Rebîulevvel ayının 12. günü... Miladî 571… Mekke…

Kutlu bir doğum gerçekleşti yeryüzünde. İnsanlık yüzyıllardır beklediği sevgilisine kavuştu.  Güneş bir başka doğdu o gün. Ay o gece yolları bir başka aydınlattı. Gökyüzünde bir yıldız belirdi. Sallandı Kisra’nın sarayları, söndü Mecusilerin ateşi, yıkıldı putlar, kurudu Sava Gölü, taştı Semave Deresi.

***

“Ve seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”

(Enbiyâ, 107)

***

Efendimiz’in (sav) dünyaya gelmesiyle bütün insanlık yeniden doğmuş gibi oldu. Kâinatın çehresi değişti. Ve değişti bütün insanlığın kaderi. İnsanlığın İftihar Tablosu, Kâinatın Efendisi, Sevgililer Sevgilisi, Güller Gülü, Ay Yüzlü, Kutlu Nebi, Son Resul, Efendimiz Hz. Muhammed (sav) dünyayı şereflendirdi. Ve şereflendi insanlık Sevgililerin En Sevgilisi’yle.

Bu Kutlu Doğum öyle bir dirilişin habercisiydi ki en kısa zamanda bütün yeryüzüne yayılacak ve insanlık Efendimiz’in (sav) tebliğ ettiği ilahî nizam doğrultusunda hayatlarını yeniden inşa edecekti. Esaretten kurtulup özgürlüğe kulaç atacaktı dünya.

Muhammed-ül Emin’di O(sav); güvenilen, sevilen, saygı duyulan, hoşgörülü, doğru sözlü, yardımsever, merhametli, mütevazı, âdil, cesur, yol gösterici. En güzel örnekti, parmakla gösterilen bir karakter abidesiydi… Eşi ve benzeri asla yoktu.

İnsanlık Kur’an-ı Kerim’in nuru ile nurlanmaya hazırlanıyordu. Nitekim Mekke yakınlarındaki Nur Dağı’nda bulunan Hira Mağarası’nda 610 yılında, Cebrail (as) aracılığıyla Efendimiz’e (sav) ilk vahiy geldi. “Yaratan Rabb’inin adıyla oku...” dedi Cebrail(as) Kâinatın Efendisi’ne.

Sevgililer Sevgilisi, Yüce Allah(cc) tarafından peygamberlikle görevlendirilmişti. Hak ile batıl karşı karşıyaydı artık… Ve başlamıştı Güller Gülü için sıkıntılı ve zor günler.

Kan, ter, gözyaşı…Ve acı…Ve hüzün…

Lakin Kutlu Nebi zorluklardan hiçbir zaman şikâyet etmedi ve asla yılmadı. Zira Son Resul insanlığı ‘Dünya hayatının geçici olduğuna, asıl hayatın ise ahiret hayatı olduğuna’ çağırıyordu.

Tebliğ etmeye önce yakınlarından başladı. Eşi Hz. Hatice, amcasının oğlu Hz. Ali, yakın dostu Hz. Ebubekir, evlatlığı Hz. Zeyd bin Harise…

Sonra etrafındakilerle devam etti. Hz. Osman, Hz. Talha bin Ubeydullah, Hz. Zubeyr bin Avvam, Hz. Sad bin Ebi Vakkas, Hz. Abdurrahman bin Avf, Hz. Hamza, Hz. Musab bin Umeyr, Hz. Ebu Ubeyde bin Cerrah… Hz. Ömer. Ve gün geldi kırk kişi oldular. Kırk Allah dostu, kırk Allah sevdalısı...