Gökhan Özcan 80li yıllardan beri gönüllerde taht olmasa da tadı yerinde bir şezlong kurmuş bir yazarımız.
Ondan ne güzel metinler okuduk. Hakan Albayrak çetesinin sihirli adamı. Ümit neslinin efsane dergisi Selam dergisinde Altışikiden Tavşan kitabındaki metinlerini okuduk. Sene 88-90.
Hiçbişey isimli tadı unutulmaz öykü kitabı. Küçük Prens ile Oğuz Atay arasında muzip bir yazar düşünün. Muzip ve biraz da kırılgan. Biraz da mutlu. Biraz da sessiz mi sessiz. İzlenim dergisinde Ters Köşe. Sonra Yeni Şafaklı yıllar. Kozasını orda sessizce örüyor Gökhan Özcan.
Onu bilenler biliyor.
Pek ortalığa çıkmaz. Ankara'da yaşıyor. Belki de Ankara'da yaşıyor olmasının da etkisi var ortalarda görünmemesinde.
Ben onun İstanbul'da herhangi bir konuşma, konferans, söyleşiye katıldığını görmedim, duymadım.
Salı günü ilk defa bir söyleşiye katılacak Gökhan Özcan. TYB İstanbul şubesinin düzenlediği Edebiyat Mevsimi etkinlikleri kapsamında yeni öykü kitabı Serçe Parmağı'nı Asım Gültekin ile konuşacak.
Gökhan Özcan'ı dünya gözüyle bir söyleşide konuşurken görebilmek için 45 yıl kadar beklemek gerekiyor sanki.
Hani Halley kuyruklu yıldızı vardır ya, adından yadigar Ülker'in pastası vardır, bilirsiniz, 75 yılda mı 76yılda mı ne bir gelir. Gökhan Özcan o Halley gibi bir yazar. Ben kaçırmayacağım, sizin de haberiniz olsun istedim.
Özlem Torun haber verdi
Gökhancığım Özcan'ı üstelik kendi mahallemde konuşurken dinleyememiş olmak içime de dert oldu dışıma da.
son kitabını okumuş olmanın da hafifletici hiç bir etkisi olmadı.
edebiyat mevsiminin insana ettiği fenalıklar deyip geçebilsem iyi olurdu, geçemedim...