Mübarek Ramazan ayı gelince gündelik hayatımızın pek çok veçhesi güzel, coşkulu bir değişim ve dönüşüme uğruyor. Bunlardan bir cüz olarak televizyon kanallarındaki sahur ve iftar programları da -her gün takip etsek veya etmesek de, hepsinin kalitesinden memnun olsak veya olmasak da- gündemimize girmiş oluyor. Bir kaç yıldır bu programların yayınlandığı mekanlar, sunucuları ve misafirleri ilgiyle takip ediliyor, Ramazan sohbetlerinde konu oluyor.

Bu sene TRT'nin Ramazan programlarını Kızkulesi'nden yapmasının oldukça değişik ve aynı zamanda sıcak yaz Ramazanları için serinletici bir fikir olduğunu belirtmek gerek. Bu kule hep Bizanslı prensesin başrolünde yer aldığı efsaneleriyle zihnimizde yer etmiştir. Üstelik burası uzun bir süredir bizim için 49 yıllığına kiraya verilmiş beş yıldızlı bir restorandır. Bu sebeplerle Kızkulesi'ni, Ramazan'la ve Müslüman İstanbul'la bağdaştırmayı pek akla getirmemişiz. Hele bir de TRT'deki bu programlarda mukabeleli Enderun ezanlarının Kızkulesi'nde okunması, izleyenlere bu küçük adanın adeta bir manada “fethedildiğini” düşündürdü.

Döşeyesin seccadeyi/ Kenâr-ı Bahr-i Sefid'e”

Bununla birlikte mekanlara kendi kısa tarihimizin bizde oluşturduğu yetersiz birikimle bakmamak gerektiğini elime geçen bir kitap vesilesiyle idrak etmiş oldum. Bu kitap, 18. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul'da derlendiği tahmin edilen ve içinde 1475 adet Ramazan manisinin yer aldığı Ramazannâme adlı eser. Prof. Dr. Âmil Çelebioğlu'nun yayına hazırladığı ve Tercüman gazetesinin 1001 Temel Eser yayınları arasından çıkan kitapta elbette güzelim Kızkulesi'ne ait bir bölüm de mevcut. Bu latif manzum eseri okuyunca Kızkulesi'nin, misal, bundan iki buçuk asır önce yine bir yaz mevsiminde Ramazan ikliminin zaten yaşandığı bir mekan olduğunu memnuniyetle görmüş oldum. Zira manici Kızkulesi için şöyle diyor:

Bir tarafı Üsküdar'a/ Karşı etmekde nazara/ Ramazan yaz günü oldu/ Giderler anda iftara// Ne zevktir ârifler gide/ Ol mahalde iftar ede/ Döşeyesin seccadeyi/ Kenâr-ı Bahr-i Sefid'e

Kızkulesi bir zamanlar ariflerin iftar ettiği, seccadelerin serilip Bahr-i Sefid yani Akdeniz (=Marmara) kenarında namazların kılındığı bir yermiş meğer.

Müslüman Kızkulesi'nde mübarek Ramazan ayının yaşandığı güzel, eski zamanlardan bir esinti için söz konusu maninin tamamını iktibas edelim. Hayırlı Ramazanlar!

 

Fasl-ı Kızkulesi

 

Köhne sözleri nidelim

Taze edalar edelim

Bu gece size ağalar

Kızkulesinden vasfedelim

 

Gayet müferrihtir hele

Zevkini görenler bile

Ortasında deryanın

Benzer kafes-i bülbüle

 

Kulesi yapılmış âlî

Tatlı su şeker misâli

Bir kerre gören âdemin

Gitmez gözünden hayâli

 

Her taraf topları hâzır

Penceresi bahre nâzır

Bir dut ağacı da bitmiş

Sâyesi gayetle kahir

 

Dört yanını almış deryâ

İhâta eylemiş gûyâ

Öylece nakl eylediler

Bir kız için olmuş bina

 

Yapılmış bir âlî fener

Her gece subha dek yanar

Bânîsine sad âferin

Komuş cihanda bir eser

 

Bir tarafı Üsküdar'a

Karşı etmekde nazara

Ramazan yaz günü oldu

Giderler anda iftara

 

Ne zevktir ârifler gide

Ol mahalde iftar ede

Döşeyesin seccadeyi

Kenâr-ı Bahr-i Sefid'e

 

Zevkine hiç doyulur mu

Gönül arzusun alır mı

Kızkulesi oldu tamam

Bekçiye ihsan olur mu

 

Zeynep Bostan yazdı