Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun beklenmedik ve insanımızı hüzne boğan gidişinden hangimiz etkilenmedik ki... Köşe yazarları ve alakasız siyasetçiler bile Yazıcıoğlu'nun ayrılış biçiminden etkilendiler.
Arkadaşımız Yılmaz Yılmaz ise Hece dergisinden ve akademik çalışmalarından tanıdığımız Dursun Ali Tökel Hoca'nın bir "Muhsin Reis'e Mersiye isimli bir şiir yazdığı bilgisini bize ulaştırdı.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde çalışan Dursun Ali TÖKEL Hocanın şiirden çok divan şiiri üzerine çalışmalar yaptığını biliyorduk. Tokel'in aynı alanda yayınlanmış iki adet kitabı bulunuyor.
Sizlere o Mersiyeyi sunuyoruz.
MUHSİN REİS'E MERSİYE
Dünle beraber gitti işte ne varsa
Karlar erimeden eridi Emin
Bugün bir başka tekellüm var dillerde
İhsan! Yâ Rahmetenli'l-âlemîn
Sıfatı Reis, yiğit evladı Anadolu'nun
İşi ihsan idi, yüreği İslâm, adı Muhsin
Taşıyamadı onu koca demirden bir kuş
Ne kadar çektiydi oysa o kahrını âlemin
Mânâsı ne derindi hayâtın, kavgası ne sığ
Kardan kefene bürüdü Rabbu'l-Muîn
Yakışır mıydı yiğidin yere düşmesi hiç
Zirvelerdi ruhuna en yakın zemîn
Salınmış cihâna demir kuşaklı cihan pehlivanı
Süleyman-meşrep, Yavuz-tînet, Selim-nazenîn
Adanmış millete bir kalb-i mutmaîn ki
Yer bulmadı gönlünde zerrece telvîn
Yiğide örmüşler ağ niyetine dağlar
Yeter yerin bildiği, dağlar demek çekerdi hasretin
Dağlar sağlara zirve, evliyaya medfendir hep
Bugün Muhsin gider, gelenler erendir hep
Göklerden kuşanıp rahmeti yerlere serendir hep
Düşmüş ahibbâ yollara giryân ile gelendir hep
Firûze Güllerle Furkanlar inleyendir hep
Ecsâd sarılmış karlara ruhlar müzeyyendir hep
O müzeyyenlerle karşılar ervâhı resûl-i mürselîn
Riya nedir bilmez ağlarsa sana ağlar gözler
Durmaz elbet sel olur ardından çağlar gözler
Dövüp sinesini taşlarla kendini dağlar gözler
Ötede ervâh mes'ûd, burada yolunu sağlar gözler
Oysa derdin o gözlere: âgâh olun, olun metîn!
Dağlar sağlara zirve, evliyaya medfendir hep
Bugün Muhsin gider, gelenler erendir hep
Ağlamak yakışmaz yiğide sayalım şeb-i arusa
İhsân ile gel demiş olsun Mevlâna Celâleddîn
Kime düşer İrcıî emrine muhalefet ki
Bir iki saniyesine bile yakınken bâbına cennetin
Metânettir yakışan ihvâna, onu da gördük hep
Erenler hû! dediler, yumuverdiler gözlerin
Sevmedi râh-ı menfaat seni, sen de o zilleti
Sayar elbet seni de yadigâr-ı ecdâddan biri milletin
Rahmetler dilerdi mevtâya, sağlara eylemiş vasiyyeti;
Daha ne kadar tefrika, gülsün yüzü artık ümmetin
Dilemişsin şefâat-i Resülden sen de bir pâye
Muhsinlere dönmez de kime döner yüzü şefaatin
Sencileyin çekilmişti dağlara, oldu meskeni medfeni
Lebbeyk dedi sevgine demek ki Harzemşahlı Celâleddîn
Yolunu gözler erenler haline giryandır bugün
Değil ahibbâ ağyâr bile hep perîşandır bugün
Sana dergâh-ı ecdâd bizeyse hicrândır bugün
Açılmış duâya eller, yer-gök insandır bugün
Neylesin erenler âlemi, sensiz zindandır bugün
Güllerle uğurlarız seni, mevsim nisandır bugün
Dursun ebediyyen cennetü'l-me'vâda Muhsîn
Ardımızca bizim de edilsin duâlar yâ rabbü'l-âlemîn
Dursun Ali Tökel
MUHSİN BAŞKAN
Bir Feryat Yükseldi Anadoludan
Acı Haberin DUYDUK MUHSİN BAŞKAN
Sivas Ellerinde Kar Duman
Yerimizde DONDUK MUHSİN BAŞKAN
Kara Haber Tez Duyulur ya
Sağ Kurtuldu Denildi Güya
Bu İşte Bir Bit Eniği Var Ya
Şaşırdık KALDIK MUHSİN BAŞKAN
Haber Üstüne Haber Geldi
Acı Haber Bağrımızı Deldi
Bu Nasıl Talih, Nasıl Kaderdi
Sana Duaya DURDUK MUHSİN BAŞKAN
Haykırışlar Yükseldi Ülkeden
Yarabbi.. Bu Izdırap, Bu Çile.. Neden
Türk Ulusu Tek Yürek Tek Beden
Se