Manevi eğitimde ruha tesir amacıyla başvurulan aracıların başında gelen sohbetler, içinde bulunduğumuz Ramazan ayı itibariyle de yeni kararlar alıp, salih kimselerle beraber olup enerji dolmamız için büyük bir vesile. Ruha gıda olabilecek tesirin gerçekleşmesi için en azından haftada bir kez sohbetlere koşuyoruz. Bu sohbetlerde ihlasla bir araya gelen topluluğa karışmak için, hasta ve halsiz gelip enerji depolayarak ayrılan mı ararsınız, yoksa aradığı sorularını daha sormadan sohbette duyduğu sözlerle cevabını alan kişinin huzurunu mu, bungunlaşmışken nerede yoksul, ihtiyaç sahibi kimse varsa onun yanına gidelim diyerek şevkleneni mi? Allah'a şükür sohbetlerin getirisi çok oluyor.

Ancak her şeyin bir usulü olduğu gibi sohbetin de belirli adab kuralları var. Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinin ''Edeble gelen lütufla gider'' düsturunca sohbetten fayda alabilmemiz için de edebini öğrenmemiz gerekir. Osman Nuri Topbaş Hocefendi'nin yazmış olduğu Sohbet ve Adabı kitabı da bize bunu öğretiyor.

Nebevi metod: Sohbet

Efendimiz'in (s.a.v.) hayatına baktığımızda sahabeleri ilk olarak sohbet meclisleriyle eğittiğini görüyoruz. Osman Hocamız da sohbetlerin sünnet, hatta müekked sünnet olduğuna değinmiş bu kitabında. Yani bu demek oluyor ki şu an yapılan her bir sohbet, Efendimiz'in (s.a.v.) sohbet meclislerinden günümüze ulaşan bir rahmet. Bunun müjdesi de hadis-i şerif ile ne güzel bildirilmiş. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ''...Bir grup insan, Allah'ın evlerinden bir evde toplanır, Allah'ın kitabını okur ve onu aralarında müzâkere ederlerse, üzerlerine sekinet iner, onları rahmet kaplar ve melekler çevrelerini kuşatır. Allah Teala da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında zikreder. (Müslim) Rabbim bu topluluktan olmayı nasip etsin bizlere...

Kitapta aynı zamanda Peygamberimiz'in (s.a.v.) sohbetlerinden etkilenerek iman eden sahabelerin kıssalarına yer vermiş hocamız. Sahabelerin etkileşim içinde olduğu, hatta başlarında bir kuş varmışcasına dinledikleri sohbetlerden almamız gereken bütün örnekler ayrı ayrı başlıklarla açıklanmış.

Ramazan sohbetlerinin verdiği enerji

Hepimizin katıldığı sohbet grupları olmuştur. Hitap gücü kuvvetli kişilerin sohbetleri çoğu zaman hoşumuza gitse de, ihlasla verilen sohbetlerin etki gücünün ayrı olduğunu da hissetmişizdir. Sohbetin gönül fethine sebep olabilmesi, aşk ve muhabbet dolu kimselerden duyduğumuz sözlere bağlı. Zira meşhur sözdür; ''Kalpten çıkan, kalbe ulaşır.''

Ramazan ayında yeni kararlar almamız için de bir vesile sohbetler. Kur'an ayı olan Ramazan'da, hatim yapmaya çalıştığımız gibi tefsir sohbetlerine de gidebilsek, okuduğumuz ayetlerin ve surelerin varsa sebeb-i nüzullerini araştırıp öğrensek, okuduğumuz ayetlerden kendimiz için kararlar alıp bunları not etsek ve bunların da unutulmaması için özet çıkardığımız bir Kur'an defterimiz olsa mesela...

Kur'an-ı Kerim'den ve sohbetlerden gelen bu enerjiyle her gün mutlu etmeye çalıştığımız insanlar olsa, kötü huylarımızı üzerimizden atmaya çalışsak, ''Dua müminin silahıdır'' hadis-i şerifi mucibince bir silah defteri oluştursak, içine tam isabet olacak peygamber, sahabe, evliya duaları yazsak...

Allah Teala'nın yanındayım buyurduğu; yoksul, hasta, mazlum kimseleri bulup, Rabbimizin yardımına vesile olmaya çalışsak ve bu temennilerimizi beraberinde bulunduğumuz insanlarla paylaşsak ve onlardan da hayır üzere çeşitli fikirler gelse.

İşte bunlar için birlikte olmaya ihtiyacımız var. Evde bir köşede yalnız ibadet ederek değil, yoksullar için ne yapabiliriz diyerek kolumuzdan tutup bizi hayra teşvik edeceklere ihtiyacımız var. Osman Nuri Topbaş Hocaefendi bu kitapta ''İnsanlar selde sürüklenen kütükler misali dehşetli bir gaflet ve şuursuzluk içinde, akıp gitmekte. Şayet biz kendi insanımızı bu akıntılardan kurtarmazsak, onlara başkaları istedikleri şekli verir. Zira gönüller boşluk kabul etmez.'' sözleriyle durumun vehim oluşunu özetlemiş.

Manevi rehabilite merkezleridir sohbetler

İnsanların maneviyata daha çok yöneldiği bu ayı fırsat bilip, bir nevi bulunduğumuz yerleri manevi yönden rafine merkezi haline getirmenin yollarını aramalıyız. Tabii bunun için de, kitapta da belirtildiği gibi dil ile anlatmak yetmez, hal ile tesir etme gayretinde olmalıyız. Öyle ki bulunduğumuz yerler yazarın diliyle ''Rehabilite merkezi'' olmalı. Sohbette kuzu, evde aslan kesilmek orada dinlenilenin yalnız kulağa vardığını, kalbe ulaşmadığını gösterir zira... Sohbetlerden istifade edip etmediğimizin alameti de etrafımıza yansıttığımız enerjiden hemen belli olur. Şebnem dergisi yazarı ve Musa Topbaş Hocamızın talebesi Zahide Topçu teyzemizin, ''Sohbetten sonra merdivenleri ikişer ikişer çıkar ve inerdim'' sözünü, duyduğumdan beri unutamam. Meleklerin çevrelerini kuşattığı sohbet meclislerinde bulunmanın vasfı da böyle bir enerjiyle ayrılıp, taşabilmek olsa gerek...

Velhasıl özellikle bu ayda, bu heyecanla dolabilmek ve gönlümüzü rahmet dergahı kılabilmek nasibimiz olsun.

 

Eslem Nilay Bozdemir yazdı