Kültürle ilgili bazı tarifler şöyledir.

-Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünüdür.

-Bir toplumun tarihsel süreç içerisinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütününe; kültür denir.

-Kültür, bir toplumun kimliğini oluşturur, onu diğer toplumlardan ayırır. Bu nedenle kültür, bir toplumun yaşama ve düşünme tarzı olarak açıklanabilir.

-Genel bir tanım vermek gerekirse bir toplumun üyeleri arasında paylaşılan, devredilen ve bir değişim süreci içinde bulunan öğrenilmiş davranış kalıplarıyla bu kalıpların (norm, değer, inanç, tavır, tutum, maddesel tüm unsurları) ürünlerinin oluşturduğu bir yaşama biçimine; kültür denir.

Kültürle ilgili yapılan bu tariflerden de anlaşılacağı gibi kültürün esası üç unsurdan oluşmaktadır. Esas kültür; din, dil ve tarih şuuruna sahip olmaktır. Fert ve toplumlar, hayatlarını ancak; din, dil ve tarih şuuruyla devam ettirebilirler. 

Tarihten bugüne her millet kendi kültürleriyle yaşıyor. Yahudiler, kendi kültürleriyle yaşıyor. Hristiyanlar, kendi kültürleriyle yaşıyor. Budistler, kendi kültürleriyle yaşıyor.  Ateistler, materyalist kültürleriyle, Kapitalistler de kendi kültürleriyle yaşıyorlar.

Bir toplumda, din, dil ve tarih şuuru diri ise fert de toplum da diri demektir. Bunlar ölü ise o halde fert de toplum da yok olmaya mahkûm olur.

Türk-İslâm kültürüne sahip olan milletimizin hayatını devam ettirebilmesi, kendi öz kültürüne, manevi kimliğine sahip çıkmasıyla mümkündür.