Sevr Mağarası'nda geçen 3 kritik gece

Hicretin en kritik anı Hz. Peygamber’in Mekke’den çıkmasıydı. Zira İslam’ın da Müslümanların da geleceği buna bağlıydı.

Sevr Mağarası'nda geçen 3 kritik gece

İslam Mekke’den Medine’ye hicret edeli 1444 yıl geçti. Elbette hicret eden Hz. Peygamber (s.a.) ve Müslümanlardı. Ancak onlar İslam davasını kuşanmış ve omuzlamışlardı. Medine’ye hicret ederken de bu davayı kalplerinde, zihinlerinde, şuurlarında taşıdılar. Ezberlerindeki ayetlerin mesuliyetini sırtlanarak.

Hicretle ilgili ayetler nazil olunca Hz. Peygamber Medine’ye gidebilecek durumdaki bir avuç Müslümanı önden gönderdi. Birkaç ayı bulan bu süreç sonunda geriye kendisi, Hz. Ebubekir ve Hz. Ali gibi birkaç inanan kalmıştı. Hicretin en kritik anı Hz. Peygamberin Mekke’den çıkmasıydı. Zira İslam’ın da Müslümanların da geleceği buna bağlıydı. O'nun Mekke’den çıkışı hakkında Safiyyurrahman Mübarek Furi, Risale Yayınlarından çıkan Peygamber Efendimizin Hayatı ve Daveti kitabında şunları anlatır.

Hz. Peygamberin de Medine’ye gitmesinden endişelenen Mekkeli müşrikler Daru’n-Nedve’de yapılan toplantıda uzun tartışmaların sonunda bir karara varırlar. Buna göre en kesin çözüm onu öldürmektir. Ancak kabilesi Haşimoğullarının gazabına uğramamak için her kabilden seçtikleri savaşçılardan bir ekip kurmayı kararlaştırırlar.

Bu hain plan uygulamaya konulunca bir gece vakti Hz. Peygamberin evi kuşatılır. Buna mukabil Peygamber Efendimiz ona verilen emanetleri sahiplerine ulaştırması için Hz. Ali’ye vererek yatağında onun yatmasını ister.

Bunun ardından Resulullah (s.a.) evini Peygamberliğin 14. yılının 27. Safer gecesi (Miladi 12-13 Eylül 622) tarihinde terk etti ve güvendiği arkadaşı Hz. Ebubekir'in (r.a.) evine geldi. Sonra evin arka kapısından çıkarak tanyeri ağarmadan hızlıca Mekke'yi terk ettiler.

Peygamberimiz ve Hz. Ebubekir müşriklerin kendisini ilk anda arayacakları yerin kuzeye doğru devam eden asıl Medine yolu olacağını biliyordu. Bu sebeple tamamen zıddı olan bir yol tuttu. Bu yol Mekke'nin güneyine düşen, Yemen yönündeki yol idi. Bu yolda yaklaşık 5 mil (6 km) yürüyerek Sevr Dağı diye bilinen dağa geldi. Burası, tırmanması zor, tehlikeli yüksek bir dağdı. Bu dağa çıkarken Efendimiz yalınayak çıkmıştı. Bir rivayette "Dağ yolunda ayak izleri belli olmasın diye ayakuçları üzerinde yürüyordu. Sonra nalınlarını çıkarıp yürüdü" denilmiştir. Nihayet dağın zirvesindeki Sevr mağarası diye bilinen mağaraya vardılar.

Mağaranın kutlu misafirleri

Mağaraya vardıklarında Hz. Ebubekir, "Vallahi, önce ben girmeden sen giremezsin. Eğer orada bir şey varsa senden önce bana isabet etsin." dedi. Mağaraya girip içerisini temizledi. Bir tarafında bir delik gördü, elbisesinden yırttığı bir parçayla onu kapattı. Bu deliklerden iki tane daha kalmış, onları da ayaklarıyla tıkamıştı. Sonra Efendimiz'e "Girebilirsin" dedi. Resulullah da içeri girdi. Başını Hz. Ebubekir'in kucağına koyup uyudu.

Hz. Ebubekir'i deliklerden birinden çıkan bir yılan soktu. Resulullah'ı uyandırmaktan korktuğu için hiç kıpırdamadı. Gözyaşları Resullullah'ın yüzüne damlamış Efendimiz de: "Neyin var ya Eba Bekir?" demişti. Hz. Ebubekir, "Anam babam sana feda olsun ya Resulullah! Beni yılan soktu" dedi.

Resulullah da yılanın ısırdığı yere tükürüğünü sürdü. Hz. Ebubekir'in duyduğu acı kayboldu. Mağarada üç gece (Cuma, Cumartesi ve Pazar) kaldılar. Abdullah b. Ebî Bekir de onların yanında geceliyordu.

Hz. Aişe (r.a.) bu olayla ilgili der ki: "Abdullah genç, uyanık ve zeki biriydi. Seher vakti Peygamberimiz ile Ebubekir'in yanından ayrılır, sabahleyin Mekke'de gecelemiş gibi Kureyş'le birlikte kalkardı. Onlara tuzak kurmakla ilgili bir haberi duyar duymaz, gere karanlık basınca bu haberi hemen onlara ulaştırdı.”

Yine günlerde Hz. Ebubekir’in kölesi Amir b. Füheyre Peygamberimiz ile Hz. Ebubekir için koyun güttü. Gecenin bir kısmı geçince hayvanları onların yakınlarına götürdü. Efendimiz ile Hz. Ebubekir, koyunların sütlerinden içtiler. Vakit sabaha yaklaşınca Amir b. Füheyre koyunları otlamaya çıkardı. Bunu üç gece peş peşe yaptı. Amir b. Füheyre ayrıca, Abdullah b. Ebî Bekir Mekke'ye gidip geldiğinde koyunlarıyla -Abdullah'ın ayak izlerini silmek için- onu takip ediyordu.

Müşrikler ise planın uygulanacağı gecenin sabahında Resullah'ın Mekke'yi terk ettiğini kesinlikle öğrenince çılgına dönmüşlerdi. Bu konuda yaptıkları iş, belki Efendimiz ile Hz. Ebubekir'in nerede olduğunu öğrenmek için Hz. Ali'yi eziyet etmek ve bir müddet onu hapsetmek oldu. Ancak ondan bir şey öğrenemeyince serbest bırakacaklardı.

Mağarada geçirilen üç gece boyunca müşrikler Mekke-Medine arasındaki bütün yolları taradılar. Kesin bir netice almak için paralı askerler tuttular, kutlu hicret yolcularının başına yüklü miktarda ödül koydular. Ama nafile. Yollara düşen herkes eli boş dönüyordu. Onları ne gören vardı ne de haber alan. Nihayetinde de artık onları bulamayacaklarını düşünerek yorgun argın bir biçimde evlerine çekildiler.

Hz. Peygamberin Medine’ye sağ sağlim ulaşması açısından Sevr dağındaki mağarada geçirilen 3 gece oldukça stratejik bir adımdı. Bu hamle sayesinde müşrikleri yanıltmayı başarmışlardı.

Safiyyuhrahman Mübarek Furi, Peygamberimizn Hayatı ve Daveti, Risale.

                               

YORUM EKLE