Edebî eserlerini Çınar Ata adıyla yayımlayan Alper Kağan Üçer 1972 doğumludur ve Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans eğitimini tamamlamıştır. Tanrıkut, Gönül Köprüsü, Bozkurtlar ve Hesaplaşma dergilerinin yayın yönetmenliğini yapan Üçer, yurt içinde ve yurt dışında pek çok seminer ve konferansa katılmış olup daha çok Türk ve İslâm büyüklerine dair yazdığı biyografik romanlarıyla tanınmıştır (Ata, 2020: 5). Yazar Sarp Yokuş romanında Ahmed Yesevî’nin, Asla Boyun Eğme’de Hz. Sümeyye’nin, Sur’a Üflenene Kadar’da Sarı Saltuk Baba’nın hayatını konu almıştır. Yazarın ayrıca Hz. Muhammed (sav) adında manzum bir siyeri bulunmaktadır. Çınar Ata’nın son romanlarından biri olan Seyyid Nesîmî – Dosdoğru Yol, büyük Azerî şairi İmâdeddin Nesîmî’nin biyografisine dair bir romandır. Eser Ötüken Neşriyat tarafından 2020 yılında İstanbul’da yayımlanmıştır.
Seyyid Nesîmî – Dosdoğru Yol romanı Hurufiliğin kurucusu Fazlullah Esterâbâdî’nin Elince Kalesi’nde Timur’un oğlu Miranşah tarafından pek çok Hurufi ile birlikte idam edilmesiyle başlar. Nesîmî de öldürülmek istenmiş fakat o bir şekilde bu katliamdan canlı kurtulmayı başarmıştır. Ne var ki eşi Fatma ve oğlu Fazl ölümden kurtulamamıştır. Hurufiler, Azerbaycan ve İran’dan kaçıp dünyanın dört bir yanına dağılırken Nesîmî’yi de çağırmışlardır ama Nesîmî onlardan uzaklaşmayı seçmiştir. Allah’ın kendisinde tecelli ettiği zât olan Fazlullah’ın katlinden dolayı hayal kırıklığına uğramış, ailesini kaybettiği için üzüntüye gark olmuş bir şekilde Tebriz’e gider. Hızır’ın koruyucu eli Nesîmî’nin üzerindedir. Burada Şeyh Bedreddin ile tanışan Nesîmî, onun başmüderris olduğu medresede müderris olarak işe başlar. Bir zaman sonra kimseye haber vermeden Tebriz’i terk edip Anadolu’ya gider. Burada geniş bir mürit halkasıyla çevrilen Nesîmî, Ankara’ya gidip Hacı Bayram Veli ile görüşmek istese de Hacı Bayram, Nesîmî’nin açığa vurduğu sırları halkın anlayamayacağı korkusuyla onunla görüşmeyi kabul etmez ve Nesîmî ile müritlerinin Ankara’yı derhal terk etmelerini ister. Nesîmî Bursa’ya gider. Burada halkı isyana sürükleyebileceği korkusuyla hapsedilir. Daha sonra, devlet memurlarıyla yaptığı bir anlaşma gereğince Nesîmî, hiçbir müridine haber vermeden Bursa’yı bir gece yarısı terk edip Halep’e gider. Buraya varışından kısa bir süre sonra Memlük sultanının ve Halep’teki İslâm âlimlerinin isteği doğrultusunda müşriklik suçlamasıyla derisi yüzülerek katledilir.
Çınar Ata “Destur” kısmında romanı estetik kaygılarla yazılmış edebî bir eserden ziyade yol gösterici bir rehber olarak vasıflandırır:
Âlemlerin Rabbi olan,
Merhametin tek sahibi Allah;
Pîrimiz, Sultanımız,
Yol başçımız Seyyid Nesîmî’yi;
Bu risaleyi okuyarak
Anlamayı ve rehber edinmeyi bize nasip eyle. (Ata, 2020: 13)
Her ne kadar Çınar Ata, yazdığı romana edebî bir eserin sınırlarını aşan yüce bir amaç biçse de bu eser, pek çok yazım hatası içermektedir. Pek çok yerde bağlaç olan “de” ile hâl eki olan “-de”nin karıştırıldığı, noktalama işaretlerinin yanlış yerlerde kullanıldığı ya da kullanılması gereken yerde kullanılmadığı, anlatım bozukluğu yapıldığı ve metnin yazımında Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan Yazım Kılavuzu’na uyulmadığı görülmektedir.
