“Savaşın, açlığın, cinayetin, haksızlığın ve zulmün yaşandığı bir dünyada yaşadığımız bir gerçek. Bütün bu olumsuzlukların yanında, iyilerin ve iyiliklerin yanında olmak zor olsa da; biz iyilerin ve iyiliklerin yanında olmaya karar verdik.” diyerek yola çıktılar. Okul bünyesinde yeni bir okul oluşturdular. ”Erdem, bir isimden daha fazlasıdır!” dediler ve bu sloganı düstur edindiler.
Erdem, bir isimden daha fazlasıdır!
Her şey Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi müdürünün değerler eğitimiyle ilgili proje hazırlanmasını tavsiye etmesiyle başladı. Görevlendirilen öğretmenler büyük fedakârlık ve gayretlerle projeyi yürütmeye başladılar. Proje 3. yılını geride bırakırken bir sürü güzel işe imza atıldı. Her yıl daha çok öğrencinin görev alması için projeye eklenen faaliyetler ve öğrencilerin ilgisiyle giderek büyüyen erdem projesi okul içinde adeta ayrı bir okul hüviyeti kazandı ve “Erdem Okulu” ismi projenin adı olarak kaldı.
Önceleri gayeleri sadece unutulmaya yüz tutmuş kavramları yaşatmaya çalışmaktı. Saygı, sevgi, merhamet, vefa, fütüvvet, ahilik, komşuluk, cömertlik ve daha birçok konu seçilerek bu konularda çalışma yapılması istendi. Her 10. sınıf öğrencisi, düzenli olarak çocuk esirgeme kurumuna giderken 11. sınıf öğrencileri huzurevi ziyaretleri yaptılar yıl boyunca. Yine her 11. sınıf, hanımlara ve çocuklara camilerde programlar düzenledi. Hastahaneler, umut çocukları, yardım kampanyaları, oyuncak toplama… derken her öğrenci en az bir proje için elini taşın altına koydu.
Evet, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde “Erdem Okulu”nun kapanış programındaydık. Tüm senenin değerlendirmesinin yapıldığı program hakikaten takdire şayandı. En güzeli de oradakilerin gayretini görmekti. Tüm bunlar bizi “Erdem Okulu”nu araştırmaya sevk etti.
Erdem Okulu onlar için ne ifade ediyor?
İsmet Özel’in “Öyle inanıyorum ki yaşamak berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır.” mısrasını bu çocuklar çok iyi biliyorlar. Erdem Okulu gönüllüsü 10. sınıf temsilcilerinden bir arkadaşımız rehberlik derslerinde yapılan toplantıları iple çektiğini, not kaygısı olmadan sadece hayırlı işleri planlamak için bir araya gelişlerinin kendisini çok heyecanlandırdığını, projede yer almasının okula geliş gayesine derin anlamlar kattığını, derslerine de bu şevkle eskisinden daha çok çalıştığını söylüyor. Erdem Okulu’nda notla değerlendirmenin olmadığını, okuldan mezun olurken değil ama hayattan mezun olup giderken arkada anlamlı işler bırakmanın, hayır duası almanın en büyük karşılık olduğunu söylüyor diğer bir temsilci arkadaşımız.
Peki, Erdem Okulu nasıl kurulmuştu?
Temel gayesi okul öğrencilerine, unutulmaya yüz tutmuş vefa, sorumluluk, merhamet, infak, saygı, muhabbet gibi erdemleri hatırlatmak ve onların yaşatılmasını sağlamaktı. Öğrencilerden her ay belirlenen bir kavramla ilgili proje sunmaları istendi. Sonunda bu projelerden bir program yapılması veya yayın haline dönüştürülmesi bekleniyordu. Ama bilirsiniz ki öğrenci milleti böyle soyut vazifelerden pek hoşlanmaz, uğraşmak istemez. Hele bir de Kartallıysa zaten işi başından aşkındır, sosyal vazifeleri çoktur; hiç rağbet göstermez.
Projenin bu şekilde yürümediğini fark eden öğretmenler, öğrencilerin yaşayarak öğrenmesi için formatı uygulamaya dönük değiştirirler. Eklenen faaliyetler ilk yıl birkaç sınıfta denenerek gözlemlenir; ertesi sene ise tüm sınıflara yayılarak proje kapsamı genişletilir. Yeni format oldukça tutmuş; artık örgenciler projelerde görev almak icin birbirleriyle yarışıyor.
Meclisleri de var!
Erdem Okulu öğrenci başkanı arkadaşımız, üç yıldır her sınıftan seçilen öğrencilerden oluşan bir meclisle çalıştıklarını, rehberlik saatlerinde düzenli toplantılar yaparak neler yapılması gerektiğine tartışarak karar verdiklerini, ayrıca geçmiş faaliyetleri değerlendirdiklerini söylüyor. Alınan kararların temsilciler aracılığıyla sınıflara duyurulup programlardan herkesin haberdar edildiğini öğreniyoruz.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır!
