Hz. Peygamber ve Mucize kitabı kendi hakkında bir tanıtım yazısı yazmayı görev bilmeme sebep oldu. Çünkü Prof. İsrafil Balcı, Ankara Okulu Yayınları'ndan çıkan Hz. Peygamber ve Mucize isimli çalışmasında, biz okuyucusuna verdiği yeni bilgilerin yanısıra bakış açımda çok büyük bir genişlemeye vesile oldu. Ve ben bakış açımı genişleten her satıra derin saygı duyarım.
İsrafil Hoca, kitabın başlarında şu satırları kaleme almış: “Bizim öncelikli hedefimiz, rivayet kültürü çerçevesinde anlatılan serapa mucize peygamber telakkisiyle vahyin tanıttığı Hz. Muhammed’in ne derece örtüşüp örtüşmediğini ortaya koyabilme ve Kur’ân-ı Kerîm’in tanıttığı peygamberi anlama çabasıdır. Eser bu çerçevede kaleme alındığından, muhtemeldir ki, bazı okuyucular kimi zaman doğru bildikleri birtakım bilgilerin yanlış olduğuyla veya kimi rivayetlerin eleştirileriyle karşılaşacaklardır. Bunun temel nedeni, vahyin verilerinin temel referans alınması gerektiğine olan inancımız ve konuyu bu çerçevede ele almamızdır. Dolayısıyla eserde çeşitli rivayetlere yer verilmekle birlikte, bunlar Kur’ân’a arz edilerek değerlendirilmiştir.”
Peygamberimize atfedilen insanüstü vasıflar
Biliyoruz ki sevgili Peygamberimizin üstün ahlakı, düşünce yapısının mükemmelliği, güvenilirliği ve daha pek çok üstün vasfı tartışma götürmeyen gerçeklerdir. İşte kitapta anlatılan ‘Hazreti Peygamber’, bu özellikleri açısından tanıtılan, dolayısıyla her birimizin örnek alması mümkün olan kendi doğallığı içinde bir ‘insan’. O, arkadaşlarıyla birlikte çalışan, geçimi için ticaret yapan, gerektiğinde savaşan, herkes gibi evlenip baba olan biriyken; biz O’nu neden ve ne zaman, insanüstü özelliklere sahip ve bu haliyle örnek alınması imkansız bir süper kahraman konumuna yerleştirdik?
Doğrudur ya da yanlıştır, katılırsınız ya da katılmazsınız ama Peygamberimize atfedilen insanüstü vasıfların hiç biri yaşarken O’nun kendi ‘zorlarını’ kolaylaştırmamıştır. Hayatı boyunca çektiği çileler, maruz kaldığı hakaret ve saldırılar, kaybettiği bazı savaş ve mücadeleler bunun delili olarak yeterlidir. İsrafil Hocanın çalışmasında bizlere sunduğu işte tam da bu bakış açısı. Mesela ben bu yazıyı eski bakış açımla yazıyor olsaydım, her şeyden evvel bu satıra gelene kadar en aşağı dört tane (s.a.v.), birkaç tane ‘hâşâ’ yazardım. Daha ilginci bu şekilde Peygamberimi yücelttim zannı beni mutlu ederdi. Düşünmezdim ki, O’nun, benim övgüme zerre miktarınca ihtiyacı yok. Asıl mesele; halime baksa O beni över mi? Yoksa?.. Dedim ya, bu kitap bir bakış açısı kazandırdı bana. Olan, beynimin tembelleşmiş loplarına oldu :) Kalkın çalışma vakti. Kur’an’a uyma vakti. “Hâlâ düşünmeyecek misiniz?”
