Ölüm bilinci insanı yaşama döndürür

Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun “Veronika Ölmek İstiyor” adlı romanı günümüz bunalımlarını oldukça samimi bir şekilde ele alıyor.

Ölüm bilinci insanı yaşama döndürür

Veronika, dilediği her şeye sahip genç, tahsilli ve üstüne üstlük güzel bir kadındır. Sıcak bir aile, renkli ve sıkça değişen arkadaş çevresi ve kolay ama maaşı iyi bir iş... 24. yaşının ardından yaşamın ona sunabileceği başka ne kalmıştır ki? Şu an, hayatının tam da zirvesinde iken şu andan sonrası yokuş aşağı inişten başka nedir?

“Günün birinde annemin hiç durmadan aynı sözleri tekrarlamasından bıkıp usanacağım, sırf onu hoşnut etmek için biriyle evlenip o adamı sevmeye zorlayacağım kendimi. İkimiz birlikte bir geleceğimiz olduğu hayalini kurmayı başaracağız. Evliliğimiz iyice kötülediğinde hamile kalacağım. çocuğumuz olacak, bir süre birbirimize yakınlaşacağız, sonra her şey gene eskisi gibi olacak. Her gün, her hafta yenilgilere uğrayacağım, her türlü denetim çabama ısrarla karşı koyarak artan kilolar karşısında. O aşamada, depresyonu engelleyen sihirli haplar kullanmaya başlayacağım, derken bir-iki çocuk daha yapacağım. Çocuklarımın yaşam nedenim olduğunu söyleyeceğim herkese, oysa aslında benim yaşamım onların nedenidir. ”

Genç bir kadının yaşamın her güzelliğini gördüğü ve her lezzeti tattığı düşüncesi ile intiharına karar vermesi ile başlar kitap. Veronika’nın bu kararı, alelacele alınmış bir karar değil, yaşamına dair vermiş olduğu tüm kararlar kadar üzerine düşünülmüştür. Öyle ki aklına gelen tüm intihar yöntemlerini tek tek incelemiş ve hem kendisine hem de geride bıraktıklarına en az acı verecek yöntemi seçer: Yatağına uzanır ve dört kutu hapın tamamını teker teker yutar... Ancak bu yöntem, intihar eden kişiyi sonsuz yolculuğuna uğramadan önce ona biraz süre tanır. Veronika, öylesine kabullenmiştir ki ölümü bu intihar yöntemin ona tanıdığı son dakikalarını, eline aldığı alakasız bir dergiyi karıştırarak harcar. Hayattan bu denli vazgeçmiş bir insanı, yaşama yeniden ne döndürür?

İkinci Şans: Sınırlı bir zaman, sınırlı bir mekân

“Şimdiye kadar hiç kendi istediğim gibi yaşayamadım, hep birilerini mutsuz ederim düşüncesi ile, ailemi hayal kırıklığına uğratırım endişesi ile yaşadım. Asla tam anlamıyla mutlu olmadım. İstediğim mesleği seçemedim, istediğim gibi diğerlerini özgürce sevemedim.”

Kişi, kendi iradesi ile çağırdığı bir felakete karşı buz gibi serin kalabiliyorken aynı duruşu davetsizce gelen bir felaket karşısında gösteremez. Veronika, ölüme kendisini hazır hissetse de ölümün “daha sonra geleceğim” salığıyla aklı yeniden karışır. Yaşama dair vazgeçtiği her şeyle yeniden kısa bir vedalaşma süresi tanınması, içindeki yaşama aşkını ateşleyen fitil olabilir. Veronika, belki de ona bahşedilen ikinci bir şansla sınırlı bir zaman ve mekânda da olsa yeniden yaşama döner. Villete Hastanesi sınırları içerisinde, yalnızca bir haftalık bir yaşam imkânı vardır. Üstelik burası sıradan bir hastane değil, genellikle zengin ailelerin başlarındaki delileri etkisiz hâle getirmek için yolladıkları bir akıl hastanesidir. Veronika’nın ailesi de kızlarının yeniden kendine zarar verme eğiliminden korkarak onu bu yere yatırmışlardır.

Son günlerini geçirmek için pek de tercih edilesi olmayan bu yerde, Veronika daha önce dışarıda farkına varamadığı değerleri fark eder ve geçmişte sahip olamadığı şeyleri elde etme şansına erişir. Ancak şimdi fevri davranma sırası, ölümdedir. Veronika’yı sonsuza dek götürmek için geldiğinde bu kez genç kadının kalbi yaşama arzusu ile doludur. Brezilyalı yazar, Paulo Coelho’nun kaleme aldığı bu melankolik eser, “Veronika Ölmek İstiyor” ismi ile ilk olarak 1998 yılında yazarın ülkesi Brezilya’da basılır. Coelho’nun kendi öz yaşamından esinlenerek kurguladığı bu roman, henüz 17 yaşında iken ailesi tarafından dört kez akıl hastanesine yatırılmış ve ilkel iyileştirme tedavilerine maruz kalmış bu yazarın yaşamının en zorlu dönemlerinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. “Veronika Ölmek İstiyor”, günümüz bunalımlarını oldukça samimi bir şekilde ele alır. Bu özelliğinin getirisi olarak, pek çok okurunu kendi yaşamlarını yeniden değerlendirmeye iter.

Latife Beyza Kahvecioğlu, “Ölüm Bilinci İnsanı Yaşama Döndürür”, Kitabın Ortası dergisi, Aralık 2019, sayı 33.

YORUM EKLE

banner36