Somuncu Baba dergisi iki ayrı insanın ardında bıraktığı, bir ayak izidir.
Şeyh hamid-i veli namı diğer Somuncu Baba’nın ateşsiz fırınından çıkan sıcak ve ciddi bir edebiyat dergisidir Somuncu Baba dergisi. 1994 ten bu yana kesintisiz olarak yayınlanan dergi, din-sanat ilişkisi üzerine akademik düzeyde güncel, tasavvufi ve de edebi metinlerle okuyucusuna eşiz bir edebiyat şöleni sunuyor. Hem görsel hem de içerik olarak dolu olmasının yanı sıra seçkin yazar kadrosuyla her ay okuyucusuyla buluşuyor.
Divan edebiyatını sevdirmeyi amaçlıyor
Bizim olanla bizim aramız açık çoktandır. Divan edebiyatı denince çoğumuzun aklına gelen “Hababam Sınıfı”nda Güdük Necm’nin hocasının okuduğu divan şiirine yaptığı nazire geliyor.
Oysa tarihimizi idrak etmemiz açısından önemli bir mihenk taşıdır divan edebiyatımız. Bu meyanda Osman Hulusi Efendinin divan edebiyatına olan ilgisi sebebiyle Somuncu Baba vakfı tarafından çıkartılan dergi divan edebiyatından eserlere ağırlık vermesiyle dikkat çekiyor.
Somuncu Baba’nın manevi terbiyesiyle yetişen Osman Hulusi Efendi, divan edebiyatı alanında ciddi eserler vermiştir. Açılmaz bahtımın gül goncası vechin nikâbında / Perîşân gönlümün hâlin açıp zülfün perîşân et."O güzel yüzünün önündeki perdeler¸ bahtımın goncasının açılmasına engel. Örtünü kaldırarak o güzel zülüflerini göster ki perişan gönlüm periler gibi güzelleşsin.
"Sevgilinin¸ âşığıyla arasına koyduğu perdeler¸ engeller âşık için azapların en büyüğüdür. O¸ kara bahtının aydınlanması için gül kokulu¸ gül yüzlü¸ ezelde açılan ilk gül olan Sultân-ı Enbiyâ'nın kendisiyle arasındaki engelleri kaldırmasını niyâz eder.
Mü’minler, dergiler…
Somuncu Baba Yıldırım Beyazıt zamanında Bursa’ da yaşamış bir Allah dostu ve kendini insanlardan gizleyen bir âlimdir. Fırınında ekmekler pişirir ve pişirdiği ekmekleri “Mü’minler somunlar” diye satar geçimini böyle sürdürürmüş.
Onu kör zanneden halktan bazıları para yerine bazen cam ve teneke parçacıkları verirlermiş de oda alır inanmış gibi yaparmış. Bunları da cinsine göre keselerde biriktirirmiş. Niğbolu Zaferi’nin bir nişanesi olan Selimiye yapılırken Somuncu Baba pişirdiği ekmekleri çalışanlara ikram edermiş. Camide kılınacak ilk Cuma namazında Yıldırım Beyazıt Han hutbeyi irat etmesi için damadı olan Emir Sultan Hz’ni kürsüye çağırır.
O da aralarında zamanın en büyük alimlerinden olan Somuncu baba varken kendisinin bu hutbeyi veremeyeceğini söyleyerek Seyyid Hamid’i Veli Hz’ni kürsüye çağırır. Bu durumdan pekte hoşnut olmayan Somuncu Baba hutbede fatiha’nın 7 ayrı tefsirini yapar hem de yüksek bir ilimle yapılan bu tefsirin 4. seviyesinden sonrasını kimse anlayamaz. Halk şaşkın ve bir o kadarda mahcup somuncu babanın duasını almak isterler. Sırrı ifşa olan Somuncu baba caminin üç ayrı kapısında cemaati kabul eder. Herkes aynı anda üç ayrı kapıda Somuncu babanın elini öper. Bundan sonra Somuncu baba yanına talebelerini alarak çeşitli yerlerde ikamet ettikten sonra son olarak Darende’ye yerleşir.
İki insan bir ayak izi
Bir sabah namazı her yer bembeyaz karla örtülmüş. Ahmed El haznevi Hz camiye gider. Abdülhakıym Hz de onun ayak izlerine basarak camiye ulaşır. Ardından gelen cemaat yolda bir ayak izi görürler ama camiye vardıklarında iki insanla karşılaşırlar. Ahmed El Haznevi Hz derki: “Biz iki ayrı insanız ama yolumuz bir.” Aslında yollar farklı farklı gibi de gözükse bu insanların söyledikleri hep aynıdır.
Somuncu Baba’nın gizliden gizli yaptığını Yunus Emre Halk edebiyatıyla, söylemiş.”Hoştur bana senden gelen.” Osman Hulusi Efendi de divan şiiriyle “ Eğer lutf u eğer cevr eylesen de câna bir senden.” Demiş. Hz Rabia “Kovsan da beni kapından gitmem” demiş. O gün Anadolu’yu İslamlaştırmak için Horasan’dan gelen, Bağdat ta, Basra da yaşayan bu gönüllü kültür elçilerinin yolunda bir dergidir Somuncu Baba.
Otuz yapraklı gül şehrinden
Otuz yapraklı gül şehri derler Darende’ye. Küçük ve şirindir ama boyundan büyük işler başarır Malatya’nın bu huzurlu beldesi. Eğitim kültür ve sanata olan katkılarının yanında birde görülesi doğal güzellikleriyle dikkat çeker. Kim bilir belki misafirlerine derginin yanında bir de somun ikram eder Somuncu Baba.
Tuğba Kaya bildirdi.
zira malatyalilar daşı değneği cebinde gezen insanlardır.
darende'de o camili havuz ne güzeldir. "-dir" doğulu birşey