Mehmet Ragıp Karcı’ya beş tane soru sorduk. O ise bize tek bir cevap verdi. “Ben buradayım hala”
1-Mehmet Ragıp Karcı güne nasıl başlıyor?
2-Mehmet Ragıp Karcı öğle aralığında hangi kapıları aralıyor?
3-İkindi vaktinde dünyanın neresindedir Mehmet Ragıp Karcı?
4-Akşamları hangi minval üzeredir?
5-Mehmet Ragıp Karcı geceyi/geceleri nasıl yaşıyor?
Vakit insana emaneten verilmiş bir nimettir. Nasıl ve neyle geçirildiği de sorulacaktır. Bu bakımdan Yaradan’ın verdiği hiç bir nimete müstahak olduğumu söyleyemem.
Vakitle aramızda biraz nâhoş bir durum vardır. O benim kendini hak etmediğimi bilir. Bu yüzden bazen elinden gelen kolaylığı gösterir. Gündüzün değil de gecenin bir vakti başıma dikilir. Ben de elimden geldiğince onu ağırlamaya çalışırım da geçip gittiğinde arkasından bakakalırım. Ne yer ne içer bilmem. Ben ise onun bir yerlerini kemirmeye çalışırım: Boş.
Vefasına ise diyecek yoktur. Onu ağırlamayı hak etmediğimi bildiği için bana kendini beş vakit değil de geceleri hissettirir.
Siz de gelin Mehmet Ragıp Karcı’nın beş vakti nasıl geçiyor diye sormayın. Kendi gelip kendi geçiyor.
Ben buradayım hâlâ.
Adem Turan sordu.
selamdan sonra,
abi eyvallah. keşke ragıp karcı ile -şöyle eskileri de içine alan- bir söyleşi yapsanız. ya da birileri bize ragıp karcı'yı ve şiirini tanıtsa, anlatsa..