Bu kökün Türkçede kullandığımız türevleri abd, âbid, ibâdet, mâbud, mâbed, ubûdiyet, âbide kelimeleridir.
Bu kök kelime lügatlerde ibadet etmek, tapmak, kulluk etmek, rab edinmek, tanrı edinmek, tapınmak manalarındadır.
Kur’ân’da a-b-d kökünden türeyen 5 farklı kalıp toplam 275 kez geçmiştir.
- 122 kere abede (عَبَدَ) olarak;
وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ / Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim. (Kâfirûn 109/4)
- 1 kere abbede (عَبَّدَ) olarak;
وَتِلْكَ نِعْمَةٌ تَمُنُّهَا عَلَيَّ اَنْ عَبَّدْتَ بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَۜ / O nimet diye başıma kaktığın ise, (aslında) İsrailoğullarını kendine kul köle etmendir. (Şuarâ 26/22)
- 131 kere abd (عَبْد) olarak;
وَاَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللّٰهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًاۜ / Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine. (Cinn 72/19)
- 11 kere âbid (عَابِد) olarak;
قُلْ اِنْ كَانَ لِلرَّحْمٰنِ وَلَدٌۗ فَاَنَا۬ اَوَّلُ الْعَابِد۪ينَ / De ki: Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, elbette ben (ona) kulluk edenlerin ilki olurdum! (Zuhruf 43/81)
- 10 kere ibâdet (عِبَادَة) olarak;
وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُون۪ٓي اَسْتَجِبْ لَكُمْۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَت۪ي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِر۪ينَ۟ / Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir. (Mü’min 40/60)
Kelimenin sözlük anlamları
Türevlerini ve Kur’ân’da geçen şekillerini anlayabilmek için bazı sözlüklerde bu kelimenin nasıl açıklandığına bir göz atalım.
Kur’ân kelimeleriyle alakalı hazırlanmış muhteşem bir Arapça sözlük olan Tahkîk’te bu kelime şöyle açıklanmıştır:
Kelimenin asıl anlamı; Mevlâ’nın önünde itaatle birlikte son derece tezellül hâlidir. Bu mana tekvînî, ihtiyârî veyâ ca’lî olabilir.
Tekvînî olması; yaratılış gereği olması demektir. 19/93, 6/61, 51/56.
Tekvînî kulluk, yaratılış gereğine uygun bir tezellül (kendini küçük ve hakir görmek, itaatkar ve uysal olmak) dür. Tefekkürle yoluyla değildir.
İhtiyârî yapılması; tefekkür yoluyla olması demektir. 7/65, 71/3, 3/79, 109/2. Tefekkür sonucu itaat ve kulluk demektir.
Ca’lî olmasına örnek olarak 2/178 ve 16/75 âyetlerini örnek olarak verebiliriz.
Makayıs’ta ise birbirine zıt iki aslı olduğu yazılıdır. Biri yumuşaklık ve zillet manasındayken, diğeri sertlik ve kabalık manasındadır. Sert ve kaba kumaş için kullanılır. Kumaş için kullanılan bu manaya kıyasla bir işe, emre karşı çıkan için kullanılır. Bunun için Zuhruf 81. ayeti de “Allah’ın bir çocuğu olsaydı buna ilk karşı çıkan ben olurdum” şeklinde tefsir edilmiştir.
Dinî bir terim olarak anlamı
Bu zıt manalar ubudiyetin lazımı olan mecazi manalardır. Bir şeye kesin kulluk; bunun karşısında olan şeylere karşı kuvvet, sertlik, tutuculuk, karşı koymak ve gazab gerektirir. (et-Tahkîk).[4]
Kur’an’da Kavramlar ve Terimler Kitabı’nda şu bilgiler yazılıdır:
Abd kelimesi şu manalara gelir:
- Hürün karşıtı olan köle:
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِصَاصُ فِي الْقَتْلٰىۜ اَلْحُرُّ بِالْحُرِّ وَالْعَبْدُ بِالْعَبْدِ وَالْاُنْثٰى بِالْاُنْثٰىۜ / Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). (Bakara 2/178)
- Boyun eğmek ve itaat etmek:
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ وَالَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ / Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz. 2/21.
- Kulluk etmek, ilah tanımak, tapmak:
قُلْ اِنَّمَٓا اَنَا۬ بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحٰٓى اِلَيَّ اَنَّمَٓا اِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌۚ فَمَنْ كَانَ يَرْجُوا لِقَٓاءَ رَبِّه۪ فَلْيَعْمَلْ عَمَلًا صَالِحًا وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّه۪ٓ اَحَدًا / De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlâh'ınızın, sadece bir İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın. (Kehf 18/110)
- Bir şeye bağlanıp ondan ayrılmamak: Bu manada abede bihi denir.
Dinî bir terim olarak ibadet şöyle tarif edilir:
Yapılması sevap olan, Allah’a yakınlık ifade eden, yalnız O’nun emirlerini yerine getirmiş olmak ve rızasını kazanmak niyetiyle yapılan her türlü hareket ibadet denir. [5]
Rabbim O’na hakkıyla kul olabilmeyi nasip etsin inşallah.
[1] Fatma Serap Karamollaoğlu, Türkçe Konuşanlar İçin Kur’ân’ı Anlayarak Okuma Rehberi 1, İstanbul, İşaret Yayınları, 2017, S. 215.
[2] Serdar Mutçalı, Dağarcık, İstanbul, Dağarcık Yayınları, 1995, s. 545.
[3] Corpus.quran.com internet sitesi.
[4] Hasan el-Mustafavî, et-Tahkîk, Merkez Neşr Âsâr Allâme el-Mustafavî, c. 8, s. 11-12.
[5] Yakup Çiçek, Fahrettin Yıldız, Kur’an’da Kavramlar ve Terimler Kitabı, İstanbul, İşaret Yayınları, 2016, S. 248-250.