Natüralist-ateist evren anlayışı neden hatalı?

Caner Taslaman’ın “Evren’den Allah’a” isimli kitabı, gerek yazarın metodolojik olarak konuları ele alması, gerekse daha ‘içindekiler’ kısmından kendini belli eden sistematiği ile kitabın mutfağının sağlam olduğunu gösteriyor ve okunmayı hak ediyor..

Natüralist-ateist evren anlayışı neden hatalı?

Daha kitabı elinize almadan, ona dokunmadan önce başlık dikkatinizi celbetmeye yetiyor: “Evrenden Allah’a”. Ana başlık üzerinde ise üç ayrı şekilde, uzaydan çekilmiş halde bulunan gezegenimiz dünyanın fotoğrafı, kitabın içine doğru bir yolculuk yapmak için sizi kışkırtıyor. Tam kitabın kapağını açıp içine bakacakken gözünüz alt başlığa kayıyor ve size kitabın konusu hakkında bir hayli bilgi veriyor. Aslında bu alt başlık bir nevi kitabın iddiası konumunda: “Modern Bilimin ve Felsefenin Verileriyle Tasarım Delilinin Savunulması

Caner Taslaman Hocanın Evren’den Allah’a kitabını tavsiye üzerine eline alan bu haberin kâtibesi, böyle başlıyor kitapla karşılıklı konuşmaya… Karşılıklı konuşma diyor çünkü kitabı okurken evrenle ve varlıkla ilgili bazı sorularının cevaplarını buluyor adeta… Zaten bir soruya cevap vermiyor ya da bir sorunu çözmüyorsa okumaktan maksat nedir?

Natüralist-ateist görüş mü, yoksa Allah’ın tüm varlığı yarattığını ve tasarımladığını söyleyen görüş mü daha rasyoneldir?

Caner Taslaman Hoca şu anda Yıldız Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesi olarak bilim-felsefe-din üçgeninde çalışmalarını yürütüyor. Çok çeşitli ve verimli bir akademik geçmişe sahip olan Taslaman’ın çalışmaları daha çok Bing Bang ve Tanrı, modern bilim, felsefe, kuantum teorisi, evren ve yaratılışı gibi konular üzerinde yoğunlaşıyor. Hatta bu konular hakkında müstakil kitapları da bulunuyor. Kalem sahibinin kanaat-i acizânesine göre hocayı farklı kılan ve kitaplarını mutlaka okumamızı gerektiren şey, onun Kur’an’la ayaklarını yere çok sağlam bir şekilde basması ve yaptığı bilimsel çalışmalarda vahyi merkeze alarak ilerlemesi…Caner Taslaman

Bu haberin kâtibesinin bahsetmek istediği Evren’den Allah’a isimli bu kitap ilk kez Temmuz 2012 yılında Etkileşim Yayınları tarafından basılıyor. Gerek yazarın metodolojik olarak konuları ele alması, gerekse daha içindekiler kısmından kendini belli eden sistematiği kitabın mutfağının sağlam olduğunu gösteriyor ve okunmayı hak ediyor. Asıl şaşırtıcı ve kitap kurdu müzminleri sevindirecek olansa Caner Taslaman’ın, belki birçok akademisyenin ve yazarın yapamayacağı bir şeyi yaparak kitaplarını PDF olarak kendi internet sitesinden kamuya vakfetmiş olması…

Önsözde yazar neden bu kitabı yazdığını ve kitabın neyi içerdiğini şu cümlelerle açıklıyor: “Evren hakkında ne düşündüğümüz gerçekten de önemlidir. Evren hakkındaki görüşümüz, evrenin bir parçası olan kendimiz hakkındaki görüşümüzü de belirleyicidir. Evreni kendi kendine ezelden beri var olan bir varlık, evrenin içindeki yasaları, canlıları ve biz insanları tesadüfen olmuş olarak gören natüralist-ateist anlayışla; evreni Allah tarafından yaratılmış bir varlık, evrenin içindeki yasaları, canlıları ve biz insanları da Allah’ın kudret ve sanatının eserleri olarak gören tek-tanrıcı anlayışın yol açacağı hayat görüşleri arasında derin bir uçurum vardır. Natüralist-ateist görüş mü yoksa Allah’ın tüm varlığı yarattığını ve tasarımladığını söyleyen görüş mü daha rasyoneldir? Bu kitapta, bu hayati soruya cevap verilmeye çalışılacaktır.” Kitabı okurken zihninizin bir köşesinde Caner Taslaman’ın önsözdeki bu ifadeleri duruyor ve kitabın son sayfasına geldiğinizde yazarın sorduğu bu soruya karşı esaslı ve bilimsel cevaplar verdiğine ve tezini çok güzel savunduğuna ikna oluyorsunuz. Ben ikna oldum, sıra sizde…

Evrenin sonsuz geçmişi olamayacağını ve mutlaka bir başlangıcı olması gerektiğini savunuyor

Yazar, Evren’den Allah’a isimli bu kitabını bir giriş ve beş ana bölüm şeklinde inşa ediyor. Katları çıkarken temelini sağlam atmaya çalışıyor ki 3. katta tekrar başa dönmesin. Bu bağlamda giriş bölümünde tasarım delilinin ne olduğunu, ufak çapta bir geçmişini, bu delilin kafamızdaki hangi sorulara bir cevap oluşturacağını açıklıyor. Sonra natüralizmin ne olduğunu, neden tasarım delilinin ona karşı olduğunu açıklayarak yola devam ediyor.

