Elli sayfaya sığar mı bir milletin hikâyesi?

Birileri bizimle sürekli oynayıp duruyor. Tam kazandığımızı zannettiğimiz anda bile aslında en büyük yenilgiyi aldığımızın farkına ne vakit varacağız? Mustafa Yazgan, Monark kitabıyla fark etmemizi sağlıyor..

Elli sayfaya sığar mı bir milletin hikâyesi?

 

Nereden aldığımı bile hatırlamıyorum. İnsan, üstüne küçük bir not düşer, o da yok. O yıllarda kitaba bir şey yazmak namussuzlukla eş anlamlıydı benim için. Ama zaten okuldan yurda, yurttan okula giderken kitap almamıza müsaade edilen tek bir kitapçımız olduğuna göre… Evet evet, büyük ihtimal Seher Kitabevi’nden almışımdır. Şimdi yerinde yeller esen Seher’imizden.

Ütopya mı, yoksa gerçek mi?

Mustafa Yazgan, Monark kitabını 1967 yılında yazdığını, ancak kitabın 1970 yılında basılabildiğini yazmış kitabın ilk sözünde. Aynı yayınevi hâlâ var mıdır bilinmez ama Elif Yayınları’nın ikinci baskısı elimdeki kitap. Bilenler bilir ama bilmeyenler için söyleyeyim: Bizim zamanımızda hayli meşhur ve efsane gibi dillerde dolaşan bir kitaptı. Ütopik bir ülke olan Monark Adası’nın hikâyesi bize bir yerlerden tanıdık geliyordu galiba. Elli sayfalık bir kitap. Bir milletin hikayesi elli sayfaya sığar mı? Yazar sığdırmış. Nitekim başımıza gelen ve her kritik dönemde tekrar eden aynı senaryoları okurken düşünüp değerlendirme ve sanki hali pür melalimizi sakin kafayla bir tartma imkânına sahip oluyoruz. Yaşarken unuttuklarımızın, ne badirelerden geçtiğimizin farkına okuyunca daha fazla varıyoruz ve içimiz cız ediyor.

İnsanın önce gözü kamaşır, sonra zihni karışır

Kitaptan haberdar olmayanlar için az biraz mevzu çıtlatalım ki kitabın önemi daha iyi anlaşılabilsin. Kitapta geçen Ahmedland bir ada ülkesidir ve çok bağlı oldukları bir kitapları vardır. Ülkenin bütün sistemi bu kitaba bağlı bir nizama göre işlemektedir, yani Sembol Kitap’a göre… Ada halkının çoğunun okuma yazması ileri seviyededir. Her şey güllük gülistanlık devam ederken, çevre adalardaki düşmanlar çıkarları için harekete geçer ve hain planlarını uygulamaya koyarlar. Amaçları ada halkını Sembol Kitap’ın nizamından uzaklaştırıp kendi arzu ettikleri nizamı ülke halkına sessizce yaymaktır.

Planın destekçisi ve organizatörü Müttefik Biraderler Komitesi olarak belirlenmiştir. Adanın Emir’inin hiçbir şeyden kuşkulanmaması için adaya sızanlar, adanın nizamına uyuyormuş gibi, onlardanmış gibi davranırlar. Öncelikli amaçları kendi yeni nizamlarını “ileri”, Sembol Kitap nizamını ise “geri” kelimesiyle ifade edecek olmalarıdır. Bir gün yeni bir dükkân açılır şehirde. Adı Yeni Nizam Bakkaliyesi’dir. Ardından Yeni Nizam Kasabı, Yeni Nizam Lokantası vs… Açılan bu mekânların ortak özelliği temiz, bol ve gösterişli ürünler sunmaları ile birlikte şık tabelaları olmasıdır aynı zamanda. Yani “ışıltılı, pırıltılı, göz alıcı ve hatta göz kamaştırıcı” diyebiliriz günümüzle kıyas edersek.

