Tanpınar'ın dünyasında Bergson'un etkisi

Ahmet Hamdi Tanpınar hakkındaki önemli çalışmalardan biri de Şerif Eskin'in "Zaman ve Hafızanın Kıyısında & Tanpınar’ın Edebiyat, Estetik ve Düşünce Dünyasında Bergson Felsefesi" adlı kitabıdır. Zeki Dursun yazdı.

Tanpınar'ın dünyasında Bergson'un etkisi

 Türk edebiyatının tartışma yaratan isimlerinden biri de Ahmet Hamdi Tanpınar. Araştırmacılar Tanpınar’ı modern ya da gelenekçi, çağdaş ya da yerel, batıcı ya da muhafazakar, devletçi ya da halkçı, maddeci /pozitivist ya da sezgici/ruhçu olma gibi pek çok karşıtlık üzerinden incelemişler. Bugün Türkiye’de Tanpınar’a değişik açılardan yaklaşan monografiler de var.

Her şeyden evvel Tanpınar çok yönlü bir isim: Bir şair, romancı, deneme yazarı, monografi yazarı ve edebiyat araştırmacısı. Söz’e dayalı bir sanat dalı olan edebiyatın her sahasında eser veren, hem bir sanatçı hem de bir yazar olan Tanpınar için ihtilaflı meseleler bugün de sıcaklığını korumakta. Tanpınar hakkındaki son çalışmalardan biri de Şerif Eskin tarafından kaleme alınan ve Dergah Yayınları arasından çıkan Zaman ve Hafızanın Kıyısında & Tanpınar’ın Edebiyat, Estetik ve Düşünce Dünyasında Bergson Felsefesi adlı kitap.

Kendisinin yüksek lisans tezi de olan bu çalışmayı Eskin, “ideolojik sahiplenmeler”den ve “belli kutuplara oturtma gayretleri”nden farklı olarak nitelemekte. Şerif Eskin çalışmasını, “Bir sanatkar-yazar, bir filozoftan nasıl etkilenir? Zihni serüveninde bu etkileri nereye oturtur? Edebi bir eserde felsefi bir düşünce nasıl tezahür eder?” sorularından hareketle oluşturmuş. Çalışma, giriş ve sonuç bölümleri hariç beş bölümden oluşuyor. Giriş bölümündeki “Edebiyat Araştırması Açısından Bazı Dikkatler” bölümü ile “Bergsonizm Ve Türkiye” ana başlığı dikkatimizi çeken yerler oldu.

Bir felsefi-edebiyat metni oluşturmak

Bir edebi eser ile felsefe arasında bir irtibat kurmak ve esası kurgu olan sanatsal bir dil dizgesine düşünce esaslı bir değer atfetmek önemli bir tartışmadır. Bu bağlamda Nurettin Topçu’nun Reha’sı, Bilge Karasu’nun anlatıları, Oğuz Atay’ın romanları, hikayeleri ya da tiyatrosu ya da İhsan Oktay Anar’ın metinlerini bir edebiyat araştırmacısı nasıl değerlendirmelidir? sorusu önemi haizdir. Eskin de buna benzer bir gerçeklikten hareketle edebi metin-felsefi metin irtibatını edebiyattan yana tavır alarak anlatıyor. Eskin, “Edebiyat Araştırması Açısından Bazı Dikkatler” bölümünde edebi metnin sonuçta sanatsal bir metin olduğunu altını çizerek belirtmektedir. Eskin eserinde “felsefenin edebi eseri strüktüral açıdan kurucu ve yapıcı işlevinin ortaya çıkar”maya çalıştığını söyler. Eskin’e göre Tanpınar’ın Bergson etkileşimi ahlak açısından ya da metafizik açıdan değil estetik açıdan değerlendirilmelidir.

Türkiye’de Bergson’u aramak

Meşrutiyet dönemi siyasal ve sosyal alanda meydana gelen hizipleşmeler/partileşmeler edebiyata da yansımış ve edebi hizipler bu dönemde ortaya çıkmıştır. Bu hiziplerden biri de Bergsoncular’dır. Bergson’dan ilk olarak söz edenler Servetifünun’un eleştirmeni Ahmet Şuayb ve iflah olmaz bir muhalif olan Rıza Tevfik’miş. Rıza Tevfik üniversitedeki derslerinde Bergson’dan sıkça bahsedermiş. Şerif Eskin bireysel tercihler dışında Bergson’un sistematik etkisinin Dergah dergisiyle olduğunu söylemektedir. Özellikle Mustafa Şekip, İsmail Hakkı Baltacıoğlu gibi aydınlar Bergson’dan çeviriler yapmışlar. Tanpınar da Bergson’un düşünceleriyle Dergah çevresi döneminde tanışmış. Tanpınar ünlü romancı Marcel Proust’tan etkilenmiş en çok. Proust dışında şair Peguy da Bergsoncu olarak Tanpınar’ın etkilendiği isimlerdendir.

Eskin'e göre, Dergah çevresinden Bergson ile tanışan Tanpınar, daha sonra onun tezlerini içselleştirerek felsefeyi kendi sanatına bir mihenk taşına dönüştürmüş. Tanpınar Bergson’un zaman, oluş, ben, bilinç ve hafıza kavramlarını kendi eserinde içselleştirerek Türkçe tanımlamıştır bir anlamda. Matematik ve psikolojik zaman ayrımının en güzeli örneği Mahur Beste’de işlenmiş. Benzer bir ayrım Huzur romanında da varmış. Tanpınar’ın “yekpare zaman”ı Bergson’un “saf süre”sine karşılık gelmekteymiş. Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı ve Bursa ya da İstanbul denemeleri psikolojik zamanın göstergeleriymiş.

“Tanpınar bir Bergsonist midir?” sorusunu çalışması boyunca cevaplamaya çalışan Eskin, Tanpınar için bu soruyu hem evet hem de hayır’la karşılamış. Eskin’e göre evet, Tanpınar külliyatından kaynaklanır; hayır ise aralarında sistematik bir ilişki olmamasındandır. Şerif Eskin, Tanpınar’daki Bergson etkisini, unutturma otoritesinin olduğu bir dönemde hatırlatma arayışı olarak açıklar.

Türkiye’de Şerif Eskin’in çalışması gibi Batı ile karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç var. Çünkü modernleşme döneminin ilk dönem aydınları Batı ile yüzleşme konusunda bizden fersah fersah öndeydi. Bu çalışmalar bize unuttuklarımızı hatırlatacak belki de.


 

Zeki Dursun yazdı  

YORUM EKLE