Mustafa Köneçoğlu'nun Dünya Hatırası

Mustafa Köneçoğlu, günümüz şairleri arasında kendine has bir yer edinmiş, duruşuyla da saygınlık kazanmış, önce insan sonra şiir tavrını ortaya koymuş bir şair... Yeni çıkan ''Dünya Hatırası'' kitabını Recep Şükrü Güngör değerlendirdi.

Mustafa Köneçoğlu'nun Dünya Hatırası

Son zamanlarda daha çok Hece dergisindeki şiirlerle okur karşısına çıkan Mustafa Köneçoğlu, ilk kitabı Söz Hakkı’ndan sonra ikinci şiir kitabı Dünya Hatırası’nı Şule Yayınları’nda okura ulaştırdı. 69 sayfadan oluşan Dünya Hatırası’nda 28 şiir yer alıyor. İki bölümden oluşan kitabın birinci bölümü “Tanışmak İnsanı Yorar” başlığı ile açılırken ikinci bölüm “Dünya Hatırası” ile açıyor sayfalarını.

Şiir yayınlamaya geç yaşlarda başlayan Mustafa Köneçoğlu’unun ilk kitabı 2011’de Hece Yayınları’ndan çıkmıştı. Dünya Hatırası ise 2016 Kasım’ında Şule Yayınları'ndan gösterdi kendini. Kitabın editörlüğünü öykülerinden tanıdığımız Naime Erkovan, iç düzenini ise Maraşlı Yazarlar, Şairler, Alimler kitabıyla tanıdığımız rahmetli Cemil Çiftçi ağabeyin kızı Fatma Betül Çiftçi yapmış. Sade bir kapak tasarımıyla dikkat çeken kitabın ilk sayfası şairin künyesi ile açılıyor. 1973 doğumlu olan şair Samsun - Terme nüfusuna kayıtlı. 1996’da Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesini bitirdikten sonra çeşitli yerlerde edebiyat öğretmenliği yapmış. Halen K.Maraş Beyza okullarında müdürlük vazifesi ile hayatını sürdürmektedir. 2011’de gün yüzüne çıkan Söz Hakkı ile Zemçi Çetinkaya Şiir Ödülü’nü alır.

Dünya Hatırası kitabını eşine ve çocuklarına ithaf eden Köneçoğlu, ardından Mikelanjelo’nun “mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuşturuncaya dek mermeri yonttum.” cümlelerini kitabın ilk sayfalarına almış.

Az yazan, az yayınlayan bir şair Köneçoğlu

Şairin hayatından söz ettikten sonra şimdi şiir tutumu hakkında birkaç söz edelim. Az yazan, az yayınlayan bir şair Köneçoğlu. Bu tutumu ile edebiyat çevrelerinin takdirini, beğenisini kazanmıştır. Az yazan ve az yayınlayan sıfatı büyük şairlerin vasfıdır. Ahmet Haşim, Yahya Kemal gibi büyük ustalar da az yazmışlar ve az yayınlamışlardır. Her ay her dergide görünme şehvetine düşmeden ne yazdığını ve ne yaptığını bilerek şiir yazıyor ve yayınlıyor. Yayınlama şehveti, görünme hırsı asla olmamıştır. Günlük hayatını da bir derviş edasıyla sürdüren şair, önce insan olma vasfını haizdir. Önce insan ilkesi bütün büyük sanatçıların öncelediği bir durumdur. Bu alanda yeterli olgunluğa erişemeyenler ise dergi dergi dolaşıp ürün yayınlama, görünme, ön sayfalarda var olma, en iyi sayfalarda okur karşısında çıkma derdindedirler. Bu tutum, olmamışlığın, eksikliğin sonucudur. Şiir güçlü olduktan sonra hangi sayfada yayınlandığının bir önemi var mıdır?

Şiirlerinde öncelikle lirizm göze çarpan Könceoğlu, siyasi göndermeleri bol şiirler de yazar. Günün, dönemin, çağın sorunlarını dile getirir. Kara siyasaya girmeden imgeler yoluyla, şiirin imkânlarını kullanarak yapar bunu. Okur, onun şiirleriyle bir bilginin, bir bilincin tarihini de okuduğunu hisseder. Dolayısı ile Köneçoğlu dize şairidir diyebiliriz.

Ali Emre’nin Söz Hakkı için söylediği şu ifadeler Dünya Hatırası kitabındaki şiirler için de geçerliliğini koruyor: “Şiirlerdeki bütün bölümlerin ilk dizeleri bir yargı bildiriyor. Kipleri değişse de çekimli fiiller içeriyor genellikle bu ilk dizeler. Bir tespit yapılıyor bazen. Bazen ciddi bir karar veriliyor. Bütününü, tamamını algılayıp kavrayabildiğimiz bir betimleme yahut bir istek dile getiriliyor kimi zaman. Aceleye, acemiliğe getirilen bir taraf yok yani şiirlerde. İyice düşünülüp tartılan bu yargılar, olgun ve oturmuş bir söyleyişle bütünleşerek görünürlük kazanıyor. Bu bilinçli tercihi şiirlerin başlıklarında da görmek mümkün.”

