Gündelik hayatta fiziken ve ruhen iyi hissettiren; benliğinizde olumlu duygular uyandıran neler var? Zor bir gün yaşamış olabilir, çalışma hayatınızda sıkıcı bir dönemden geçiyor olabilirsiniz. Gün boyu çocuğunuz uyumamış ya da gününüzü hastanede bitkin bir şekilde tamamlamış da olabilirsiniz. Çünkü ömür denilen bu yolculuk, inişli çıkışlı bir yokuş gibidir. Bu süreçte, çeşitli stresli durumlarla karşı karşıya kalındığında her bireyin vereceği tepki ve stresle başa çıkma yöntemi farklılaşır. Bazı insanlar böyle bir durumda alışveriş yapmayı tercih ederken bazılarıysa odasına kapanıp uyumayı tercih edebilir. Gelin bu yöntemlere bir alternatif olarak tabiatı ve müziği ele alalım. Modunuzun düşük olduğu bir günde sakin bir doğa yürüyüşü yapmaya ne dersiniz, ya da motivasyonunuzu arttırmak için size hoş gelen namelere kulak vermeye?
Yaratılış ve doğa
İnsanoğlu yaratılışı itibarıyla tabiatla iç içedir. Yaratılış sürecine binaen Secde Suresi 7-8 ve 9. Ayet-i Kerimelerde Rabbimiz; “O, yarattığı her şeyi en güzel şekilde yaratmıştır. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı. Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı. Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi.” buyurmaktadır. Canlı-cansız tüm varlıklarla bir bağ kurarak yaşamını sürdüren insanoğlu, manevî anlamda da doğadan etkilenmektedir. Örneğin Hipokrat’ın naklettiğine göre hava durumundaki değişimler insanların ruh halinde de değişikliklere yol açabilmektedir. Hava durumu normal seyrettiğinde insanın ruh hâlinin daha stabil olduğu gözlemlenmiştir. Bu nedenle tıpkı hava durumu değişikliği gibi ruh hâlimiz de dalgalanır, bazen öfkeli bazen neşeli hissederiz. Hatta iklim değişikliklerinin insanların yüz şekilleri ve karakterlerine dahi etki edebildiği tespit edilmiştir. Örneğin; Türklerin yaşadığı bölgelerin soğuk olması nedeniyle vücutlarındaki nem kuruyamamaktadır, böylelikle mizaçları da tıpkı yaşadıkları bölgeler gibi soğuk olabilir. Bir başka örnek olarak engebeli yerlerde yaşayan toplulukların mizaçları da daha sert olabilmektedir. Özetleyecek olursak insanın ve tabiatın birbirini karşılıklı olarak etkilediği görülmektedir.[1]
Müthiş bir ikili: Doğa ve insan
İslâmi perspektiften incelendiğinde kâinat çerçevesinde doğa ve insan birbirini tamamlayan iki parçadır. Doğada her şeyin bir denge ve uyum içerisinde yaratılmış olması insanın da yaratılış sürecine ışık tutmaktadır. Bu muhteşem uyuma göz atıldığında insanın yaratılış amacı ve anlamı gözler önüne serilmektedir. Aslında yeryüzünde var olan çeşitlilik ve farklılığın insanlar arasında da olabileceği bize gösterilmektedir.[2]
Doğa ile yakın ilişkide bulunmanın fiziksel ve psikolojik anlamda yararlarını düşündüğümüzde, olumlu etkilerinin yanında olumsuz sonuçları önleme konusunda da etkili olduğunu söylemek mümkündür. İnsanların doğayla doğrudan bağlantılı olması bir yana, yalnızca bir ağacı seyretmek hatta böyle bir alana kolay ulaşabileceğini bilmenin dahi ruha iyi gelen bir yanı olduğu tespit edilmiştir. Çevre psikolojisi üzerine yapılan bir dizi deneysel çalışmada, final sınavına girecek öğrencilerden doğa manzaraları seyreden öğrencilerin stres düzeylerinin azaldığı belirtilirken yapılaşmış şehir manzaralarını seyreden öğrencilerin stres düzeylerinde artış olduğu tespit edilmiştir.[3]
Doğa ve insanın ne denli birbirine bağlı olduğuna işaret eden fiziksel ve ruhsal iyileşme örneklerine değinmenin ardından bir diğer başlığımız olan müzik ve insana göz atalım. Müzik deyince aklımıza neler geliyor? Çok çeşitli bir yelpazeye sahip olan müziğin oldukça hayatımızın içinde bir yeri vardır.
Müzik bize neler katar?
Müziğin insan psikolojisine olumlu etkileri olduğu ve motivasyonumuzu genel anlamda arttırdığı çeşitli çalışmalarda tespit edilmiştir. Araştırma sonuçları düşünüldüğünde, müzik dinlemenin psikolojik etkileri aşağıdaki gibidir:
• Dikkat ve odaklanmayı arttırabilir.
• Stres seviyesini azaltabilir.
• Hafızayı düzenleyebilir.
• Öğrenmeyi pekiştirebilir.
• Motivasyonu arttırabilir.
• Uyku problemlerine çözüm sağlayabilir.[4]
İslâmi açıdan baktığımızda ise müzik dinleme hususunda seçici ve ölçülü olmanın önemini belirtmekte fayda vardır.
Sonuç olarak doğa ve insanın birbirini tamamlayıcı ve besleyici unsurlar olduğunu söylemek mümkündür. Hatta insanın başlangıcının ve sonunun toprak olduğu doğadan gelip tekrar doğaya döneceği gerçeği hatırımızdan çıkmamalıdır. Şifanın doğada olduğu ve musikinin de bu şifaya eşlik ettiği yıllar boyu şifahanelerde musikinin deva olarak kullanıldığı da düşünüldüğünde hayatımızı iyi anlamda etkileyebilecek bu araçlardan istifade edebileceğimiz unutulmamalıdır. Ne güzeldir bu şifa kapılarının kadrini kıymetini bilene…
Rümeysa İnce Kul
Sabahattin Zaim Üniversitesi • PSİKOLOJİ / SOSYAL HİZMETLER