Osmanlı dönemi çocuklarını incelemiş

Osmanlının bugüne kadar aralanmayan gizli kapısı olan o dönemin çocuklarını Yahya Araz, Osmanlı Döneminde Çocuk Olmak adlı kitabında geniş bir şekilde işliyor.

Osmanlı dönemi çocuklarını incelemiş

Çocukluk, herkesin büyük özlemle andığı ender zamanlardandır. Yaş ilerledikçe çocukluk denen cennete daha büyük bir özlemle sarılmak isteyenlerin sayısı hiç de az değildir. Yoklukla, sıkıntıyla bile geçse çocukluğun kendine has ayrı bir havası vardır. Kendi çocukluğunu yaşayamayanların kendi çocukları olunca yaşayamadıkları her şeyi çocuklarına yaşatmak istemeleri de ayrı bir özlemden kaynaklıdır.

Toplumda çocuğun yeri her zaman tartışılmış. Gerek sosyal yönden gerekse ekonomik sebeplerden dolayı çocuklar her zaman odak noktasında durmuş. Çocuk işçilerden tutun da çocuk evlilikleri, çocuk istismarı gibi konular ne yazık ki gündemden hiç düşmemiş. Öyle bir hale gelmiştir ki bu konu; son yıllarda mutlu çocuklardan daha çok mutsuz çocuklar gündemde olmayı sürdürmüş. Günümüzde durum böyle, acaba Osmanlı’da durum nasıldı? Birçok aydınlanmamış karanlık odası bulunan Osmanlı döneminin çocuklarını tarihçi Yahya Araz, Kitap Yayınevi’nden çıkan titiz bir çalışma ile okuyucuların ilgisine sunuyor.

Osmanlı’nın çocukları da mahzundu

Çocuklardan bahsederken genelde çocuk acılarından dem vurulmakta. Çünkü acıyla en çok çocuklar yüz yüze kalıyor. Yahya Araz’ın Osmanlı Döneminde Çocuk Olmak kitabını okuyunca bu durumun o dönemlerde de çok farklı olmadığına şahit oluyoruz. Araz, Osmanlı döneminin çocukları gibi çetrefilli bir alanda araştırma yapmaya kalkışarak aslında çok zor bir işe de girişmektedir. Hakkında en az kaynağın olduğu bir meseledir Osmanlı dönemi çocukları.

16. yüzyıldan 19. yüzyıl başlarına kadar, saray çevresinden başlayarak her kesimin çocukları hakkında topladığı bilgileri derleyen yazar, ortaya koyduğu kaynaklarla zihinlerde bir porte oluşturmayı başarmış. Görünen odur ki Osmanlı döneminde de çocuklar mahzundur, yalnızdır ve birçok alanda istismar edilmektedir. Günümüzde çocuk işçilerin varlığından bahsedip bu konuda yakınıp dursak da Osmanlı döneminde çocukların evlerde hizmetçi olarak çalıştırılması, daha ağır işlerde kullanılması maalesef resmi kaynakların verileriyle de doğrulanıyor. İstanbul dışındaki çocukların yaşantıları da kitapta ayrıntıyla ele alınan konular arasında yer alıyor.

Okumak için İstanbul’a gitmek

İstanbul, tarihin her döneminde cazibe merkezi olmayı hak etmiş bir şehirdir. Osmanlı’nın başkenti, eğitim ve kültürün de başkenti olmuştu. Osmanlı döneminde de Anadolu’dan İstanbul’a okumak için gelen çocuklar ve gençler vardır. Yaşadıkları yerdeki imkânsızlıklardan dolayı İstanbul’a gelen çocukların yaşadıkları sıkıntılar da kitapta yer alan bilgiler arasında. Yazar, bu tür bilgileri elde edebilmek için dönemin birçok kaydını inceleyerek somut bilgilerle okuyucuyu aydınlatıyor.

Yazar, taradığı kaynaklara göre kitabı bölümlere ayırarak dönemin çocuklarının yaşantılarına bakış açısını da böylelikle ortaya koymuş oluyor. Sarayda yaşayan çocukların bilgileri titizlikle tutulurken göz ardı edilen saray dışındaki çocukların yaşantılarına eğilen yazar, aslında merak edilen bir alana da yönelmiş oluyor. Yazar kitabını hukuki metinler ve fetvalar üzerinden çocukların konumu, dönem içinde yazılmış çocuklara yönelik kitaplar ve çocukların evlerde hizmetçi olarak çalıştırılması, bir dayanışma örneği olarak görülebilecek çocuk değişimi meselesi ve çıraklık müessesesi gibi yaşam şartlarını da inceleyerek oluşturmuş.

Yazar, imkânlar doğrultusunda bu kaynakları kullansa da Osmanlı döneminin çocukları hakkında çok fazla bilginin olmaması ya da bilgilerin dağınık bir şekilde bulunuyor olması çalışmayı zora sokan sebepler arasında sayılabilir.

Kitapta ilgi çekici bir diğer nokta, Osmanlı dönemindeki çocukların oynadığı oyunlar. Sosyal yaşantının bir değişmezi olan çocuk oyunları geleneksel bağların devamı açısından önemli bir ayrıntı olarak göze çarpmakta. Zaman ve mekân farkı gözetmeden değişmeyen bir kuraldır ki, çocuklar her zaman çocuktur.

Sonuç ne olursa olsun, Yahya Araz önemli bir çalışmaya imza atmış. Tarihin bilinmeyen bir noktasına eğilerek okuyucuya merak edilen bir konu hakkında yeni ve ilginç fikirler vererek kitabını da ilgi çekici bir notada yayın hayatına kazandırmış. Sıradan tarih kitaplarından sıkılanlar için bu kitap oldukça dikkat çekici bir çalışmadır.

Mustafa Uçurum yazdı

YORUM EKLE