Medeniyetimiz ve İslamiyet

İslamiyet, milli kültür değerlerini, inkâr ve tahrip etmeden yücelten cihanşümul bir din olduğundan, milli medeniyetlerin güçlenmesine büyük imkân sağlamıştır. Mahmut Şevket Serik yazdı.

Medeniyetimiz ve İslamiyet

Her millet bir kültür malzemesine sahiptir. Kültür malzemeleri, medeniyetlerin oluşmasının malzemesidir (hammaddesidir).  Milletler kendi kültür malzemelerini belli bir dünya görüşü için de işleyerek, geliştirerek ve incelterek medeniyetlerini oluştururlar. Medeniyetler beynelmilel değil millidir. Birbirinin aynısı iki millet olmadığı gibi, birbirinin aynısı iki medeniyette yoktur. Her medeniyetin ham maddesi, milletin belli zaman ve mekân içinden geçerken geliştirdiği, kazandığı ve elde ettiği milli kültür malzemesidir. Her millet medeniyetini kurarken ve geliştirirken işte bu milli kültür malzemesini işlemeye çalışır. Türk medeniyetinin hammaddesi de maddi ve manevi bütün unsurlarıyla Türk kültürüdür. Türk medeniyeti bir bütündür. Türk milletinin tarihe çıkışı ile başlar ve zaman içinde güçlenerek gelişir. Tamamen kendi kültür yapısını işleyerek geliştirildiğinden dolayı, orijinal bir medeniyettir. 

Milattan önce 2500 veya 1500 yıllarında Asya bozkırlarında, küçük bedenli, kısa başlı, geniş alınlı, atlarla dolaşan savaşçı bir kavim olan, atları terbiye eden, demiri yoğuran, göçebe olmakla beraber, kendine mahsus yurdu, aile ve cemiyet yapısı, teşkilatı, hakanı, töresi bulunan, tek Tanrı’ya inanan Türk milleti çok eski ve köklü bir medeniyetin sahibidir. Türkler İslam dinine büyük bir aşkla katılana kadar, yüzyıllar boyunca Tanrı istediği için, cihana hükmetmek için savaşmıştır. Prof. Osman Turan’a göre de Türk milletinin İslamiyet’ten önce bir cihan hakimiyeti mefkuresi mevcut bulunmakta idi. Türk milletinin, Tanrı tarafından dünyayı idare etmek için yaratıldığına inanmakta idi. Dünyaya adalet ve nizam ancak Türk milleti ile gelebilirdi.

İslam’dan sonrada Türk milleti, aynı mefkûreyi yeni bir mesaj ile ilan ederek İla-yı Kelimatullah ve Nizam-ı Âlem davası tarzında formüle edilmiştir. İslamiyet’in bütün beşeriyete mesajı Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah’ın nizamından gayrısı batıldır idi. Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra amaçları insanları İslam nizamında yaşatmaktı. Türk-İslam medeniyetinin bu mefkûresi, (ülküsü) asırlarca dünyada yankılar yaptı; sosyal, kültürel, ekonomik, politik ve askeri zaferlerle taçlandı. Yine asırlarca Türk devleti, dünyanın bir numaralı devleti olmak şerefini korudu. Türk medeniyetinde iki muteber insan tipi vardır. Biri bilge insan tipi, diğeri alperenlerdir.

Türkler bütün varlığı ve heyecanıyla İslamiyet’e koşarken hasretle beklediği dine kavuşmanın mutluluğunu yaşamıştır. Allah’tan başka ilah yoktur diyen, cihat emri ile alperenlik ruhunu besleyen birleştiren, öte yandan hak yolunda âlimlerin akıttığı mürekkebi, şehid kanından daha mübarek bulan İslamiyet kısa zamanda Türklerin ruhunu feth etmiştir.

İslamiyet, milli kültür değerlerini, inkâr ve tahrip etmeden yücelten cihanşümul bir din olduğundan, milli medeniyetlerin güçlenmesine büyük imkân sağlamıştır. İslamiyet’i kabul eden milletler, bu dine sarıldıkları, bağlandıkları müddetçe güçlü ve parlak medeniyetler geliştirmeye muvaffak olmuşlardır.

İslam’la kaynaştıktan sonra Türkler, Araplar, Farslar, Hintliler, Berberiler… tarihi hayran bırakan milli ve orijinal medeniyetler meydana getirmişlerdir. İslamiyet, birçok milletin milli medeniyetine üst-sistem olmuştur.

İslam medeniyeti terimi: İslam dinini kabul eden, çok sayıda milletin milli medeniyetlerine yok etmeden, yön veren, ruh, şuur kazandıran ortak üst-sistem manasında kullanılmaktadır. (Misal olarak: İslam Medeniye Arap, Fars ve Türklerinin… ortak medeniyeti olup, bu milletlerin müstakil ve orijinal medeniyetleri de yok olmamıştır. Aynı şekilde Garp medeniyet ide, Almanların, Fransızların…ortak medeniyetidir.) İslamiyet bir üst sistem olarak medeniyetlerin terkibini (birleşimini) değiştirirken milli medeniyetlere de kendi damgasını vurmaktadır. Böyle gelişen medeniyetlerin biri de Türk-İslam medeniyetidir. Bütün tarih boyunca tevhide bağlı olan Türk milleti bin yıldan beri tevhidin en muhteşemini savunan İslam güneşinin altında gelişmektedir. Türk milleti, bu aydınlığı ebediyen kaybetmemek azmi ve imanı içindedir.

Mahmut Şevket Serik  

YORUM EKLE

banner36