Şiir ve hatıralar ve arayış Deniz ve Kaşiflik'te

Teoman Duralı’nın “Deniz ve Kaşiflik”teki şiirleri, kitabı hazırlayan Mehmet Sabri Genç’in de dediği gibi bir seyyahın notları tarzında..

Şiir ve hatıralar ve arayış Deniz ve Kaşiflik'te

Bir insanın kendi sahası dışında başka bir sahada eser vermesini neye yormak gerek? Elbette, olabilir ya da neden olmasın mukabili ifadeler kullanabilirsiniz ama bugünün modernleri olarak bizlerin birçok sahada eser verecek dirayette isimlere en azından zihinsel bağlamda uzak olduğumuz gerçeği de hemen yanı başımızda.

Ben bu tür farklı sahalarda eser verme işini bir tür insanın kendini şerhi ya da düşüncelerini pratik düzlemde görme isteği olarak görüyorum. Nurettin Topçu felsefeci kimliğinin yanında hikâyesi ve romanıyla da üzerinde durulması gereken insanlardan biri mesela. Felsefeyle meşgul bir zihnin edebî bir eser vermesini nasıl anlamak lazım geldiği de ortada soru olarak durmakta. Nurettin Topçu gibi felsefeci kimliğiyle edebî sahada da eser veren isimlerden biri de Teoman Duralı. Çağdaş Küresel Medeniyet’in yazarı Teoman Bey’in şiirleri, kendisi gibi felsefe merakı, mekânlar aştıran bir genç, Antepli Mehmet Sabri Genç tarafından bir araya getirilerek Deniz ve Kaşiflik adıyla Duralı okurunun dikkatine sunulmuş.

Şiir diliyle denizle, doğayla, insanlarla bir hesaplaşma/ yüzleşme içine girmişTeoman Duralı

2011 Ramazanında BİSAV’ın iftarına gitmek için İstanbul’da yüz göz olduğum kitap, benim hocanın iftar sofrasına oturmama da vesile olacaktı. Bakın görün ki önce kitapla beni selamlayan Hoca, hasbelkader ince bir ayarla beni masasında ağırlayacaktı ve ben de utana sıkıla kendisine kitabı imzalatacaktım. Bu da kitabın bendeki kaderi olarak yerini alacaktı.

Teoman Bey’in yakınları tarafından çeşitli notlar kaleme aldığı mutat bilgilerden. Ama dikkatli bir insan, Mehmet Sabri Genç, Hoca’nın bir haftalık bir Salzburg-Viyana seyahati sırasında bu notlara trende tesadüf etmiş. Notların birinde Afganistan’la ilgili bir şiir, diğerinde de Moğolistan’la ilgili bir şiir. “Aslında” diyor Mehmet Sabri, “bütün bir cihanı gezmiş bir seyyahın gönül notaları.” Adı üzerinde sabırlı bir insan olan Genç, Hoca’nın hatırat-şiirleri ile okurlarını buluşturmuş.

Kitaba bir de Hoca’nın şiirlerinin şerhi olması bakımından hatıralar eklenmiş. Teoman Duralı okurları için Duralı şerhini kolaylaştıracak bilgiler içeriyor bu bölüm.

Duralı’nın şiirleri Mehmet Sabri Genç’in de dediği gibi bir seyyahın notları tarzında. Sanki Hoca yaşadıklarını notlamamış da şiir diliyle denizle, doğayla, insanlarla bir hesaplaşma/ yüzleşme içine girmiş. Atlas Okyanusu’ndaki Biskay Körfezi, Yalova, Cakarta Limanı, Sumatra, Kuala Lumpur, Bodrum, Burgazadası, Kabataş gibi sahiller Duralı’nın şiir mekânlarını oluşturuyor.

Şiirleri okurken bir felsefecinin kelime dünyası içinde geziniyorsunuz. Yurdu dil olan bir felsefeci, karşınızda sizinle sahilde sohbet ediyor sanki. Şiirlerinde denizin dalgalarını andıran musikiyi işitmek mümkün. Duygulanan bir adamın kelime sökümleri sanki dizeler. Her biri insanın seçme iradesini imliyor. Ahlakı sanatın temeli sayan sözlere sahip mısralar. Felsefe-bilim ve sanatın buluşumu. Bilimsel bir kafanın felsefî gözlerinin kalbî duyuşları Duralı’nın dizeleri.

Aslında bütün cephesiyle çocukluğunu arayan bir insanın gezinmeleri

Teoman Duralı’nın şiirleri için bir mantık kurgusu demek yerinde olur. Kişisel “ben”lik şiir ile ortaya çıkmış. Duralı, şiir ile felsefe-bilim arasında ortaklık kuran bir dile sahip. Bir tür Yahya Kemal’in Vuslat şiirine benzer bir arayış var sözlerde. Aklın denetiminde yaşayan bir insanın akıl denetiminde tutamadığı sözleri olarak okudum ben şiirleri. Aklın ötesine bir geçiş söz konusu şiirlerde.

Şiir ve felsefe arasındaki denklemde re’yini felsefeden yana koyan bir insanın şiire kapı aralığını okuyorsunuz toplamda. Yunus Emre’nin anlatımsal sadeliğinin yanında “Çıktım Erik Dalına” misali görklü ifadeler barından ifadeler var Duralı’nın şiirinde. Lirizmini Fuzuli’nin ışk’ına bağlayan şair Duralı için çağrışımlar Garcia Lorca’nın “Atlı’nın Türküsü”nde saklı.

Ömrü boyunca hasretlik çeken bir insanın şiirleri okuduklarım. Denizin sesini annesinin sesiyle özdeşleştiren bir arayış var şiirlerde. Yabana açılmak iştiyakında olan bir gönlün terennümleri. Aslında bütün cephesiyle çocukluğunu arayan bir insanın gezinmeleri. Hatırat mı, değil, kelimenin tek anlamıyla aramak. Teoman Duralı’nın şiirleri aramak üzerine kurulu gezintiler. Gezinmeye meraklı mizaçlar için Teoman Duralı’nın şiiri çok şey söyler.

Zeki Dursun yazdı

YORUM EKLE