Okul öncesi ve ilkokul dönemlerinde izlediğim bir çizgi filmi hatırladım. Sonradan herkese hitap edip izlenilmesi için sinema filmi de çekildi. Çizgi filmin adı; Richie Rich. Modern hayatın yansımalarına baktığımda bu alelade (!) çizgi filmden ne kadar da başarılı bir sonuç elde ettiğine tanıklık ediyorum. Richie Rich’e yeni nesil kardeş ve çocuklarımız pek âşina değil; çünkü onlar; Pokemon, Ben Ten, Bakugan gibi çizgi filmleri izleyip yepyeni düzenin dayattığı savaş, dövüş ve mücadelenin tekniklerini öğrenmekle yükümlüler.
Ne kadar tüketim o kadar ahlak
Bizim dönemin kahramanı Richie’ye gelince… İnsanlığa ve medeniyete kapitalizmin güzel yüzünü tanıttığı için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır... Ahlaki ve erdemli olmanın koşulunun çok tüketmekten, debdebeli bir hayat yaşamaktan geçtiğini ondan öğrendik. Sıradan insanların arasında yaşayıp onlardan zarar görmemek için mümkünse yüksek duvarları olan dört bir yanı güvenlik kameralarıyla donatılmış ve en ufak tehlike anında da muazzam güvenlik önlemleriyle bertaraf edilen evler inşa edilmesi gerektiğini fark ettik. 11 Eylül saldırıları da en ufak dalgınlık (!) sonucunda bir rüyanın( American Dream) öcüler tarafından nasıl istila edildiğini gösterdi. Kısacası Richie’nin kaldığı mâlikâne ideal bir dünya ve Amerika’yı bizlere tanıtarak zamanında ulvi bir görev üstlendi.
Ayrıca, sıradan ve GSMH’nin oranını düşüren Güzel Gloria bile kendi seviyesinde olan onca insan dururken esas oğlan Richie'ye aşık olması gerektiğini öğrendi; çünkü etrafındaki avam erkekler istediği zaman istediği şeyi alamayacak ve onu mutlu edemeyecekti. Onların görgüsüz, medeniyetten uzak tavırları, çatalı sol elle kullanma konusundaki eksiklikleri Gloria’yı üzebilir.
Halkın değeri ne kadar?
Aslına bakarsanız geriye kalan halk yığınlarının kapitalist kahramanımızın köpeği (Dolar) kadar bile bir kıymeti yoktur. Onca insan açlıktan, yokluktan kıvranırken onları düşünüp üzülmektense bir köpeği sahiplenip ona insanca bir hayat bahşederek vicdan azabından kurtulmanız mümkündür. Bir de dışarıdaki aç insanların nankörlük etme riskine karşın sadık köpekler bulup önüne atacağınız kemikle size minnet duymasını sağlayabilirsiniz. O da yetmedi siz önemli işler peşindeyken muazzam servetinizden ufak kırıntılarla tuttuğunuz uşaklar sizin yerinize günlük sıradan işlerle uğraşıp size vakit kazandırabilir.
Ayrıca başınız sıkıştığında (haşa) Allah'a gerek yok. Dünyanın neresindeolursanız olun Irona (Ayronaaa demek hep hoşuma gitmiştir nedense) bir nefes kadar yakın... Canınız sıkılıp dünyanın dört bir yanına huzur götürmek istediğinizde işler ters gittiği anda bir basımlık düğme uzaklığında olan robotlar üretebilirsiniz. Kim bilir, eşref-i mahlukat eseri olan Irona hayatta olsaydı bugünkü Tomahawk ve Cruise kardeşlerini görseydi nerden nereye deyip oturup sevinçten ağlardı belki de… Sahi ya şimdi aklıma geldi; o bir robottu ve kalbi yoktu…
Nurullah Demir dikkat çekti
bakıyorum pek bi yorum yok..
müslümanların dikkatini çekmiyor bu (sosyal adalet) işleri kardeşim...
imamuddin halil..mustafa sıbai..seyyid kutub..şeriati ya da şimdilerde eliaçık okurlar.. ama sadece okurlar.. praksise dökende yok..