Natüralizm delilinin kendi içinde barındırdığı noksanlıkları ilerde daha geniş çerçevede açıklayacağını söyleyerek kısa bazı örnekler veriyor ve muarızlarına cesurca şöyle soruyor: “Neden, Allah’ın varlığını ve yokluğunu peşinen kabul etmeden, bilimsel verilerin bizi götüreceği yere kendimizi bırakmıyoruz?” Bu sorudan sonra kitabın ilerleyen sayfaları daha bir merak unsuru barındırıyor sizin için çünkü soru azim ve ispat istiyor. Girişin son sayfalarında Caner Hoca, önümüzdeki beş bölümün genel muhtevası hakkında bazı ipuçları ve açıklamalar yaparak kitabın genel bir zihin haritasını önümüze koyuyor.

Bu beş ayrı bölümün her biri diğerinden farklı delillendirmelerle dolu. Daha gerçek olansa kitabın adım adım natüralizmin evrenin başlangıcının nasıl olduğunu ve evrenle ilgili yasaları açıklamakta nasıl yetersiz kaldığını göstermesi…

Yazar, kitabın “Evrenin varlığı ve kozmolojik delil” olarak adlandırdığı 1. bölümünde, evrenin sonsuz geçmişi olamayacağını ve mutlaka bir başlangıcı olması gerektiğini savunuyor. Açıklamalarına Gazzâli’nin hudûs delilini ele alışından başlayan Taslaman, gerçek sonsuz üzerine yaptığı beyin jimnastiğiyle biraz da okuyucunun beynini zorlayarak argümanlarını ortaya dökmeye başlıyor. Bilimsel bir metotla incelediği Entropi Yasası ve Bing Bang teorisi ışığında yola devam ediyor ve şu tespit zihnimize kazınıyor; kozmolojik delil ile evren yaratılmıştır, tasarım delili ile evren tasarımlanmıştır. Bu Caner Taslamanbölümü şu sözleriyle bitiriyor: “Her iki delil de evrenin etkilenen, bağımsız olmayan bir varlık olduğunu söyler ki bunların her ikisi de natüralizmin yanlış bir felsefe olduğu anlamına gelir ve kitabın konusu açısından önemli olan da budur.”

Bu bölümü genel havayı yansıtması açısından uzun tuttuktan sonra, henüz kitabı okumamış olanlara da bir şeyler kalması açısından hızlıca diğer bölümlere göz gezdirecek olursak şunları söyleyebiliriz.

“Ah neden matematiği daha iyi bilmiyorum” diye hayıflanıyorsunuz

2. bölümde Caner Taslaman, doğa yasalarının tasarımını, onların neden var olduğunu ve natüralist-materyalist anlayışın bu sorulara cevap vermede nasıl yetersiz kaldığını açıklıyor. Varlığın tamamını ve insan zihninin ürettiği her şeyi Allah’ın başlangıçta potansiyel olarak yarattığını delilleriyle ispat ediyor. Hemen akabinde gelen 3. bölümde ise fizikî dünyadaki oluşumlardaki tasarımların yaratıcıyı gösterdiğini anlatıyor uzun uzun... Fizikî tasarımlardaki hassas ayarlar bize evrene daha farklı bir gözle bakmamız gerektiğini gösteriyor.

4. bölümde canlılar dünyasındaki tasarımın harikuladeliklerini önümüze seriyor. Adım adım kitap bizi Evren’den Allah’a çizilen yola girdiriyor ve buna karşı koymak imkânsız bir hale bürünüyor. Proteinler üzerinden yapılan bir olasılık hesabı var ki insan Allahu Ekber demekten kendini alamıyor. Bu hesapları anlamak için çok dikkatli okumanız gerekiyor.  Hatta bazı matematik hesapları anlamadığınız için “Ah neden matematiği daha iyi bilmiyorum” diye hayıflanıyorsunuz. “Canlılardaki Kompleks Yapılar”, “Canlılarda Ortak Yaşam ve Üreme”, “Canlılarda Beslenme ve Korunma” bu bölümdeki ilgi çekici diğer başlıklardan sadece bir kaçı…

5. bölüme gelecek olursak, bu bölümün girişinde yazar, buraya kadar sadece doğa içinde kalarak natüralist-ateist anlayış ile kozmolojik delil ve tasarım delilini karşılaştırdığını söylüyor. Bu dört bölümde işlenenlerden çıkan ortak sonuç ise evrenin, doğa yasalarının varlığı, fizikî dünyadaki oluşumlar ile canlılığın ortaya çıkışını anlatmada natüralist-ateist yaklaşımın ne denli başarısız olduğu ve tasarım delilinin gücünün bariz olarak ortaya çıkıyor olmasıdır.

Tüm bunlardan sonra “Zihin ve Tasarım” adını verdiği bu bölüm hakkında açıklamalarına devam ediyor yazar. Daha ayrıntılı bilgiler vermek kabîl ise de kitabın içeriğini bu kadar anlatmanın kâfi geleceğini düşünen kalem sahibi burada sözü nihayete erdirme vakti geldiği için kenara çekilmeyi tercih ediyor.

Son olarak eklenebilir ki kitabın bir de değerlendirme ve sonuç bölümü var. İnsancı ilkenin taşıdığı zafiyetleri, sonsuz evren teorisi ve onun mümkün olamayacağını çeşitli örnekler üzerinden anlatıyor burada Caner Taslaman. Nihai olarak ise bu ilkelerin taşıdığı eksiklikleri göz önüne alarak “Dünya İlkesi” adı verilen daha geniş bir ilkenin savunulması gerektiği önerisiyle kitabını bitiriyor. “Bu ilke ne” mi diyeceksiniz? O kadarını da artık okuyunca görün efendim…

Fatıma İlhan yazdı

YORUM EKLE

banner36