Yarın’dan Durmuş Hocaoğlu sayısı
Yarın dergisi yine zihinlerde kalacak, kıymetli özel dosyalarla yoluna devam ediyor. 8. Sayının özel dosyası Durmuş Hocaoğlu’na ayrılmış. Dosyadan altını çizdiğim satırları paylaşacağım.
“Hocaoğlu, siyasi tartışmaların, günlük değişen gündem maddelerinin içerisinden sıyrılarak, münevverliğin özbeöz anlamındaki aydın vazifesini yerine getirirdi. 2006 senesinde, Türk Yurdu'nda 2009'da yaşanacak sıkıntıları işaret ederken sözlerini aşırı kaygı dolu bulanlar, yıllar içerisinde O'na hak verdiler. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üniter yapısı, AB müzakereleri, terör sorunu üçgeninde toplumun ve yönetimin imtihan performansı Hocaoğlu'nun tereddütlerini, endişelerini haklı çıkaran cinstendi. 2009 yılında şartların içerisinde tarihi bir uyarıda bulunuyor, bugün artık yayın hayatında olmayan 2023 dergisinin yüzüncü sayısına verdiği demeçte, `2023'te Türkiye mevcut olmayabilir' sözüyle, dost dilinin acılığını sunuyordu. Hocaoğlu'nun gösterdiği tehlikelerin izdüşümleri henüz o tarihte kendini net göstermemişti.”
Çağhan Sarı
“Bir garip Hocaoğlu geçti bu deni dünyadan. Garip derken hüzün veren, kimsesiz, zavallı ve acayip demeye çalıştığım' mı zannettin? Hayır! Durmuş Hocaoğlu, gerek ilmi gerek dini hayatıyla asla hüzün veren bir geçmişe sahip olmadı. O gurur duyulacak işler yaptı ve vuruşarak çekildi bu dünyadan. Alnının akıyla yaşadı ve ahirette iman sahibi Müslüman bir Türkün onun gibi olmaktan ümit var olacağı bir kişi oldu. Kimsesiz olmadı keza Allah onunlaydı; Peygamber onunlaydı; belki yaşayan Türklere karşı muhabbetini yitirmeye başlamıştı fakat dünyadan gelip göçmüş âlimler, mütefekkirler, filozoflar, kahramanlar onunlaydı. Ona zavallı demek zavallılara yapılacak en büyük iltifat olur. Keza Hocaoğlu'nu aciz görene rastlanmış mıdır? Bilinmez. Yalnızlığı göze alan Durmuş Hocaoğlu gibi bir yiğide hiçbir güç galebe çalamazdı. Acayiplik ise Türk düşmanı küffara ancak Müslüman bir Türk entellekteli! (Kendisi bilhassa çift -1 kullanırdı.) gibi tavır alışı acayiplik olarak görenlere yakışırdı. Hakikat noktainazarından bakıldığında acayibin zıddı ne ise o Durmuş Hocaoğlu idi. İnsandı elbet senin gibi, benim gibi. Ama o, hiçbirimiz gibi küçük şeylerle mutlu olmayan, büyük ülkülerin adamıydı.”