Komşuluğun ehemmiyetinin farkında olan imam hatipliler yan taraflarındaki 50. Yıl General Refet Bele İlköğretim Okulu’ndaki sbs öğrencilerine ders vererek küçük komşularını ihmal etmemişler ancak İlköğretim okulundaki inşaat sebebiyle yarım kalmış.
Camiler sadece namaz kılmak için değildir!
Camiler onlar için oyun oynayan çocuklara kızma yeri değildi, Cuma namazı dışında boş kalan mekân da değildi. Gönüllülerimiz, hanımlara ve çocuklara yönelik yaptıkları programlarla birçok kişinin camiye bakış açısını değiştirdi. Camilerde çocukların ilgisini çekmek için çizgi film kahramanlarının kostümlerini kiraladıkları bile olmuş.
Arkadaşlarımız camilerin sevilmesine ve şenlenmesine vesile olmanın mutluluğunu yaşarken gelen tepkiler halkın böyle programlara ne kadar ihtiyaç duyduğunu ortaya çıkardı. Öyle ki program çıkışı fetva soran teyzelerin olması öğrencilerin imam-hatip sıfatını hakkıyla yerine getirmeye çalıştıklarının en büyük kanıtıydı. En çok takdir toplayan programlar ise Nisan ayında yapılan Kutlu Doğum programlarıydı.
Balkan ülkelerine kitap gönderdiler
Arkadaşlarımızın Anadolu yakasındaki iki huzurevine düzenli ziyaretler yapıp, yılsonu kermeslerinde standlar açıp maddi olarak da huzurevlerine destek olduklarını öğreniyoruz. Arzu Hoca’nın koordinatörlüğünde yıl boyunca her 11. sınıf, dönüşümlü olarak huzurevlerini ziyaret etti. Çeşitli program ve etkinliklerle huzurevlerini şenlendirmişler.
Erdem Okulu faaliyetleri Türkiye sınırlarını aşarak kardeş Balkan ülkelerine kadar ulaştı. Senenin başında düzenledikleri kitap destek kampanyasıyla Balkanlardaki kardeş okullarının kütüphanesine koli koli kitaplar alıp gönderdiler. Ayrıca “Okumak Özgürlüktür!” sloganıyla başlattıkları diğer bir kampanyayla topladıkları kitapları çeşitli hapishanelerin kütüphanelerine gönderdiler.
Yalnız değillerdi; onlar gibi dertli olan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin kurduğu Marmara Genç Gönüllüler grubuyla irtibata geçtiler, toplantılar yapıp dertleştiler, dertlendiler, birlikte Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı yerleri ziyaret ettiler. Kuruma bağlı Anadolu yakasındaki 4 farklı merkez, senenin başında erdem meclisi toplantılarında öğrencilerin aldıkları kararla 10 ve 11. sınıflara zimmetlendi. Yıl boyunca her sınıfın gönüllüleri düzenli aralıklarla hafta sonları kendilerine düşen kurumdaki kardeşlerini ziyarete gitti. Çocuklarla eğitici-eğlendirici aktiviteler yapan Erdem Okulu mensupları, ziyaretlerin kendilerini çok geliştirdiğini, ilgilendikleri kardeşlerini çok sevdiklerini ve ziyaret haftalarını iple çektiklerini ifade ettiler. Sadece ziyaret etmediler, sene içinde farklı vesilelerle hazırladıkları programlara kurumları davet ederek kardeşlerini kendi okullarında ağırladılar. Ev sahibi olmanın coşkusu başkaydı.
Senenin son faaliyeti olarak da, ziyaret ettikleri bu yerlerdeki öğrencileri tanıştırıp kaynaştırmak amacıyla 4-5 Haziran tarihlerinde Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde futbol turnuvası gerçekleştirdiler. Sahanın çıkışında Kartallı abla ve abilerinin hazırladığı lezzetli sofranın basında yorgunluklarını atan küçük sporcuların sevinci gözlerinden okunuyordu. Ayrıca okul bahçesinde bulunan şişme oyuncaklar sayesinde de çocuklar neşeli saatler geçirdiler.
Bilardo bile oynadılar!
Huzurevlerine gerçekleştirilen ziyaretlerde ikram edilen lokumlarla ağızlar tatlanırken, öğrencilerin usta bilardocularla kapışmalarını izlemenin tadı daha bir güzel olmuştu. Dede torun ilişkisi içinde gerçekleştirilen muhabbetlerden aldığımız keyif, o yaşlı çehrelerin mütebessim haline şahitlik etmek kadar güzeldi.
