Psikoloji dizisinden yeni kitap: Kendine Ait Bir Yuva

Kitapta Margaret Mahler’in kuramını genişleten Sarah Fels Usher, diğer pek çok kuramcıyla birlikte Loewald ve Modell’ın metinlerini de meseleye dahil ederek yetişkin danışanların ayrı bir hayata sahip olma hakkını öne çıkarıyor.

Psikoloji dizisinden yeni kitap: Kendine Ait Bir Yuva

Joanne, 53, avukat, annesi ölüm döşeğindeyken: “Sanki elastik bir göbek bağına bağlıyım ve kendimi bildim bileli böyleydim. Annemle birlikte ölüyorum, o mutlu olmadıkça ben de mutlu olamam.”

Steve, 31, sanatçı: “Annemle aynı oksijeni soluyoruz.”

Dan, 30, doktoralı bilgisayar mühendisi: “Babam felç geçirdikten sonra bir daha spor salonuna gitmedim. Sanki benmişim, ben sakatlanmışım gibi geliyor.”

Edna, 52, uluslararası yardım danışmanı: “Annemlere bir şey borçluymuşum gibi hissediyorum. Para filan gibi, onlara çek filan yazmam gerek sanki.”

Barbara, 50, psikolog, evliliği yüzünden başka bir şehirde yaşayıp çocuk büyütmek zorunda kalmış ama eve dönmek istiyor: “Sanki vücudun kabul etmediği bir organ nakli gibi.”

Bu sözler, psikolog ve yazar Sarah Fels Usher’ın son yıllarda kliniğinde görüştüğü danışanlardan alıntı. Bir danışanı da annesiyle ilişkisini betimlemek üzere gazeteden kestiği “Demokles’in Annesi” karikatürünü göndermiş. (Bu karikatürü e-postada verdiğimiz linkten indirebilirsiniz.)

Sarah Fels Usher Kanada’nın Toronto kentinde psikolog ve psikanalist olarak çalışıyor, ayrıca halen Toronto Psikanaliz Enstitüsü’nde öğretim üyesi. Kendine Ait Bir Yuva (özgün adıyla Leaving  Home) yazarın üçüncü kitabı. Günümüz toplumlarında bireylerin içsel olgunlaşma ve aileden ayrılma süreçlerinin yavaşladığı tespitinden yola çıkan Usher bu kitapta gelişim sürecinin bir parçası olan ebeveynlerden ve kardeşlerden ayrılma görevini, hayatın daha erken dönemlerinde tamamlayamamış bireylerin ve çiftlerin yaşadıklarına yakından odaklanıyor.

Kitabı şöyle tarif ediyor Usher:

“Bu kitapta, çoğu zaman fevkalade zorlu hale gelen evden ayrılma uğraşının içerdiği meseleleri formüle edip psikanalitik açıdan anlamlandırmaya çalıştım. Hikâyelerini dinlediğim danışanlarımın bakış açısına göre ortada sanki tek taraflı bir ilişki vardı: ‘Ebeveyn(ler)im yakamdan düşmüyor.’ Oysa ben danışanlarımın serbest bırakılmama, ebeveynlerinin veya kardeşlerinin ilgisine, endişesine ve kılavuzluğuna tutunmaya devam etme arzularını da duyabiliyordum anlattıklarında.”

Kitapta Margaret Mahler’in kuramını genişleten Sarah Fels Usher, diğer pek çok kuramcıyla birlikte Loewald ve Modell’ın metinlerini de meseleye dahil ederek yetişkin danışanların ayrı bir hayata sahip olma hakkını öne çıkarıyor. Ödipal galip (veya mağdurların) ikilemlerini, içlerine yansıttıkları aileye karşı sorumluluk hislerini ve bunun sonucunda gerçekten bireyleşmiş yetişkinler olamayışlarını tarif ediyor.

