Dünyada gıda sektörü ticari noktada en çok kâr sağlayan sektörlerden biridir. Neden? İnsan gıdasız yaşayamaz çünkü. Gerek nüfusun çokluğu gerek acelecilik hastalığı ve insan tabiatının verdiği hırsla günümüz gıda sektörü, insan tüketimi için fakat ‘insan’ı düşünmeden bir üretim sektörü haline gelmektedir. Eskiden seri gıda üretimi belli başlı ürünler için geçerliydi. Yöresel, bir şehri ‘meşhur’ eden gıdalar seri üretimin söz konusu olamazdı. Ama bugün -maalesef- gıdaların ‘meşhur’ oluşu bu ürünleri özgünlüklerinden ayırıp ticari bir meta haline getirecek vaziyete kadar gelmiştir.
Bir İnegöllü olarak vatan çapında İnegöl köftesi üzerinden yapılan bir ranta dikkat çekmek istiyorum. Öncelikle, İnegöl'den geçerken yol üstündeki bir markette yaşadığım bir hadiseyi nakledeceğim. Başka bir şehirden olduğu anlaşılan bir teyzemiz elinde marketin kasap bölümünden aldığı İnegöl köfteleriyle kasiyere veryansın ediyor, diyor ki: "İnegöl köftesi böyle mi olur?! İnegöl köftesi uzun ve incedir!" Bunu hem de İnegöl sınırları içerisinde iddia ediyor. Tabi kasiyer bir kaç şey söyleyip geçiştirmeye çalışıyor teyzenin bilmemezliğine pek de aldırmayarak.
Burada bir kavmiyetçilik yapmak veya reklam değil amacım. Vatanımızda maalesef nimetler üzerinden yapılan bir rant var. Bu sadece İnegöl köftesi için geçerli değil tabi ki. Aidiyetim noktasında ve bildiğim için İnegöl köftesi üzerinden zikrediyorum bu durumu.
Milletin sağlığına kastediliyor
Biz Müslümanlar için nimet Allah'ın bize bahşetmiş olduğu bir lütuftur. Biz nimetlerin çeşitlenmesiyle Cenab-ı Hakk'ın Rezzak, Kerim ve Rahim gibi isimlerini hisseder ve tanımaya çalışırız. Böylece şükrederiz. Bu nokta-i nazardan da nimetin doğruluğuna ve sağlıklı olmasına dair bir borcumuz vardır. Malumumuz nice yemekler yüzünden insanlar hasta olmakta, hatta hayatını kaybedecek duruma dahi gelmektedir.
Şimdi bakıyorsunuz ülke çapında İnegöl köftesine dair farklı bir algı var. Bu ince uzun şekliyle iştihar etmiş bir yanlıştır öncelikle. Hadi eyvallah şekilcilik yapmayalım ama uzun zamandır farklı bir rant daha cari. Bakıyorsunuz İstanbul'dan Erzurum'a kadar bakkallarda ve küçük ölçekteki marketlerde “50 adet İnegöl köftesi 4 lira” yazılı bir ‘A4 kağıdı’ asılı. İnce uzun mu şekli bilmiyorum ama bu hangi akıl ve mantığa sığmakta? Etin kilosunun 20 liradan fazla olduğu bir ülkede 50 adet İnegöl köftesi 4 lira! Bu bir aldatmaca değil de nedir? Mesele İnegöl köftesinin yanlış bilinmesinden ziyade, milletimizin sağlığına yapılan kasıtlı bir zararın bir beldenin ‘meşhur’ lezzetiyle yapılmasıdır.
Meseleyi açığa kavuşturmak için zikretmek gerek ki hakiki İnegöl köftesi yuvarlak biçimde olur. Kıyma yumağından ziyade diğer köftelerden ayırıcı bir tada sahiptir. Bir kilosu 38 lira civarında ve bir porsiyonu 10 lira üzerindedir. Etin bozulmaya yüz tutmuş kısmından da yapılmaz. Hele 50 tanesi 4 lira olacak kadar sağlıksız hiç değildir.
Bu konu yıllardır zihnime kurcalamakla kalbime bir teessüf vermekteydi. Ancak dile getirebildim. İnşallah geç değildir. Bu konuda insanımızı bilinçlendirmek ve ilgili kişilerin harekete geçmesini sağlamaktır niyetim. Türkiye’nin yöresel özgünlüklerinin yurt çapında metalaştırılması girişiminin, ülkenin milli gelirini yükseltse de ‘milli’ değerini tahrif etmekte olduğu düşüncesindeyim. Bu yüzden ‘sizin oranın nesi meşhur?’ sorusuyla samimi bir muhabbete devam edebilmek için bu noktada bir bilinçlenmeye ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Kendi rızkını böyle ‘meşhur’ lezzetlerin ticareti ile elde etme yolunda olanların, işi bilen, özgünlüğünü ve sağlığını bozmadan rızıklarını temin etmeleri umulur.
Melih Turan yazdı