Türk Edebiyatı’nda Beşir Ayvazoğlu Söyleşisi
Türk Edebiyatı dergisi, 538. sayısında dosya konusu ve Beşir Ayvazoğlu söyleşisi ile dopdolu bir içerik sunuyor okuyucularına.
Ayvazoğlu, edebiyat dünyamızın tarihi hafızası diyebileceğimiz yoğunlukta işlere imza atan önemli bir ismi. Biyografi çalışmaları, araştırmaları ile geçmişle günümüze bir köprü kuran Ayvazoğlu, özgün bakış açısı ile oluşturduğu ustalıkla portreleri ile geleceğe kalacak nadide eserler ortaya koymaya devam ediyor. Bir dönem de Türk Edebiyatı dergisi editörlüğünü yürüten yazar ile Kübra Gürer bir söyleşi gerçekleştirmiş. Çalışmaları, yaptıkları ve yapmak istedikleri üzerine ufuk açıcı bu söyleşide özellikle araştırma yapmaya meraklı gençler için not edilecek birçok önemli detay var.
“Her edebâ türün kendine hastır. Bana zevk veren, beni motive eden tür değil, yazma eyleminin kendisi ve bu eylem sırasında tatmine ulaşan meraklarımdır. Bana gençler ne yapmaları gerektiğini sorduklarında genellikle “Merak edin!” derim. Merak saikiyle “Bu nedir, niçin böyledir, bilgiye nasıl ulaşabilirim?” gibi sorular sormaya başlarsanız arkası gelir. Merak edip peşinde koşmaya başladığınız bir mesele sizi yeni meseleler ve konularla karşılaştıracak, onları da merak edeceksin. Dikkat ederseniz benim bütün yazdıklarım -hangi konuda olursa olsun– birbiriyle alakalıdır.”
“Zaten biyografi yazmak detaylara girmek demek. Bunlar yazılmasa edebiyat tarihi yazılamaz aslında. Genel tarih yazanların ayrıntılara nüfuz etmesi mümkün değil. Dolayısıyla mevcut bilgiyi kullanırlar. Mevcut bilginin bir kısmı yanlışsa o bilgi temadi eder. Biyografi yazarları, monografik çalışmalar temadi eden yanlışların ve yorumların da düzeltilmesini sağlar.”
“Şu sıralarda çıkacak olan Erol Güngör ve Mehmet Genç biyografileri var. Ayrıca hayvanlar hakkında bir kitap yazdım, çıkmak üzere, ismi Öteki Canlar... Bu kitapta da biyografisini yazdığım hemen herkesin hayvanlar hakkında yazdıkları, herhangi bir hayvanı sahiplenip sahiplenmedikleri hakkında çarpıcı bilgiler bulabileceksiniz. Ayrıca tıka basa dolu bir Hamdullah Suphi Tanrıöver dosyam var. Oturup yazmak lazım ama vakit yetmiyor. Mümkün mertebe az yazılmış olanları çalışmak gerek.”