Ahir zaman fitnelerinin bir bir zuhur etmesiyle kimlere güveneceğimizi de şaşırır olduk. Her türlü değerin, fikrin, güzelliğin aşındırılmaya çalışıldığı bu zamanda, elimizde bir kor gibi tutuyoruz imanımızı. Resmi - gayr-i resmi her türlü kurum bilincimizde bir yara açıyor. Tuhaf bir muğlaklık var ortada. Artık hakikate savaş açan dahi kalmadı gibi. Hakikat büsbütün görmezden geliniyor. İsmet Özel, “Amerikan Malı Türkiye Ahalisi” dediğinde sanırım bunu anlatmak istemişti. Bu felsefi derinlikten dahi mahrum olan materyalizmden Allah’a sığınırız. Ancak konumuz bu değil. Konumuz şuurumuzu tahrip eden kurumlardan biri olmayışıyla temayüz eden bir oluşumun kaliteli ve samimi bir etkinliği açıkçası. Yani, Dar’ül Hikme’deki “İhya-u Ulumiddin” sohbetlerinden bahsetmek istiyorum.
Müctehid fi’l Mezheb
İhyau Ulumiddin, Şafii mezhebi içinde Müctehid olan İmam Gazzali’nin bize çağlar öncesinden “derhal özüne dön!” diye haykıran muazzam eseri. Dini ilimleri yaşatmak anlamına geliyor ismi. Dersleri işleyen hocamız ise Talha Hakan Alp hoca. Her Pazartesi akşamı saat 19:30-20:30 arası Dar’ul Hikme’de yapılıyor sohbet.
2 Bölüm
Ders, iki kısma ayrılıyor. İlk kısımda İhya’nın 1. Bölümü olan İbadet bahsi, ikinci kısımda 3. Bölümü yani Muhlikat (Ahlak) bahsi irdeleniyor. Talha hocamız, eserin orijinal metnini okuyor ve günümüz diliyle de ne denmek istediğini açıklıyor dinleyicilere. Basit bir paylaşımdan ibaret değil bu hiç şüphesiz. Bazen İhya’nın öyle bölümleri geçiyor ki; kalbe, dile gelmez, kelimelere sığmaz bir çok nur Allah tarafından ilka edilebiliyor. Bu da sanırım eserin müellifi ve dersi veren hocayla alakalı bir durum. İmam ve cemaat arasındaki ilişkiyi hep olumsuzlama üzerinden kavrıyoruz, ama günümüzde veya geçmişte ne kıymetli İmamlar, Alimler, Sufiler, Zahidler yaşıyor/yaşadı bilmiyoruz. Sağlam bir İmam’a cemaat olabilmek, hakiki bir Alim’e talebe olabilmek, modern dünyanın dayattığı bütün “fırsat”ları elinin tersiyle itmeyi gerektirmez mi?
Malayani
Birçok boş söz söylediğimin farkındayım. Günlük hayatta da, yazılarda da sürekli malayani olandan bahsettiğimi biliyorum. Belki de bu yüzden eski risaleleri okurken “dilin afetleri” bölümünde tedirgin oluyorum. Amacım yalnızca hayırlı bir işin duyurulmasından ibaretti. Ama gaflet bırakmıyor yakamı ve sanki kelimeleri fethedecekmişim gibi birçok yararsız söz söyletiyor bana.
Davet
Dar’ul Hikme’deki İhya dersleri ilgi gösterilmesi gereken bir faaliyet olarak duruyor önümüzde. Derslere hanımlar da katılabiliyor üstelik. Samimi bir irşad çalışmasına “hayır” demek post-modern dünyada yaygın olan bir şey ise de Pazartesi akşamı 19:30’da işi olmayanlar bu faydalı programı kaçırmasınlar.
Melih Koşucu bildirdi.
Melihkosucu89[at]hotmail.com
Yahu keske bunu kayit etseler, kendilerine bir blog acsalar, ve kolayca her haftaki dersi ekleseler de biz de faydalanabilsek.