O’nun, bugüne kadar hayatımıza geçirmiş olmamız gereken üstün ahlakı
Kitapta beşer bir peygamberden beşer üstü bir peygamberin nasıl doğurulduğunu, önceki Peygamberlerimizle ve Muhammed Peygamberimizle mucize kavramının ilişkisini, Peygamberimizden talep edilen mucizeleri, O’na peygamberliğinden önce ve sonra isnat edilen mucizeleri ve ayrıca bugüne gelene kadar Muhammed Peygamberimiz hakkında duyduğunuz tüm mucizelerin “bambaşka” yönlerini ve O’nun, bugüne kadar hayatımıza geçirmiş olmamız gereken üstün ahlakını okuyacaksınız. Sanırım sonrasında siz de benim gibi şunları düşüneceksiniz: “Gülerken kahkaha atmayıp sadece dişlerimi göstermeye, birine bakarken tüm vücudumla ona doğru dönmeye, sağ yanıma yatmaya, yemeğimi sağ elle yemeye özen göstersem, bastığı toprağa yüzümü sürme edebiyatı yapsam ya da rüyamda görsem ne olacak? Seven-sevmeyen çevrem benim için ‘emin kişi’ demiyorsa!”
İyi ki tövbe var.
Kitap, kendi içinde yer almayan konuları da tekrar ele alıp üzerinde düşünmemizi sağlıyor. Bu bende, önce Hicret mevzuunda oldu. Elalemin gayrimüslim yazarları bile O’ndan “Gelmiş geçmiş en büyük düşünce insanı”, “Dahi”, “Muazzam bir yönetici” gibi ifadelerle bahsederken ben O’nu nasıl bu yönlerini geri plana atarak, “Gül kokulu Peygamberim” ifadesine hapsetmişim dedim. Yani vahye muhatap alınmış o çok özel insan, hicret gibi önemli bir yolculuğu bir örümcek, birkaç güvercin sayesinde mi tamamlayabildi? Stratejik hiçbir planı yok muydu? Araştırdım. Düşmanlarını yanıltan yolculuk rotasını buldum. Çölde ayak izlerini yok etmek için koyun sürülerini arkalarından nasıl dolaştırttığını öğrendim. O ki, işi bilenine vermenin önemi gereğince, Hicretinde rehberini işinin ehli bir müşriğe yaptırmıştı.
Düşünmek ibadettir.
İyi niyetle kaş yapmak isteyenlerin göz çıkartma serüvenine dönen mucize üretimlerinden bir örnek de Rahip Bahira’nın Hazreti Muhammed’in haberini verme hikayesi. Biz Rahip Bahira’yı haşa gaybı bilen biri yapmışız. Daha vahimi ise o bilirken, sevgili Peygamberimiz kendisinin Peygamber olacağını bilmemektedir! Yani gayb bilgisi konusunda Rahip Bahira Peygamberimizden üstün konuma yerleştirilmiştir. İyi niyetle! Üstelik yine Kur’ana muhalif olma pahasına: “Göklerde ve yerde Allah’tan başkası gaybı bilmez” (Neml/65)
En başta yazdığım gibi Hz. Peygamber ve Mucize’yi gücüm yettiği, elim erdiğince tanıtmak ve okunmasına katkıda bulunmak vazifemdi. Çünkü ben Muhammed Peygamberimi, “örnek alınabilir beşer peygamber” yönüyle bu kitabı okuyunca tanıdım. Başka açılardan, başka boyutlardan tanıdığımı zannettiğim, “Allah ve resulü hakkında soracak sorum kalmadı” diyecek kadar bilgiçlikte ileri gittiğim yıllardan sonra bu kitap beni derinden etkiledi. Şu an içim müsterih. Yazmaya niyet ettim. Niyetimi katından bir yardımla desteklemesi için Rabbime dua ettim. Ümit ederim, siz de kendinize bir iyilik yapar ve Muhammed Peygamberimizi bir de İsrafil Hoca’nın kaleminden, vahyin dilinden okursunuz.
Zeynep İnan yazdı
İsrafil Hoca'mın yazılarını ve çıktığı Tv programlarını ilgi ile takip edip istifade ettiğimi belirtmek isterim. Hz. Peygamber ve Mucize isimli kitabı okunmak için bekliyor. Şu an elimde Hocamın İsra ve Miraç Gerçeği isimli kitabını okuyorum. Tabiri caizse ezber bozan.... Zeynep Hn. bizden önce okuyup tavsiye ettiğine göre elimdeki kitabı çok seri biçimde okuyup adı geçen kitabı okumaya başlayacağım. Hocamıza ve Zeynep Hn. çok teşekkürler.