Zamanın Kıyısında
Gecenin Sesi Radyosu
Önce Neşet Ertaş bir "bismillah" çeksin, yalan dünyayı başımıza yıksın hele!
http://tr.sevenload.com/videolar/D9BFfmn-neet-erta-yalan-duenya
Bu gece sessizliğe yol alıyoruz.
Hiçbir konu ve fikir atmadan ortaya.
Hatırlayarak İlhami Çiçek'i ve Yol Üstündeki Semenderleri. İçinizden bir şarkı seçin ; işte onu mikserden yayınladığımı varsayın. Oyuncakları elinden alınan çocuklar gibi ağlamıyacağım şu saat. Zira büyümek biraz da gözyaşlarını tedbirli kullanmakla eşdeğer.
Mikser patlayabilir, radyo istasyonları kuşatılmış olabilir...
Ama biliyorum ki, Allahın yarattıkları içerisinde en güzel varlıklardan
biri de müzik olsa gerektir.
Bu sebepten; dinler, binlerce yıldır tartışıyor müzik aletlerinin
çalınmasını ve güzel seslerin dünyada yankılanmasını.
Dayak değil cennetten çıkan; müziktir.
İrlanda ve Afrika melodilerini aynı ölçüde seven kulaklarım şahittir
ki, ahenk insanın tellerine sinen ruhtur. Bu sebepten olsa gerek ki;
Bir tel kopar ve ahenk ebediyyen bozulur, denilmiştir.
Falco'nun sevgilisi öldürüldüğü gece yaptığı müzikle, Ney'in ilk nağmesinde ağlaması aslında aynı halet-i ruhiyenin ürünü :
Zira ayrılık ve kopuşun melodileri trajik ve kalbe ziyan olamamaktadır. Araplardan, Feyruz'un kaçak cd'lerini getiren dostlarım cennetten haber getirmiş kadar kıymetlidirler gözümde. Çinde radyodan türkü dinleten dostum Chavez kadar, Castro kadar, Ahmedinecat kadar ve hatta Bağdat'ta dayak yiyen çocuklar kadar hürmetlidir yüreğimde. Lafı çevirmeye ne hacet: Dünyanın en huzurlu mekanlarından biri de reji odasıdır.
Canlı telefon bağlantısında çaresizleşmektir bir aşığı, bir fakiri dinlerken; ya da dersinde konuşamayıp da programına gecenin bir yarısı damlayan öğrencini o odada başbakandan öte takdim etmektir.
Ama en dokunaklısını anlatmadım. Uzaklarda, mafyasıyla ünlü bir ülkeden ablan gelmiştir ve yayın bitmek üzereyken başlar konuşmaya:
"Biliyor musunuz; bir gün o sitenin köşesinden bana gelecekmişsiniz gibi her gün camdan dışarıyı izliyorum!" dediğinde yürekteki hasretten burkulup proğramı bırakıp ayaza çıkmak..
Bir güzel tarafı da, sen tutarsın mikseri, iyice alıştırırsın içli dünya şarkılarına, hislenirsin, mikser de kadife bir kediye dönmüşken, programın biter ve sevgili arkadaşın dalar tüm Laz heybetiyle ve başlar mikserde Kara Lahana diye bir horon müziği! Kadife kedi birden
kaplana döner...
Gülümsersin arkadaşına. Sen alacağını almışsındır rejide. Şimdi efkarı cümle aleme dağıtma sırası ondadır. Dudağının kenarında pis bir gülümseme mi vardır, tatminkar bir hal mi vardır, gecesine göre değişir.
Telefonum kapalıdır. En çok buna sevinirim. Hatta bile bile açmam, unutmuş pozu veririm. Gidenlerden, kalanları hesaplamaya asla vakti olmamış bir Yörük kadınıdır yürek. Ve gidene kal denilmiştir. Kalana da tut işin ucundan, diye takılmışsındır.
Gelecekler / Dönecekler, al kırlara bozkırlara, güneşi sunacaklar...diye devam etmeyeceğim. Bahçenin toprağını kaldıran çapa bir kere başlamıştır şarkısına. Toprak evrilmektedir. Devrilen her parçası yeniden yapışacaktır özüne. Bu döngü ahengin döngüsüdür ve asla hızını kesmez.
"Zaman, düşünürken adildir!" Sıkı laftır doğrusu. Müzik ve zaman ezelden kardeş.
Birlikte başlanılan zaman aynı zaman ve devam etmekte. Kimi vakit zamanı da dinlendirmek lazım ki, ahenge şahit olalım. Zira müzik devam etmektedir.
Duymuyor musunuz?
Adamo hepimiz için söylüyor: İnşallah!
http://tr.sevenload.com/videolar/ePwotf2-Salvatore-Adamo-Inch-allah-1967
Mansur Yılmaz, ahenge kapılıp gitti...