'Bizim çocuklar' Bahattin Yıldız'ı yazdı

Bahattin Yıldız’ı daha iyi anlamak adına, vefatı sonrası sevenleri tarafından kaleme alınan şiirler ve yazıların derlendiği bir kitap “Ümmetin Yüreği”…

'Bizim çocuklar' Bahattin Yıldız'ı yazdı

 

 

Bahattin Yıldız’ı 17 Mayıs 2010 tarihinden sonra tanıyan nice insan vardır belki. Haberlerde yayılan o acı duyuru ile… Zira Faruk Aktaş, Bahattin Yıldız, Ahmet Yoldaş ve Aynuddin Yoldaş, bulundukları uçağın Salang geçidine düşürülmesi sonucu şehit olmuşlardı o gün… 4 güzel insan şehadet mertebesine ulaşmıştı. Fakat aralarında öyle güzel bir insan vardı ki, arkadaşları arasında “Sen Ümmetin Yüreğisin” hitabına mazhar olmuştu. Bahattin Yıldız idi o.

Bahattin Yıldız’ı daha iyi anlamak adına, vefatı sonrası sevenleri tarafından kaleme alınan şiirler ve yazıların derlendiği, okuyanın okumayana hediye edip okumasını tavsiye edeceği bir kitap, Özgün Yayıncılık’tan çıkan Ümmetin Yüreği… Kitapta hemen hemen kaleme alınan her yazı ve şiirde Bahattin Yıldız’ı anlatmakta güçlük çekilen sözlere yer veriliyor ilkin. Öyle ya, saçlarına ak düşmüş bir yiğit delikanlıyı anlatmaya hangi sözler yetişebilir ki. Kitap bugün biz yeni nesillerin ve onunla beraber yaşayan nice insanın Bahattin Yıldız’ı daha yakından tanımasına, davasını tanımasına vesile olacak içerikte bir kitap.Bahattin Yıldız

Kitapta Bahattin Yıldız’ı hayattayken çok yakından tanıyan ya da gıyabında tanıyan, tebessümünü sadaka bilen insanların yüreğinden dökülenler kalemini konuşturuyor. Bu güzel insanlardan bir kaçı şöyle: Abdulkadir Seven, Abdullah Özdemircan, Ekrem Kızıltaş, Emin Batur, Fatma Barbarosoğlu, Fatma Ünal, Hikmet Gök, İbrahim Karagül, İhsan Süreyya Sırma, Ömer Lekesiz, Yusuf Kaplan, Uğur Aslan, Metin Ünlü, İsmail Yaşa, Mine Alpay Gün…

Ülkesi kocaman bir insanı anlatmak ne güç

Adem Özköse’ye, şehit olmadan üç gün önce “her an ölüme hazır olmalıyız” diyen Bahattin Yıldız’ı tanıyan, onunla muhabbeti olan, anıları olan, hatta bir selamını almış olan herkes nasipliydi. Çünkü Bahattin Yıldız için her bir insan çok özeldi. Çünkü Bahattin Yıldız vefanın en güzel örneklerini sergileyen, yetimlere babalık yapan özel bir insandı. Biz onu yetimlerin babası olarak bildik, öyleydi de. Ama onun ötesinde kıtaları dolaşan, “Rabbinizin rızasından gayri iş yapmayın” diyen, böyle bir davayı üstlenen Allah dostu idi. Nitekim hadis-i şerifte “nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz” hitabına mazhar olmuş, şehit kokan bir insandı.

Bahattin YıldızKitapta Fikri Cumhur’un da bir şiiri yer alıyor. Kendisi, Bahattin Yıldız’ı mısralara dökerken “şimdi sen yoksun ya” diyerek sözlerine başlıyor. Belki de içinden bin kez tekrar etmiştir, cennete gittin ya, şehit oldun ya ve sen yoksun ya diyerek… Fikri Cumhur şiirinde içindeki bütün serzenişi kelime kelime anlatıyor. Bahattin Yıldız’ın her bir yetime inci tanesi gibi özen gösterip, “bizim çocuklar” dediği o halleri “Sen yoksun ya” diyerek anlatıyor ve on dokuz yaşına geri dönmeyi arzu ediyor. Belki de hepimizi on dokuz yaşına utançla geri döndürmeyi istiyor.

Bahattin Yıldız bir gün Afganistan’da, bir gün Pakistan’da, bir gün Bosna’da, bir gün İran’da, bir gün İzmir’de, Erzurum’da nice insanın derdine merhem oluyordu. Bizler şimdi onun yaptığının yarısını bile yapamıyoruz; hatta hayatını okuduğumuzda bizlerin birer Bahattin olmaması için ‘ama’ ile başlayan bir sürü bahaneler üreteceğiz. Bu sebeple belki de bu kitabı bir hikâye kitabı gibi değil, yapacağımız işlerin sıralaması olarak görmeli ve okumalıyız.

 

Hatice Tüfekci, “Selam olsun önden gidenlere..” diyerek yazdı

YORUM EKLE