Medya her zamanki gibi yine başrollerde

Ve sonra tahmin edin ne oluyor? Yeni Zürriyet adında bir gazete çıkarılmaya başlanıyor. Medya olmadan olur mu, tabi olmaz. Çevrilen dolapların, tutması için, desteklenip yayılması, ilan edilmesi lazım gelir ki, halka içten, içerden azar azar zehri akıtmak mümkün olsun ve plan başarıya ulaşsın. Gazetenin hedefi genç nesli avuçları içine almaktır. Haberler ve makalelerin yanı sıra eğlenceli yazılar, karikatür ve çıplak kadın resimleri ile “işlenmemiş cevher” diye tabir ettikleri gençlere keyifli vakitler geçirtecek bir gazete.

Buna biz aynı amaca hizmet eden dergileri, televizyon kanallarını da ilave edebiliriz. Günümüzde de bu yönde yayın yapanların ne amaç güttükleri ortada. Hâsılı kelam ülke karıştırılıyor, düşmanlar adaya hücum ediyor ve bir kurtarıcı peyda oluyor. Adı Monark olan bu kurtarıcımız Emir’in ordusuna katılıp güvenini kazandıktan sonra ada iki buçuk yıl süren bir savaşla karşı karşıya kalıyor. Ardından medyanın da desteği ile şişirilerek adeta bir başkomutan edası ile idareyi ele geçiriyor.

Hiç akletmeyecek miyiz?

Evet, bir zafer kazanılmıştır ama peki ya kaybedilenler..? Artık ada Ahmedland adası olduğu zamanlardan çok başka bir hale bürünmüştür. Çıkan karışıklığın ve harbin faturası Sembol Kitab’a yüklenir ve artık ülkede bu kitaba değil, Yeni Nizam’a uyulacağı ilan edilir.

Arkasından gelenleri tahmin etmek zor değil. Malum olduğu üzere kitaba uyanlar gerici, diğer zatı muhteremler de ilerici olarak mutlu mesut yaşamaya devam ederler mi acaba?  Ne kadar da bizim ülkemizle benzer tarafları var değil mi? Neyin ilerisi neyin gerisi. Önce zihinlerimizi arındırmamız ve bu kuşatılmışlıktan kendimizi bir silkelememiz gerekiyor. Bu asla kısa vadeli bir plan değil, son derece uzun ve sinsice ilerleyen bir plan. İnsan biraz düşününce Emir’in çok safça bir iyi niyet içerisinde bulunduğuna hüküm veriyor. Ve kitaptan uzaklaştıkça, onu sadece duvarda asılı bırakıp yaşamaktan, inandığını tatbik etmekten vazgeçtikçe ipler gevşiyor. Bir kere taviz verildikten sonra arkası geliyor. Düşünmen gerekenleri artık düşünemez oluyorsun. Çünkü etrafında seni tahrik edecek, kendinden geçirecek cezbedici nesneler ahenkle dans ediyor. Adeta bir ablukaya alınmışsın, alınmışız.

Mustafa Yazgan, Monark kitabı ile uykusu ağır olanları uykusundan uyandırıyor. Aynı senaryo farklı oyuncular ve farklı materyallerle dünya var olduğu sürece sahnelenecek. Peki, biz her seferinde niçin aynı oyuna geliyoruz? Bu kitabı oyuna gelmemek için okumalıyız. Yani düşünüp, akletmek için…

 

F.Kebire Gündüz Karaaslan hatırlattı

YORUM EKLE
YORUMLAR
hasan üstün
hasan üstün - 6 yıl Önce

bu kitabı bir fotokopi nüshası şeklinde okudum çok şeyi azla anlatan bir çalığma olmuş..orjinalini arıyorum ...yine fotokopi yada pdf şeklinde de olur..yardımcı olacak biri varsa [email protected]

Yılmaz
Yılmaz - 6 yıl Önce

Seksenli yıllarda okumuştum. Bir kısmını hala hatırlıyorum. Gerçekten mükemmel bir kitap. İnternette çok aradım ama bulamadım. Bulan var mı acaba, veya halen piyasa da varmı bilmiyorum. Yazara da saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Betul
Betul - 6 yıl Önce

Babamdan kalma bir kitap çok küçük yaşlarda okumuştum. Ama babacim iyiki okutmuş bana harika bir kitap.şimdi bende çocuklarıma okutucam.

Feray
Feray - 6 yıl Önce

Ben okudum çok şeyler anlatıyor1977 yılında aldımhaala elimde

banner36