İsrail devleti ile Musevilik, İsrail zulmünün destekçileri ile yahudiler arasındaki farkın bazı zihinlerde bulanıklaştığı şu günlerde; zihinlere ve kalplere ilaç gibi gelen, medyada, özellikle de sinemada görmeye alıştığımız “yahudi düşmanı müslüman/ müslüman düşmanı yahudi”, “dindarların çağdışı evlilik anlayışı” gibi klişeleri yıkan, belgesel tadında romantik komedi hafifliğinde bir film: “Arranged”.

Gerçek olandan esinlenmiş

Arranged filmi afişi
(+)

2007 yapımı olan “Arranged”, ilhamını gerçekten, yani filmin prodüktörleri ve senaristlerinden Ortodoks (mütedeyyin) yahudi olan Yuta Silverman’ın Pakistan asıllı bir genç kadınla arkadaşlığından alıyor. Filmin öyküsü izleyen çoğu dindar gencin anlayabileceği türden: çağdaş hayatın dini tamamen özel hayata kapatma çabalarına karşı kamusal alanda dinî kimliğini kaybetmeden yaşayakalma ve bunu yaparken sağlıklı bir yaşamdan da ödün vermeme. Film biri yahudi diğeri müslüman iki dindar kadının hayatından güzel bir kesit.

Yahudilere özgü çöpçatanlık nasıl işliyor?

New York şehrinde geçen film Rochel ve Nasira’nın yeni birer öğretmen olarak bir devlet okulunda işe başlamaları ile başlıyor. Biri yahudi, diğeri müslüman bu iki dindar genç hanım yeni işleri ve bu işlerinin getirdiği zorluğun yanında bir başka zorlukta da ortak kaderi paylaşıyorlar: uygun bir eş bulmak. İkisinin de dindar ve geleneklerine bağlı olan aileleri görücü usûlü olarak adlandırılabilecek bir şekilde evlenmelerini arzu ediyorlar. Kızlar çağdaş yaşamın özel yaşama dair getirdiği seçeneklerle gözü boyanmış kimseler olmasalar da, özellikle de başlarda ailelerinin getirdiği uygunsuz adaylar sebebiyle kelimenin tam anlamıyla kaçacak yer arıyorlar. Filmde mütedeyyin yahudilere özgün çöpçatanlık müessesesinin de nasıl işlediğini öğreniyoruz: hizmeti için gidilen çöpçatan teyzenin 'full' bilgi içeren bir “aday-katalogu” mevcut; Rochel bu katalogtan uygun görülenlerle yemeğe çıkarak, evlenebileceği birisi mi değil mi, karar vermeye çalışıyor. Tabii ne Rochel’in katalogtan seçilen adayları ne de Nasira’nın ailesi tarafından ortaya konulan aday genç kızların hayallerini süsleyen tarzda kişiler; her ne kadar stereotipikleşmişse de gerçekliğini de koruyan “eş değil hizmetçi arayan erkek” tiplemesini de görüyoruz, pek tabii ki...

Arranged filminden bir kesit
(+)

Belirli bir din değil, “din”

Rochel ve Nasira’nın yaşadığı bir başka zorluk daha var ve bu, evlilik maceraları kadar neşeli de ele alınabilecek bir şey değil: belirli bir dini değil genel olarak bir müessese ve kavram olarak “din”i hakir gören ve günlük hayattan tamamen atmaya çalışan çağdaş aşırı laik düşünce. Bu düşüncenin filmdeki kişileştirmesi ise okul müdiresi… İki genç kadın farklı dinlerden olsalar da “dindar” oldukları için gördükleri bu eleştiriye birlikte cevap veriyorlar.

Birlikte yaşamak zor değil

Ortak zorluklarda buluşan Rochel ve Nasira arkadaş oluyorlar ve filmin sonuna kadar da karşılaştıkları bu sorunlara, bireysel dinî hassasiyetlerinden vazgeçmeden, birlikte karşı koyuyorlar. Mutlu sonda da devam eden arkadaşlıkları artık küreselleşen dünyanın, imparatorluk zamanlarındakinden bile daha fazla çok-kültürlü, çok-dinli ve çok-etnisiteli olan çağdaş toplumlarına umut ışığı sunan cinsten. Filmin sıklıkla karşılaştığımız benzeri fikirlerle yola çıkan yapımlardan ayrıldığı nokta ise film boyunca dine olan bakış: Din kızların bakış açılarından görülüyor filmde. Çağdaş yaşamın dayattığı ilişki normlarını övüp dinî veya kültürel hassasiyetleri yermiyor film. Batıda yetişmiş, çağdaş batılı dindarların bu iki kimliklerini de kaybetmeden mutlu bir özel yaşam yaşabileceklerini, kültürel veya dinî olan her şeyin medyanın yansıttığının aksine “baskıcı” olmadığını, müslümanlar ile yahudilerin de birbirini öldürmek için fırsat kollayan iki düşman olmadığını gözler önüne seriyor.

Arranged

 

Kübra Özgüven izlenmesini tavsiye etti