Hem yazarı hem de romanın editörlerini ilgilendiren anlatım bozukluklarına, yazım ve noktalama yanlışlarına dair tablo şu şekildedir:
Sayfa |
Yanlış |
Doğrusu |
181 |
Muhavvit olması, çıplak bir vaziyette… |
Muvahhit |
184 |
Bunlar sıradan insanlar değil öyle önlerinden arkalarından gelip onlara vesvese vereceğim türden adamlar değil. |
Bunlar sıradan insanlar değil, öyle önlerinden arkalarından gelip onlara vesvese vereceğim türden adamlar değil. |
185 |
… yüce bir kalbin var öylemi? |
öyle mi? |
185 |
… bu mütevazı hallerin kibrini azdırıyor. |
hâllerin |
186 |
Seninle işim bitti artık nereye gideceksen git. |
Seninle işim bitti, artık nereye gideceksen git. |
186 |
Son nefesime kadar iyilik. |
Son nefesime kadar iyilik… |
186 |
İyilere de kötüler de Müslümana da kâfire de iyilik, ama sonsuza kadar iyilik! |
kötülere |
191 |
Tüm bunların üzerine davete katılması için gönderilen gösterişli atlar iki kat kıyafetler vesveselerini arttırdı. |
Tüm bunların üzerine davete katılması için gönderilen gösterişli atlar, iki kat kıyafetler vesveselerini arttırdı. |
192 |
Kimse ne olduğunu anlayamamış bazıları ayağa kalkarak etrafı kolaçan ediyordu. |
Kimse ne olduğunu anlayamamıştı, bazıları ayağa kalkarak etrafı kolaçan ediyordu. |
192 |
Askerlerin etrafını çevirmesi sonrası ses kesilmiş, ayağa kalkanlara görevliler elleriyle oturmalarını işaret etti. |
Askerlerin etrafını çevirmesi sonrası ses kesilmiş, ayağa kalkanlara görevliler elleriyle oturmalarını işaret etmişti. |
192 |
… etrafını görecek hali yoktu. |
hâli |
193 |
Ama bu geldiğin yerde beyin adamları var seni buraya koymazlar. |
Ama bu geldiğin yerde beyin adamları var, seni buraya koymazlar. |
193 |
Bak sevdim seni benim kim olduğumu bildin korktun benden. |
Bak sevdim seni, benim kim olduğumu bildin, korktun benden. |
193 |
Kimsin ki sen |
Kimsin ki sen? |
193 |
Benim gibi. |
Benim gibi… |
194 |
Saatler süren sohbet ve ikramlar sırasında Refiî defalarca “beye haddini bildirmek!” için ayaklandıysa da Nesîmî her seferinde yalvar yakar ikna edip oturtmuş, bir tatsızlık çıkmasını engellemişti. |
Saatler süren sohbet ve ikramlar sırasında Refiî defalarca “beye haddini bildirmek!” için ayaklandıysa da Nesîmî her seferinde yalvar yakar ikna edip onu oturtmuş, bir tatsızlık çıkmasını engellemişti. |
194 |
Davetin ev sahibi taraf, birkaç kez Nesîmî’yi arayıp ulaşmaya çalışsa da Seyyid oralı olmamış, duymazlıktan gelmişti. |
Davetin ev sahibi taraf, birkaç kez Nesîmî’yi arayıp ona ulaşmaya çalışsa da Seyyid oralı olmamış, duymazlıktan gelmişti. |
195 |
Bir kaç saat önce Bey hanesinde çekilmişti. |
Birkaç saat önce Bey hanesinde çekilmişti. |
195 |
Sarayda cümbüş devam ede dursun Seyyidler meclisinde Nesîmî sohbeti bitirmişti. |
Sarayda cümbüş devam ededursun seyyidler meclisinde Nesîmî sohbeti bitirmişti. |
195 |
Siz sahip çıkamazsınız başınıza iş açar. |
Siz sahip çıkamazsınız, başınıza iş açar. |
196 |
Siz gittikten sonra bize ısrarla Vahdet-i vücuttan soracaklar ne yapalım ne dersiniz? |
Siz gittikten sonra bize ısrarla vahdetivücuttan soracaklar, ne yapalım, ne dersiniz? |
196 |
… nasip olursa yine görüşürüz ama sözümüzde yere düşmesin. |
sözümüz de |
196 |
Sırası gelmişken sormama izin verin kimdir bu pehlivan. |
Sırası gelmişken sormama izin verin, kimdir bu pehlivan? |
207 |
O kadar düşünceli bir hali vardı ki… |
hâli |
208 |
Kızlar biraz daha ayrıcalıklıydı herhâlde? |
Kızlar biraz daha ayrıcalıklıydı herhâlde. |
213 |
Söyle de bileyim? |
Söyle de bileyim. |
227 |
Nesîmî’ye kalsa tek başına olmak, rabbiyle baş başa kalmaktı. |
Nesîmî’ye kalsa tek başına olmayı, Rabbiyle baş başa kalmayı tercih ederdi. |
263 |
Saçlarını okşayan el üzerinden çekilince oda yüzünü yasladığı yerden başını kaldırdı. |
o da |
264 |
Toparlanıp sesini ayarlayan Hacı Bayram ilk olarak Nesîmî ye dönerek “Mübarek olsun” dedi. |
