Onlarca farklı kalem Ayşe Şasa'yı yazdı

Serdar Arslan'ın hazırladığı 'Hayret Perdesini Temaşa' kitabı, farklı mecralarda Ayşe Şasa üzerine yazılmış yazılar kadar, bu kitap için telif edilmiş yazıları da içeriyor. Mehmet Erken yazdı.

Onlarca farklı kalem Ayşe Şasa'yı yazdı

https://www.ktpkitabevi.com/urun/hayret-perdesini-tems-ayse-sasa-kitabi-115130340Bir süredir 16 Haziran tarihine odaklanmış bir şekilde Ayşe Şasa için ufak da olsa bir şeyler yazmak istiyorum. Ayşe Şasa hakkında düşünürken, tanışmamdan vefatına kadar geçen takriben beş sene içindeki seyrek seyreden ilişkimde yaptığımız muhabbetler aklıma geliyor. Bunlar üzerine konuşmanın bir faydası olmadığını, geçen sene cenazede anlamıştım. Fakat zaman bu anlayışı unutturdu ve ben yeniden bu konuda bir şeyler yazmak ister oldum. Neyse ki, ay başında sitemiz yazarlarından Serdar Arslan tarafından derlenen Hayret Perdesini Temaşa: Ayşe Şasa Kitabı (İnsan Yayınları) yayınlandı. Bu kitabı elime almamla, gün geçtikçe artan isteğimi dindirme şansı da bulabildim.

Uzun telefon görüşmeleri

Geçen seneki cenazeye döneyim: Bir daha bir araya gelmesi mahşer günü hariç zor olan pek çok insanı bir arada gördüğümde, bu kadar fazla sayıda farklı insanı bir araya getirebilen birini, tek bir kişinin anlamasının ve anlatmasının zor olduğunu idrak etmiştim. O nedenle hakkında anlatılan neredeyse her şey eksiktir dersem, hadsizlik etmiş olmam diye umuyorum. Hayret Perdesini Temaşa bu manada, pek çok farklı Ayşe Şasa’yı bir kitapta topluyor. Her yazı farklı bir hikaye, her karşılaşma farklı bir karşılaşma. Bir kişinin anlatmasından ziyade farklı Ayşe Şasa’ları görebilmek okuyanların zihninde daha geniş bir portre oluşmasına katkı sağlayabilir.

Ayşe Şasa, bahsi geçen kitabın yazarlarından bir kısmına, yazdığı bir yazı üzerinden ulaşmış. Diğer bir kısmı ise, bir arkadaşları vesilesi ile kendisiyle tanışmış. Telefonla yahut evine giderek.

Telefon.... Evet uzun telefon görüşmeleri Ayşe Şasa ile tanışanlar için kilit önemde bir şey. Geçtiğimiz bir sene içinde, en azından bir kaç kez “şimdi telefon çalmalı ve Ayşe hanım aramalı” diye derin bir iç geçirdim. Zihnimin, onun boğuk ve samimi sesini bu denli canlı bir şekilde çağıracağımı düşünmezdim.

Kimlerin yazıları var?

Hayret Perdesini Temaşa kitabı, farklı mecralarda Ayşe Şasa üzerine yazılmış yazılar kadar, bu kitap için telif edilmiş yazıları da içeriyor. Kitabı oluşturan başlıklar ise şöyle: Yaşamı ve Eserleri, Hayat Sanat Hakikat, Hatıralar, Son Söyleşiler, Bir Vuslata Bakmak. Kitabın sonunda ise bir Ayşe Şasa kaynakçası yer alıyor. Kitapta yazar, düşünür, şair, sinema sanatçısı, doktor, arkadaş, vs. pek çok insanın yazıları bulunuyor. Her birinin ismini saymakla bitmez. Fakat Bir Ruh Macerası’ndan hatrımda kalan ve konuşmalarımız esnasında ilişkilerinin yakınlığını anladığım Tosun Bayrak, Mustafa Kutlu, Şerif Mardin ve İsmet Özel’in yazılarını umutsuzluk ile de olsa arayıp bulamamak beni bir nebze üzdü diyebilirim. Tabi bunun kitabın editöründen kaynaklı değil, mezkur zevatın meşguliyet veya yazamamalarından dolayı olduğunu zannediyorum. Yazamamak, uzun soluklu bir ilişkiyi dile dökememek manasındadır ve sonuç bizim için mahrumiyettir maalesef.

Bu meyanda benim en dikkatimi çeken yazının, Ayşe Şasa ile yaklaşık 50 sene önce üniversitede tanışan ve yollarının farklı farklı tüm mecralarda ve çevrelerde kesiştiği dostu Engin Deniz Akarlı’nın yazısı olduğunu söyleyebilirim. Yazı, aynı zamanda Ayşe Hanım’ın mektuplarını da içeriyor.

Ayşe Hanım ile sohbetlerim, çoğu zaman dile dökülmeye izin veren bir şekilde olmadığından dolayı, başkaları için de durumun benden çok farksız olmadığını düşünüyorum. En yoğun halleri ses ve kulak arasındaki ilişkide yaşanan bu ilişki(ler), bu sebeple ancak iki kişi arasında kalıyor da, kolay kolay dile gelemiyor zannederim. Bunları şu nedenle söylüyorum: Mecburi bir tutukluğun pek çok yazıda alttan alta kendini hissettirdiğini fark ettim diyebilirim. Ayşe Hanım ile tanışmamış okurlar da benzer bir şey hissedecek olurlarsa, sebepleri yukarıda sıraladığım ve sıralayamadıklarımdır ama kesinlikle yazarlar ve anlatılanlar ile ilgili değildir.

Daimi olarak evliyaullahın öneminden bahsederdi

Ayşe Şasa, bir sinemacı ve bir mütefekkir olarak uzun ve dalgalı geçen ömrünü 16 Haziran 2014 tarihinde tamamladı ve aramızdan ayrıldı. Kendisine Allah’dan gani gani rahmet diliyoruz. İnşallah dünyadaki sıkıntıları günahlarına kefaret olur.

Gayrettepe'deki bir apartmanın 13. katında, ekseriyeti telefon başında yahut kitaplar, dergiler içinde veyahut ibadat ve taat ile geçen bir ömür. Telefonla dünyaya bağlandığı odasında, gencinden yaşlısına, yurt içinden yurt dışına, daha doğrusu telefonu olan herkese ulaşan Şasa, onlarca, belki de yüzlerce insana yardım etti, onları teşvik etti, dinledi ve anlattı.

Daimi olarak evliyaullahın öneminden bahsederdi. Ramazan-ı şerif öncesinde bu bahsi zikrederek yazıyı sonlandırmış olayım.


 

Mehmet Erken bir fatiha bekleyerek yazdı

YORUM EKLE