Hece’de 2020’de Şiir ve Günümüz Şiiri Devam Ediyor
Hece Dergisi, 290. sayıda başladığı dosyaya bu sayı da devam ediyor. Dosyanın yoğunluğundan da anlaşılacağı üzere oldukça önemli bir arşiv okuyucuları bekliyor. Kitap yazıları, dönemlere, kuşaklara dair yazılar da yer alıyor dosyada.
Özellikle 2000’den sonraki kuşağın bariz hastalığı “benmerkez” diyebileceğimiz şifasız bir dert. Bütün okların kendilerine çevrilmesini isteyen bir iştiha kuşatıyor bedenleri ve ruhları. Onca yazıyı kendi adını anmak için girişilen dipsiz bir kuyu sendromunun örnekleriyle sık sık karşılaşıyoruz. Yapılan tespitlere bakıyoruz, tamamen kişisel tercih oyunu gibi. Sonuç; ben de şairim diye bağıran bir sürü cümle. Aslında 2000 kuşağı ve devamının en büyük sorunu bu.
Dosyadan paylaşımlar yapacağım.
Türk Şiirinde Yenilik Arayışları: 2000-2010
Şiirimizin “yeni” kavramıyla tanışması Tanzimat’a kadar gider. Şairlerin yeni olana karşı ilgisi edebiyat dünyamızda sürekli bir yenileşmeyi de beraberinde getirmiştir. Akımlar, gruplar, kuşaklar da hep bu devinimin bir sonucudur.
Murat Güzel, 2000-2010 arasındaki yaşanan yenilik arayışları hakkında yazmış. 2000’e kadar yaşanan ve daha çok II. Yeni etkisinde devam eden yenileşme çabalarına değinen Güzel, daha sonra döneme dair dergiler üzerinden bir değerlendirme yapıyor. “Şiirin ana mecrası değişmedi” tespiti oldukça yerinde. Özellikle günümüz şiirinde de görünen “ben” merkezli poetikaları çok da yerinde ve zemini sağlam bir duruş olarak görmüyorum ben. Şiire bulaşan kişiselleştirilmiş tavırlar Türk şiirinde pek de yer tutmuyor. Bunu yıllardır yaşadık ve görüyoruz. Ne yapılırsa yapılsın II. Yeni’nin versiyonlarını aşamayan çabalar devam edecek gibi görünüyor. Sözümüz söz olsun; Her şeye rağmen şiir iyi ki var.”
“Modern Türk şiirinde son büyük konvansiyonu oluşturan İkinci Yeni’yi alaşağı edebilmek amacıyla son yirmi-yirmi beş yıldır birçok farklı veçheden birbirinden değişik çıkış noktalarına sahip gâh biçimsel gâh kurgusal gâh doğrudan içeriğe yönelik birçok yenilik çabasını gözlemliyoruz. Bu çabalara ilişkin asıl ağırlık verdikleri noktalara bakarak yapabileceğimiz çeşitli tasnifler olsa da bu yenilik çabalarının tamamında yeniliğin bir “fikir” olmaktan ziyade bir “arzu”yu temayüz ettirdiğine kâniyiz.”
“Şiirde yenilikçiliğin ikinci büyük kanadını oluşturduğunu düşündüğümüz bağımsız çabaların (sözgelimi Efe Murad’ın “madde şiir”i ile Yücel Kayıran’ın “felsefi şiir”i) yanı sıra bazı eski tüfek şair diyebileceğimiz isimlerin de zaman zaman daha genç şairlerle ittifaklar kurarak yenilik arayışlarına katkı verdiklerini vurgulamak gerekir. Sözgelimi Ahmet Güntan, hem “Parçalı Ham” manifestosuyla hem çıkardığı Cehd dergisiyle bu çabalara ivme kazandırdı. Güntan’ın 2000’li yıllarda çıkan hemen bütün yenilikçi çabalara gerek yaygınlaştırma gerekse ürünle destek verme konusunda önemli addedilmesi gereken bir performans izlediğini yeri gelmişken vurgulamalı. Enis Akın ise Ömer Şişman’la birlikte “kekeme şiir”i savunduğu ortaklığı 2010’lardan itibaren Natama dergisinde örnekleyip belirgin bir hacme ulaştırmayı başardı.”