Kardeşlerden ayrılmanın zorluğunu kitapta yine analitik çerçevede ele alan Usher’ın çift terapisi deneyimi, ortaya koyduğu kurama yeni ve güçlü bir boyut katıyor. Ayrıca danışanların yeniden yakınlaşma alt evresini tatmin edici bir şekilde tamamlamalarına yeterince destek olma bağlamında meslektaşlarına duyduğu güveni de kitap boyunca sezdiriyor Usher.

Usher’ın şu sorusu da hayli can alıcı: “Terapistler danışanlarının terapiyi sonlandırmasına izin verebilir mi?” Terapist kendi ailesinden ve elbette analistinden ayrılmayı başarmış mı? Ayrılmayı başaramamış bir terapistin danışanlarının yaşadığı zorlukları da inceleyen Usher, terapiyi sonlandırma zamanı geldiğinde kuşaklar arası cereyan eden bu çetin meselelerin herkesin tadını kaçıracak şekilde nasıl su yüzüne çıktığını anlatıyor.

Danışanları ayrılma-bireyleşme perspektifinden dinlemek yeni bir yaklaşım değil, fakat Usher’ın yetişkinlik yaşamının diğer alanlarında gösterilen başarıyla bu meselelerin çoğu zaman nasıl gizlendiğine dikkat çekmesi yeni. Kendine Ait Bir Yuva, sadece psikanalistler, psikanalitik bir yaklaşımla çalışan yetişkin terapistleri ve klinik psikoloji eğitimi alan öğrenciler için değil, daha derin bir öz farkındalık kazanmak isteyen psikolojiye meraklı okurlar için de önemli bir kaynak.

Kitapla hakkında birkaç yorum:

“Bu dopdolu kitap, Margaret Mahler’in geliştirdiği çocukluktaki ayrılma-bireyleşme paradigmasını yetişkinlerin ruhsal gelişimine uyarlıyor. Yetişkinlikte yaşanan ayrılmaya dair dönüm noktalarını ve ayrı oluşla alakalı müzmin çatışmaları ele alan Usher’ın bu kitabı ebeveynlerin, hocaların ve terapistlerin himayelerindeki bireylere yönelik empatilerini kuvvetlendirmelerine yardımcı olacak sağlam bir kaynak. Usher son derece başarılı bir çalışma ortaya koymuş, ne kadar takdir ve teşekkür etsek eksik kalır.”

Dr. Salman Akhtar

Psychoanalytic Center of Philadelphia

“Üç farklı bakış açısı –ruhsal, kişiler arası ve sosyokültürel– arasında köprü kuran bu kitap, 21. yüzyıl bağlamında ayrılma, kayıp ve bireyleşmenin zorluklarını keşfe çıkıyor. Benlik ve nesne sürekliliği normalde gelişimin Ödipal evresinden önce sağlansa da ayrılma-bireyleşme sürecinin veçheleri ömür boyu tekrar tekrar ortaya çıkar. Bakım verip koruyacak anne babalara yönelik hissedilen içsel ihtiyaç yetişkinliğe adım attıktan yıllar sonra dahi varlığını sürdürerek bilişsellik, duygular ve davranışlar üzerinde ciddi etkilerde bulunabilir. Sarah Fels Usher’ın kitabı, akıl sağlığı uzmanlarını düşünmeye ve gelişmeye sevk edecek son derece bilgilendirici bir kaynak.”

Dr. Harold P. Blum

“Usher bir kez daha klinik bir cevher üretmiş. Bol bol yer verdiği vaka örneklerinin ayakları yere basan cazibesi, ego psikolojisi, bağlanma kuramı ve benlik psikolojisini –erken gelişimi merkeze oturtmadan– birleştiren kayda değer bir kuramsal çalışma meydana getiriyor. Mahler’in kuramının merkezinde yer alan bebeklik çatışması, kuşakları da içeren ve ömür boyu süren döngüsel bir dinamik olarak yeniden tasavvur ediliyor. Psikanalitik psikoterapi ile çift terapisi arasında köprü kuran Usher, danışanlarımızın bir sis perdesi arkasından görebildiğimiz aile hikâyelerinin tuğlalarıyla bugünlerini nasıl yeniden inşa edebileceğimizi gösteriyor.”

