Osmanlı artık maalesef ‘ticari’ bir ürün

Biraz netameli konularla başlayalım havadisimize. Malum olduğu üzere son birkaç yıldır Osmanoğlu hanedanının günümüzdeki temsilcileri Türkiye’de birer kanaat önderiymişçesine televizyon ekranlarında, konferanslarda, çeşitli toplantılarda boy gösterir oldu (Bunlara artık “tarihi” televizyon dizilerinin başrollerini de ekleyebiliriz).

Bu torunlardan biri işi iyice yoluna sokup ticarete dahi girdi. Kendisi bir internet sitesi üzerinden “sultandan” ürünler satıyor. Sarayından biz sefil ve hakir kullarına eşyalar ihsan ediyor sanki. İhsan dedim de, parasıyla tabii. Mesela, Devlet Armalı Çay Bardağı, 134,90. Ya da Valide-i Muazzam Şerbeti, 25 cc 16 TL. Sitede bir diğer “güzellik” şu ki Osmanlı dönemindeki fiyatını da söylüyor: 11 akçe. Zaten diğer bir torun Twitter kaplanı. Filistin hakkında “önemli” şeyler söyleyeceğinde “tebaamız” diye başlıyor lafa.

Geçtiğimiz hafta II. Abdülhamid’in 100 vefat yıldönümü vesilesi ile İBB bir etkinlik düzenledi. Buraya Osmanoğlu ailesinin, Fransa, İngiltere, Almanya, Lübnan, Suudi Arabistan, Avusturya ve Meksika'dan gelen yaklaşık 52 üyesi katıldı. Bunların içerisinden biri konuşma yaptı. Konuşmasını yaparken yanında tercümanı vardı. Çünkü kendisi Fransızca konuştu. Bir acı bir şey daha, bir dizide II. Abdülhamid karakterini canlandıran oyuncu orada boy gösteriyor, sanki Abdülhamid’in kendisiymişçesine. Tıpkı bir kanaat önderi gibi.

Diyecek bir şey yok, yapılması gereken çok şey var. Yani diyorum ki geçelim artık Osmanlıcılık oynamayı.

“Maşallah”, “inşallah” nasıl yazılır?

Biraz da az önce zikrettiğim konuyla ucundan alakalı bir diğer meseleyi ele alalım. İnşAllah, inşaAllah, MaşAllah, MaşaAllah, gibi kullanımları görmeyen yoktur kanaatimdeyim. Geçtiğimiz hafta pek kıymetli Mehmet Fatih Kaya Hoca Twitter hesabından bu kullanımların ne kadar yanlış olduğunu, bu kullanımın ne Türkçe güzel olduğunu ne de Arapça doğru olduğunu belirtti. Aslında büyük harfle yazılan ikinci a, Allah lafzının ilk harfi değil, “şâe” fiilinin son harfi olan hemzenin e/a harfi. Diğer önemli noktaları buraya aldığımız twitleri üzerinden okuyabilirsiniz.

Hasan Aycın’ın ilk çizgisi

Hasan Aycın 3 Şubat’ta 40 sene önce, 1978’de Yeni Devir gazetesinde yayınlanmış olan ilk çizgisini paylaştı. Çizgi oldukça manidar:

Bir gün Halide Edip, Adnan Adıvar, Yakup Kadri gibi isimler gemide seyahat ederken…

Geçtiğimiz hafta Saadet Özen tarafından Yeni Zelanda arşivinde bir video keşfedildi. Bu videoda Halide Edip, Adnan Adıvar, Yakup Kadri gibi isimler gemide seyahat yapıyorlar. Saadet Hanım'ın bu videonun izini sürmesi oldukça güzel ve öğretici kanaatimce. Buradan videonun nasıl çekildiğinin hikayesini okuyabilirsiniz.

Tahsin Görgün’ün ufuk açıcı konuşması

Tahsin Görgün Hoca, İSİF kulübü etkinliği kapsamında kafa açıcı, oldukça değerli bir konuşma gerçekleştirmiş. Konuşma notlarına şuradan erişebilirsiniz. 

“Efendime Söyleyeyim”

Hüseyin Akın, Orhan Gazi Gökçe ile Tv5 ekranlarında “Efendime Söyleyeyim” adı ile bir programa başlamış. Program pazar günleri saat 20.00’de yayınlanıyor. Hayırlı olsun diyoruz.

M. Murtaza Özeren