Malcolm X(Malik El-Şahbaz) 21 Şubat 1965'te 14.30 sıralarında New York Manhattan'daki Audubon Salonu'nda vereceği konferansı gerçekleştirmek üzere kaldığı otelden ayrıldı. Henüz bir hafta önce evine yangın bombası atılmış, eşi ve dört çocuğu ile ölümden kıl payı kurtulmuştu. Ayrıca eşi Betty Şahbaz ikiz kızlarına hamileydi. Malcolm şehadetinden birkaç gün önce şunları söylemişti: “Suikast girişimleri olacaktır. Öfkeden kuduruyorlar. Muhtemelen hesabımı çoktan kesmişlerdir.” Sürekli ölüm tehditleri alıyordu ve yakın arkadaşları da bir süre halka açık toplantılar yapmamasını tavsiye etmişti. Fakat Malcolm X tüm uyarılara rağmen “İnsanlara hakikatleri anlatmamız lazım” diyerek programı iptal etmemişti. Ölüm tehditleri bilinmesine rağmen New York emniyeti tarafından herhangi bir güvenlik önlemi alınmamıştı. Normal bir etkinlikte en az iki düzine polisin yer aldığı bilinirken o gün salonun dışında sadece 2 üniformalı polis bulunuyordu. Malcolm salona geldiğinde tıklım tıklım bir kalabalık ve tedirgin bir hava ile karşılaştı. Salona girişlerde ise hiçbir arama yapılmamıştı. Diğer konuşmacılardan hiçbiri programa gelmemişti. Danışmanı tekrar programı erteleme önerisinde bulunduysa da Malcolm X, sunucunun ardından 15.00 sıralarında kürsüye çıktı. Henüz topluluğu selamlıyorken salonun arka kısmından yüksek bir ses işitildi "Zenci! Ellerini cebimden çek!". Salondaki herkes “Ne oluyor?” diye geriye doğru bakarken ön sıralarda oturan üç tetikçi dikkatlerin dağıldığı bu anda hızla sahneye koştular. Suikastçılardan biri paltosunun altındaki tüfeği çıkararak tam cepheden Malcolm X’e ateş etti. Malcolm arka üstü düştü ve diğer iki suikastçı yerde yatan Malcolm’a tabancalarla ateş açtı. Suikastçılardan biri Malcolm’ün korumaları tarafından bacağından vurularak yakalandı. Yakalanan tetikçi Talmadge X Hayer, linç edilmekten polisler tarafından kurtarıldı. Diğer 4 suikastçı ise salonun arka merdivenlerinden kaçmayı başardı. Ağır yaralanan Malcolm’a güvenlik şefi Gene Roberts tarafından suni teneffüs yapıldı. Malcolm X’in ambulansla Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi'ne götürülmesinden kısa süre sonra, “15.30’da öldüğü” açıklandı. Yapılan otopsiye göre çenesinde, göğsünde, sol omzunda, kollarında ve bacaklarında olmak üzere 21 yerinden yaralandığı ve tüfekle yapılan atışın ölüme sebebiyet verdiği belirlendi.