Dr. Charles Levin

Canadian Institute of Psychoanalysis

Arka kapak metni:

“Bugün yetişkin çocuklar evden daha geç yaşlarda ayrılıyor veya ayrıldıktan sonra eve dönmelerine daha sık rastlanıyor. Ayrıca önceki kuşaklara göre daha ileri yaşlarda evleniyorlar. İşsizlik ve barınma maliyetlerinin artışı gibi pek çok güncel ekonomik etkenden söz etmek mümkün olsa da, bu durumun işaret ettiği başka bir gerçek daha var: İçsel olgunlaşma ve aileden ayrılma süreci yavaşlıyor.”

Kendine Ait Bir Yuva, gelişimin ileriki aşamalarında yaşanan ve kişinin benliğini tanımlayan ayrılma [separation] ile ilgili bir kitap. Okul, iş veya bir ilişki sebebiyle evden ayrılmak üzere atılan somut adımlar da dahil buna, aile üyeleriyle kurulan ilişkilerin ruhsal bakımdan değişip dönüşmesi de. Ebeveynlerden ve kardeşlerden ayrılma görevini hayatın daha erken dönemlerinde tamamlayamamış bireylerin ve çiftlerin yaşadıklarına odaklanan Kanadalı psikolog Sarah Fels Usher, ayrı bir hayata sahip olma hakkı için yetişkinlikte verilen mücadeleleri kendi danışanlarının deneyimleri ve Margaret Mahler’in kuramı üzerinden ele alıyor.

“Bu kitapta, çoğu zaman fevkalade zorlu hale gelen evden ayrılma uğraşının içerdiği meseleleri formüle edip psikanalitik açıdan anlamlandırmaya çalıştım. Hikâyelerini dinlediğim danışanlarımın bakış açısına göre ortada sanki tek taraflı bir ilişki vardı: ‘Ebeveyn(ler)im yakamdan düşmüyor.’ Oysa ben danışanlarımın serbest bırakılmama, ebeveynlerinin veya kardeşlerinin ilgisine, endişesine ve kılavuzluğuna tutunmaya devam etme arzularını da duyabiliyordum anlattıklarında –‘Kimse seni annen kadar sevemez’ sözünü hatırlatıyor bu durum.”

Yazar hakkında:

Sarah Fels Usher Kanada’nın Toronto kentinde psikolog ve psikanalist olarak çalışmaktadır. Daha önce Toronto Psikanaliz Cemiyeti’nde başkanlık ve Temel Psikanalitik Perspektifler Programı’nda kurucu direktörlük görevlerini üstlenmiş olan Usher, halen Toronto Psikanaliz Enstitüsü’nde öğretim üyesidir. Canadian Journal of Psychoanalysis/Revue Canadienne de psychoanalyse’de İngilizce kitaplar editörü olarak da çalışan Usher’ın yayınlanmış iki kitabı daha bulunuyor: What is This Thing Called Love? (2007) ve Introduction to Psychodynamic Psychotherapy Technique (2013).

Künye:

Yayınevi:      Metropolis Yayıncılık

Eser adı:      Kendine Ait Bir Yuva

Alt başlık:     Yetişkinlikte ayrılma-bireyleşme mücadeleleri

Yazar adı:     Sarah Fels Usher

Özgün adı:   Leaving Home: Separation–individuation struggles in adult life

Özgün dil:     İngilizce       

Türü:            Psikoloji / aile ilişkileri, ayrılma-bireyleşme, gelişim psikolojisi

Çeviri:           Cansen Mavituna

YORUM EKLE

banner36