Yıldız Tozu, yaşayan en önemli hikâyecilerimizden biri olan Mustafa Kutlu’nun çocuklar için kaleme aldığı kitabı. 2004 yılında Erdem Çocuk Yayınları tarafından yayımlandı. Diğer kitapları kadar göz önünde bulunmasa da, çocuklar ve çocukluğunu zayi etmeyenler için kıymetli bir armağan olarak duruyor.
Kahramanlarımız taşralı, yoksul, şehir imkânlarından yoksun lakin azla yetinmeyi ve mutlu olmayı bilen Anadolu çocukları. Toprakla, börtü böcekle hemhal, doğayla iç içe yaşayan ve en önemlisi göğe bakmayı seven çocuklar. Göklerden gelene boyun eğmesini bilen çocuklar.
Mustafa Kutlu, bu kitabında da o sade ve sinematografik anlatımıyla bizi hikâyelerinin içine çekiyor, sessiz sedasız. Selahattin’in topa uzanışı, Kenan’ın babasının kucağındaki o baygın/yarı ölü hali, yere yığılan anne, feryatlar... Tabi böyle hissetmemizde kitabı resimleyen ünlü İranlı sanatçı Reza Hemmatirad’ın da rolü büyük. Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan ve 'Türkiye benim için İran'dan daha iyi. Amerika ya da Avrupa'ya gitseydim hem ekonomik hem de değer olarak belki daha iyi konumda olurdum ama ben Müslüman bir ülkede sanat yapmayı tercih ediyorum' diyen sanatçı resim dışında fotoğraf, kaligrafi ve minyatür gibi farklı sanatlarla da ilgileniyor.
Çocuklarımıza pırıl pırıl hikâyeler
Yıldız Tozu iki hikâyeden oluşuyor. Birinci hikâye ilkokula başlamamış küçük Kenan ve ağabeyinin hayatlarına dair. Anadolu’nun bir kasabasında geçiyor hikâye. Muhtemelen yazarımızın doğduğu yerler; Ilıç, Kemaliye, Kemah... Çünkü Erzincan’ın çatısını izler kahramanlarımız Kenan ve abisi; Munzur’u, Bayburt dağlarına bakan Keşiş Dağı’nı…
Bir yaz gecesi damda uzanıp yıldızları izleyen Kenan ve abisi kendilerine birer yıldız seçerler. Bu sırada kayan bir yıldız görürler. Ve ağabeyi, Kenan’a kayan yıldızlarla ilgili bir sır verir. Günler geçer, Almanya’dan dayıları gelir. Ağabeye bir bisiklet, küçük Kenan’a da bir top getirir. Asıl hikâye ise bundan sonra başlar. Çocukluk, kıskançlık, heves, pişmanlık… Sonrasında her şeyden vazgeçiş, her şeyden öte bir sevgi; kardeş sevgisi. Ve dua, bolca dua…
İkinci hikâye yazarın 1999 yılında yayımlanan Hüzün ve Tesadüf adlı eserinde de yer almıştı: “Uç Selahattin Uç”. Hikâyenin başında yine Mustafa Kutlu’nun çocukluğundan esintiler karşılıyor bizi. Bunlar; 1951 yılında Türkiye’de yayınlanan ilk çizgi roman “Pekosbil” ve Türkiye’deki ilk ciddi çizgi roman yazarlarından birisi kabul edilen Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun, Türk edebiyatının ilk tarihsel serüven romanı kabul edilen “Kızıl Tuğ” isimli eserinin kahramanı Otsokarci. Ayrıca “Berlin Panteri” lakaplı, rahmetli Turgay Şeren de anılıyor.
Hikâyenin kahramanları dokuz yaşındaki Selahattin ve on iki yaşındaki Selim’dir. Uzanmış gökyüzünü seyreden Selim’in eline bir uğur böceği konar. Şimdi dilek zamanıdır. Aklından türlü türlü şeyler geçer. Ölümsüzlük mesela; büyük adam olmak falan... Sonra yukarı mahalleye bir düzine gol atmakta karar kılar. Ve uçurur böceği. Birazdan Selahattin gelir. Top sahasında düz koşudan sonra şut çalışmasına başlarlar. Kalecidir Selahattin. Selim’in her şutunu çıkarmak için var gücüyle bir o yana bir bu yana atlar, uçar adeta.
“Bende toplumun alt katmanlarından gelen bir taşralı olarak Türkiye’de zümreler arası fark, gelir dengesizliği, bunların yarattığı adaletsiz düzen ve yönetimlerle ilgili olarak daima bir isyan duygusu olmuştur. Bunun karşılığı bir adalet arayışıdır. Yazdıklarımda toplumsal hayatın odağında duran ve belki beni de sürekli yazmaya, yoksulların yanında durmaya iten bu adalet arayışıdır.” diyen yazar, arayışını bu kitapta da sürdürüyor, şanına yakışır şekilde.
Yeryüzünün yıldızları olan çocuklarımıza pırıl pırıl hikâyeler armağan ediyor Mustafa Kutlu.
Mustafa Kutlu, Yıldız Tozu, Erdem Çocuk Yayınları
Uğur Şener
Öncelikle kitabın yazarı Mustafa Kutlu'ya, akabinde bu güzel kitap hakkında çok kıymetli görüşlerini bizimle paylaşan sevgili Uğur Şener Hoca'ma teşekkürü bir borç bilirim. Yazarın biz okuyuculara vermek istediği gizil mesajların, adeta yazarın üslubuyla bize aktarımı oldukça başarılı olmuştur. Ayrıca çocukluklarını yaşayamayan günümüz çocuklarının da bu değerli yapıtı okuması gerektiği vurgulanmıştır.