiş bir şairimizdir. Okuyucularla sayfası çok okunan ve rağbet gören bir sayfa idi. Bu zamanda da gündeme gelmesi şairin söylediklerinin önemli olduğunu gösteriyor. Yaptıkları ve yazdıklarıyla da yol yordam gösteren değerli bir şair.  
 

Bu mektuplarla karşılaşacağınız aklınıza gelir miydi? 

Aklımdaydı zaten. Zamanında onları okumuş bir muhatap idim. Kitaplaşması bir araya gelmesi çok isabetli olmuştur. Beyan Yayınları sahibi Ali Kemal Beyi de yakinen tanıdığım için Zarifoğlunun ne kadar yazılı evrakı varsa kitaplaşmalıdır diye konuşmuşluğumuz vardır kendileriyle. İyi ve faydalı bir iş yapmıştır Ali Kemal Bey. Edebiyatımız için bir kazançtır, bir yazılı belgedir artık bu okuyuculara sunulan mektuplar. Bir de adeta bir çizelge gibidir bu metinler. Şiirsiz yapamayanlar, şiirini bir seviyeye getirenler ve şiir vadisinde tutunamayanlar çıkmıştır ortaya. Bu da şiirin öyle kolay bir iş olmadığını göstermesi açısından önemlidir. Zaman geçtikçe daha iyi anlaşılır tabi bu yorumların edebiyat dünyasındaki değeri… 

 

Besim Bal sordu

YORUM EKLE