Toparlanıp sesini ayarlayan Hacı Bayram ilk olarak Nesîmî’ye dönerek “Mübarek olsun.” dedi. |
277 |
Şu kumar oynayan yabani Türkmenler saldırır, döverler diye korkuyorum. Kaç gündür buradayım?.. Ne bir şey verdiler ne de konuştular. |
Şu kumar oynayan yabani Türkmenler saldırır, döverler diye korkuyorum. Kaç gündür buradayım. Ne bir şey verdiler ne de konuştular. |
277 |
Niye celallendin birden. |
Niye celallendin birden? |
295 |
Türk evine gel Nesîmî gibi ol, gün olupta cüppe ve sarık neymiş de. |
Türk evine gel, Nesîmî gibi ol. Gün olup da cübbe ve sarık neymiş de. |
314 |
Sende yanımdan gitme. |
Sen de |
326 |
Sözlerimi bitip susmam dahi onu tedirgin etti. |
bitirip |
327 |
…tüm heyetin yüzene baktı. |
yüzüne |
335 |
İkindi de başlayan yağmur kesileli bir hayli oldu. |
İkindide |
335 |
Çokta nüktedân. |
Çok da nüktedan… |
336 |
Hoş beş, adetten olduğu için yapıldı. |
Hoşbeş, âdetten olduğu için yapıldı. |
337 |
En ufak tereddüd etmeden… |
tereddüt |
337 |
Hristiyan |
Hıristiyan |
339 |
Ahlak ve davranışın salih olması |
Ahlak ve davranışın salih olması… |
339 |
Güç ve izzet |
Güç ve izzet… |
341 |
Anlamıyor gibi yaptım |
Anlamıyor gibi yaptım. |
341 |
Belki de buda şeytani hesaplarından biridir. |
bu da |
341 |
Hasım oldukları devletlerle mektuplaşıp, onlar adına burada halkı ayaklandırmak için hazırlık yapıyormuşum. |
Hasım oldukları devletlerle mektuplaşıp onlar adına burada halkı ayaklandırmak için hazırlık yapıyormuşum. |
342 |
Onlar bu vebayı getirip, üstlerindeki pireyle insanların üzerine atarmış. |
Onlar bu vebayı getirip üstlerindeki pireyle insanların üzerine atarmış. |
343 |
Nafile tek kelime etmeden getirip bu karanlık zindanın içine attılar. |
Nafile, tek kelime etmeden getirip bu karanlık zindanın içine attılar. |
346 |
Bunlar meşalede değil ateşten kuşlar, kıvılcımlar saçarak etrafımda kanat çırpıyorlar. |
Bunlar meşale de değil, ateşten kuşlar; kıvılcımlar saçarak etrafımda kanat çırpıyorlar. |
346 |
Uyuya kalmışım. |
Uyuyakalmışım. |
347 |
Sarılıyorum, hala yüzüme bakmadan ağlıyor. |
hâlâ |
357 |
… şu gördüğün kadıların hiç biri ferman vermedi. |
hiçbiri |
357 |
Son sözüne kadar seni dinleyeceğim yemim ederim. |
Son sözüne kadar seni dinleyeceğim, yemin ederim. |
368 |
Ortada şikayet te kalmadığına göre ne diyeyim ki? |
de |
368 |
…ben böyle bir mahkeme de hiç bir hükmü imzalamam. |
Ben böyle bir mahkemede hiçbir hükmü imzalamam. |
369 |
Sadece Naibin duyacağı kadar… |
naibin |
369 |
Uyuz, uyuz ne mırıldanıyorsun? |
Uyuz uyuz ne mırıldanıyorsun? |
369 |
Şeyh Şehâbeddîn b. Hilâl can derdin de haykırıyor. |
derdinde |
370 |
…askerlerin zapt etmeye çalıştığı halk… |
zaptetmeye |
371 |
Kadılar çoktan meydanı terk eti. |
etti |
Bu tabloda gösterilenler romandaki tüm yanlışlar değildir, yalnızca bunlar arasından örnek olarak seçilenlerdir. Bu durum ne 2019 yılında Sarp Yokuş adlı yapıtı yılın romanı seçilen ve ödüle lâyık görülen bir edebiyatçıya ne de piyasadaki yüzlerce yayınevi arasından sivrilen ve muteber kabul edilen bir yayınevine yakışmaktadır. Türkçe konusunda bilinçli bir okuyucunun bu romanı okurken dil bilgisi hatalarından dolayı rahatsızlık duymaması elde değildir. Türkçe konusunda bilinçsiz ve az bilgili bir okur ise bu dili yanlış öğrenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dolayısıyla hem yazarlar hem de yayınevleri Türkçe’nin doğru kullanımına dair oldukça hassas ve dikkatli olmak zorundadırlar. Bu zorunluluk hem okuyucuya hem de Türkçe’ye saygının bir gereğidir.
Murat Aslan
Kaynakça
Ata, Çınar. (2020). Seyyid Nesîmî – Dosdoğru Yol, İstanbul: Ötüken Yayınları.
Türk Dil Kurumu. (2012). Yazım Kılavuzu, haz. Şükrü Halûk Akalın vd., Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük, https://sozluk.gov.tr/ (Erişim Tarihi: 11.10.2021)