Sohbet etmek bir ihtiyaçtır!
Erdem Okulu’nun ikinci senesinde okulun sağlık kulübüyle işbirliği yaparak hastane ziyaretleri projesini başlattılar. Hastanelerin projeye dâhil edilişine ise Erdem Okulu danışman öğretmenlerinden Aslı Hoca’nın terminalde karsılaştığı küçük bir çocuk sebep olur. Aslı Hoca, terminalde otobüs beklerken herkese laf atan bir çocuk görür. Çocukla oturup sohbet ettiğinde ise onun üç aydır okullarına çok yakın bir hastanede yattığını öğrenir. Hastanede yattığı süre boyunca annesinden başka konuşacak kimsesi olmayan minik delikanlı konuşmaya hasret kalmıştır ve gelip gecen herkese laf atarak hastaneden çıkmanın sevincini yaşıyordur.
Aslı Hoca, Erdem meclisine konuyu acar ve düzenli hasta ziyaretleri teklifi okul yönetimi ve sağlık kulübü tarafından da onaylanır ve ziyaretler başlar. 3 yıldır Sağlık kulübü öğrencileri sene boyunca her Çarşamba günü rehberlik saati ve öğle teneffüsünü birleştirerek düzenli hastane ziyaretlerine giderler. Kimi zaman hastalarla sohbet etmiş, kimi zaman dergi gazete okuyarak sıkıntılarını hafifletmeye çalışmışlardır. Hastaların memnuniyetini fark eden hastane yetkilileri, ziyaret günlerinin artmasını bile teklif etmiş. Ziyaretlerin en az hastalar kadar kendilerine iyi geldiğini söyleyen Kartal’ın Erdem Okulu mensupları, ziyaretçisi olmayan hastaların buruk gecen ziyaretçi saatlerinde kimsesi olmayan hastalara refakat etmekten büyük sevinç ve huzur duyduklarını, vefanın önemini yaşayarak, hissederek öğrendiklerini ifade ediyorlar.
Umudunu kaybetme
Bu güzel projenin mimarları, umut evlerinde kalan çocukları da unutmazlar. Okulun 10-A sınıfı öğrencileri sınıf rehber öğretmenleriyle birlikte çarşamba günleri rehberlik derslerinde Umut Çocuk Evi’ni düzenli ziyaret edip birlikte birçok faaliyette bulunurlar. Dönem sonunda Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi futbol sahasında yapılan Dostluk Maçı ile aradaki bağları kuvvetlendirirler.
Haydi sünnete!
Erdem Okulu gönüllüleri, yıl boyunca ziyaret edilen yuvalardan birinde sünnet olan çocukların düğün organizasyonuna çeşitli hediyeler hazırlayarak iştirak ettiler. Çocuklar ve görevlilerin birbirinden güzel gösteriler hazırladığı sünnet töreninde en çok ilgiyi çocukların kurduğu mehteran takımı görür. Törene katılan Erdem Okulu gönüllüleri çocukların bu mutlu günlerindeki sevincini paylaştılar.
Unutmadan, bu değirmenin suyu nerden geliyor diye düşünenler için söyleyelim. Erdem Okulu Gönüllüleri, bu faaliyetleri sene içinde hazırladıkları yiyecek kermeslerinden elde ettikleri gelirler ile gerçekleştiriyor. Okulun anneler birliğinin maddi ve manevi desteği de çok büyük. Öğrencilerin harçlıklarından verdikleri destekler de büyük hayırlara sebep olmuş. Erdem Okulu başkanı arkadaşımız her türlü maddi ve manevi desteğe acık olduklarını belirtiyor.
Hafta içi ve hafta sonları servisleri ayarlayan, ders programını rehberlik dersleri ve öğle teneffüsüyle birleştirip faaliyetlerin okulda planlanıp dersler aksamadan yapılmasını sağlayarak projeye büyük destek veren kişi ise okul müdürü.
Mehmet Akif’in, “Allah’a dayan saye sarıl hikmete ram ol/ Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol” beytini hatırlıyor imanı aksiyona dönüştüren, Kur’an-ı Kerim derslerinde ezberledikleri ayetleri amele döken, başkalarına yaşatırken yasamayı öğrenen gençlerimiz gelecek adına hepimizi heyecanlandırıyor. Allah kardeşlerimizi böyle güzel işlerden ayırmasın ve onların hayır kapılarını hiç kapatmasın. Amin.
Saliha Kübra Solaş haber verdi
Size komşu bir okulun öğretmeni olarak yaptığınız çalışmaları büyük bir heyecan ve mutlulukla takip ediyorum. Hatta önüme gelen herkese anlatıyorum. Alllah emek veren bütün öğretmen ve öğrencilere güç kuvvet versin, hepsinden razı olsun. Darısı diğer okulların başına.