Şair meydana çıkmış

Postmodern bir tarafı da var şair Köneçoğlu’nun. Şiir içinde şiirin serüvenini, şiir içinde şiiri ele alır. “Şiir yazar nişan alırsın kelimelerin kabuğunu kaldırırsın usulca” (s.56).  İlk kitabında da bunu görmek mümkün. Ali Emre, aynı yazısında bu konuyla ilgili şu tespiti yapar: “Gündelik hayattan, güncel gelişmelerden, kişisel duygu ve düşüncelerden söz ederken bile şiirin niteliklerine, sorunlarına, tarihine bata çıka gelişen; şairlere, şiir kitaplarına, akımlarına yer veren, şiir ve şairlerle ilgili değini ve göndermelerle zenginleşen bir şiir bu. Şiirin bileşenleriyle yoğun bir mesaisi var Söz Hakkı’nın: “şiir yazmak diyorum abartılı olsa da/ böyle hafifliyor ancak şu yampiri yaşamak

Dünya Hatırası kitabının içinde bulunan şiirlerin konularının siyasî, fikrî, ahlâkî olduğunu söylemek mümkündür. Şair meydana çıkmıştır. Meydanda kendini dinleyen, dinlemeyen herkese fikirlerini söylemektedir. Sosyal tespitlerde bulunmaktadır. Halkın yaşayışını ironik bir dille eleştirmektedir. Bu tavrı Erdem Bayazıt’ın şiir tavrına benzemektedir. Bayazıt gibi yer yer coşkulu, lirik söyleyiş gözlemlenmektedir. “Şimdi kurşun kadar tarafsızım ölümün karşısında.” (s.62). İsmet Özel gibi de fikir işçiliği bulunmaktadır. “Yaşamak bir incinmedir sen ölünce bitecek.” (s.51). Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu gibi de örtülü söylemektedir. “rutin değilim, eskiden ilk taşı atmaya kimse bu kadar hevesli değildi.” (s.46).

Yer yer bireysel temalar göze çarpsa da genel olarak sosyal meseleleri ele alır. “Sadece yaşamak değil bence rachel daha fazlası gerek.” (s. 13). Bu dizeyle Filistin’de kangren haline gelen soruna parmak basıyor. Ölümün en tesirli kelime olduğunu söyleyerek direncin şiddetini vurgulamaktadır. “Seçimde galip çıkmış köy muhtarı sevinci” (s.19) ifadeleri ile seçim gündemlerine gönderme yapmaktadır.

Şair tavır adamıdır. Köneçoğlu da şiiriyle tavrını ortaya koyar. “Che Guevara değil Cahar Dudayev, Fidel değil elbette Aliya.” dizesiyle hangi tarafta durduğunu açık eder. Günlük yaşanılan hay huyun içinden çıkamayanlara da bir sözü vardır. “Yeni bir şey yok bu cephede, varsa yoksa reel politik

İlk kitabında olduğu gibi bu kitabında da sayfalar ilerledikçe şairle, şiirle ilgili soruları, düşünceleri, sorguları karşımıza çıkar. Daha ilk şiir “Şiir Bahane” başlığı ile açılır. Sonra “bu şiirde tüm mısralar gönüllü bir şark hizmeti” gibi dizelerle bu tutumu devam eder.

Şair, dünyaya dair bir bakış açısı geliştirmek zorundadır

Felsefe okumayanın ne şair ne öykücü olamadığını fark edenlerdendir Köneçoğlu. Şiirini felsefe okumalarıyla, edebiyat okumalarıyla ve fikir okumalarıyla derinleştirmiştir. Günlük yaşamında da sürekli bir eylem adamıdır. Bir yerde okuma halindedir. Bir yerde okuduğunu anlama çabasındadır. Başka bir yerde de okumanın eyleme dönüşmesi halindedir. Onu boş boş otururken göremezsiniz. Ya okur, ya okutur, yahut okuduğunu anlatır. Şiir bir ilim işçiliğidir. İlim ise okumanın katmanlaşmasıyla mümkündür. Şair, dünyaya dair bir bakış açısı geliştirmek zorundadır. Köneçoğlu da şiiriyle bir önermede bulunmaktadır. Nedir o diyecek olursanız, sorunun cevabını ancak Dünya Hatırası kitabının dizelerinde bulursunuz.

Mustafa Köneçoğlu, Dünya Hatırası, Şule Yayınları

Recep Şükrü Güngör

YORUM EKLE