Şiir, gecenin yelesidir

"Gecenin Yelesi, şair-yazar Sıddıka Zeynep Bozkuş’un ilk şiir kitabı. Çıra Yayınları’ndan çıktı. Kitabın referansı sağlam. Arka kapak yazısı Mustafa Uçurum’dan." Gündüz Kayalı yazdı.

Şiir, gecenin yelesidir

Şiir, bir tür tutulmadır. İnsan şiirle kendini ifade etmeye başladıktan sonra ay tutulması gibi bir durum yaşar. Hayatın ona verdiği ışığı alır ve onu şiir yaparak şair olur. Şiirin bu yüzden aydınlık bir tarafı vardır. Elbette bir de karanlık… Şiir karalıktan beslenir. Şair gecenin koynunda dizelerle daha çok buluşur. Hayatın sessizliğinde olur tüm olanlar. Dünya aydınlanmaya başlarken şiir de hayata adım atar.

Ben bir şiiri okurken oradaki hayat belirtilerine dikkat ederim. Şair hayattan mı beslenmiş yoksa bir gayya kuyusundan mı… Hayatsa kaynak, o zaman her şey yerine oturur. Nefes alıp veriş vardır şiirde. Gayya kuyusu ise şairin ilhamı; burada şairin sadece kendisinin anladığı bir karmaşanın ortasındayız demektir.

Gecenin Yelesi, şair-yazar Sıddıka Zeynep Bozkuş’un ilk şiir kitabı. Çıra Yayınları’ndan çıktı. Kitabın referansı sağlam. Arka kapak yazısı Mustafa Uçurum’dan.

Şiir bazen öyle bir gelir ki hayatın tüm renkleri ve sesleri sizi huzurun kapısında karşılar. Şiirin bir duygu olduğu kadar duyuş olduğunu da anlarsınız o zaman. Şiiri okurken bir ritim de sizi kendine çağırıyorsa içinize dokunan bir kurgu dize dize ruhunuza sesleniyor diyebiliriz.

Sıddıka Zeynep Bozkuş’un şiirleri hayatın nefes alıp verdiği bir canlılığa sahip. Bir öyküsü, sesi ve daveti olan bu şiirler özgün imgeleriyle günümüz şiirinin tüm parçalarını temsil ediyor. Bir uğultuyla çat kapı gelen, biraz mavi, çokça yalnız ve hüzünlü bulutları dağıtan bir şair içtenliği.

Gecenin Yelesi, bir şairin şiir serencamının dünyaya düşen ilk damlaları olarak öylesine duru öylesine içten şiirlerden oluşuyor. Kendini doğrulayan bir kehanet gibi ışığını hayattan alan ve sesinin ulaştığı her yere bir esenlik bırakan umut ışığı gibi; “Gecenin yelesinde yakamoz”.

Gece ve yele

Kitap isimleri ister istemez insanı etkiliyor. Şiirleri okurken isimden izler arıyorsunuz. Kitap isminin geçtiği bölümü buraya alıyorum.

“Sırtımız bulutlar taşır kördüğüm
Mavi beyaz, beyaz mavide durulsa
Gecenin yelesinde yakamoz…”

Kitapta soluk soluğa bir ritim bekliyorsunuz. Evet, Bozkuş’un şiirleri kitap ismini doğruluyor. Ritmi hiç düşmüyor şiirlerin. Bir at, gecenin içinde koşuyor gibi, yelesini rüzgâra vermiş ve karanlığı geçiyor gibi…

Gece, Bozkuş’un şiirlerini kurduğu bir sığınak olarak karşılık buluyor. Şiirlerdeki akış, gecenin sessizliğini ve gizemini üzerinde taşıyor.

“Gece sancıdır hem kül rengi bir tırnak yara”

“Mavi, gümüşten hançer, gecenin sırtında”

“Geceyi yırtan kepenkler ve tramvay”

“Bir diyar biliyorum gecenin faylarında kırılan”

Sesini bulmuş bir şair

Sıddıka Zeynep Bozkuş, edebiyatı ciddiye alan bir yazar ve şair. Edebiyat atölyeleri ve orada yetiştirdiği öğrencileri, şimdi ikinci sayısına ulaşan Yitik Bavul Dergisi, dergilerde yazdığı şiir ve öyküleri onun kendini edebiyata adadığını gösteriyor. Yazdıkları da bunu doğrular mahiyette. Özgün dizeler ve şiirdeki imgeler onun şiir sesini bulmuş bir şair olduğunu ispatlıyor.

Ve kelimelerle oynamayı seviyor şair. Onlara yeni kıyafetler biçiyor. Şiirinin ve sesinin karanlığına boyuyor sözleri.

“Kimin yüzü yaka paça serilen kağanlığa
Bir de yetmezmiş gibi zemheriye benzeyiş”

“Adam, paçadı sıvalarını
Kadın, ayın gölgesine…
Koptu inci
Suya ağladı adam…”

“Üç beş damla hiç kırık
Sahnesiz bir gösteri
Ki siz parçalanmış çocuklar
Tabağınızdan”

Ve Bir Şiir Geçer

Şiirleri okurken bir tören alayı gözümün önünden geçiyor gibi hissettim. Şairin seslenmesi, hayatın renklerini üzerimize serpmesi ve bizi şiire davet etmesi, hepsi de şiirin bir parçası. Ve Bir Şiir Geçer isimli şiir, şairin ruh halini okuyucu ile paylaştığı bir şiir.

Gecenin Yelesi, bir şairin ilk kitabı. Hem de önünü aydınlatacak, yolunu açacak kadar güçlü şiirleri olan bir ilk kitap. Ve bir şiir geçer, biz şiire kaptırırız kendimizi.

“Ve bir şiir geçer üzerimizden

Kalbiniz avuçlarınızda atar, yüzünüzde gül

Adres sorar yolunu şaşırmış kahkaha kuşları

Sokaklarda kaybolmak yürek ister, bulmak daha fazla yürek

Ensemizden mevsim aşar, tarih düşürür kalem

Karanlığa dev gölgeler çizer rüzgâr

İçinden geçilmez bir mahzen olur

Perdemizde bahar dalları

Peyman devreder suretler silinip suretler geçer

Eteğinde zamansızlığın, sonsuzluğun eleğinde

Bir tekerrüre tebessüm eder kuzgun”

Gündüz Kayalı

 

YORUM EKLE