Mehmet Solak'ın şiir kitabı!

Şiir hafızamıza hoş gelmiş bir konuk: Hayal İçre

Mehmet Solak'ın şiir kitabı!

Hayal İçre (Digraf Yayıncılık, Şubat 2009, İstanbul), Mehmet Solak’ın dördüncü şiir kitabı. İlk kitabından bu yana pek değiştirmediği bir şiirle ilerliyor Mehmet Solak. Bundan sonra da değiştireceğe benzemiyor.

Mehmet Solakİlk intiba olarak hüzün şiirleri söylüyor gibidir Mehmet Solak. Ve fakat işin aslı öyle değil. Salt hüzün şiirleri diyemeyiz. Hüzün görünümlü olsa bile yaşadığı dünyayla barışık ve temkinli şiir diyebiliriz. Bunu ilk etapta okurun şiirsel aklına hemencecik teslim etmiyorsa da giderek şiirle kurulan sıkı ahbaplık sonucunda elde edebiliyoruz. Yavaş yavaş kanıksıyorsunuz şiiri. Aslında kolay görünümlü bir zorla muhatap kılıyor bizi şair. Böylesi hem daha sağlam daha sahih… 

Bir başka cepheden bakıldığında aklı başında bir zarafet şiiri. Çekgin, savurgan olmayan özge bir tavır… “haydi in kendine bir kelime seç / kimsesiz harflerin sığınağı olsun / aramızda gezen meleklerin sesi / sırlardan bile asessiz nâzenin / bir kelime : adın olsun”.

Gerçekte seksenli yıllarda sık kullanılıp eskitilmiş sözcükleri sevmem. Sevemiyorum daha doğrusu. Aşındırılmış, çürütülmüş sözcüklerdir onlar. Bu tür sözcüklere de zaman zaman yanaşıyor Mehmet Solak. Fakat yukarda belirttiğim gerekçeler bağlamında Mehmet Solak şiirinde bu yadsınamaz bir nitelik kazanıyor. Hatta yer yer “iyi ki burada bu sözcük şiir eriyiğine dahil edilmiş” dediğimiz de oldu, oluyor. Modern şiirin gerekleri bünyesinde eski dil ve şiir kurgu mantığını nasıl iyi eritiyorsa yakın zamanda modern şiir düzlemindeki eskitilmişlikleri de iyi işçilikle, iyi şiir aklıyla sahihleştiriyor. “şair kime benzer / kendinden başka zeferşan / yüzleşmiyorsa içinden konuşanla / nurusiyahta, çılgın ruhuyla”. Bu dizelerde ve şiirin başlığı olan “aynalarda nihan” söyleyişinde de görüldüğü gibi eski de var yakın eski/eskitilmişlikler de var. Fakat bütün bu halleri hem teknik hem anlamla başkalaştırıyor şair. Bir de içinden konuşanla, iki dillilikle hesaplaşmayı öneriyor ki anlamın hayatiyetle bağını ciddiyetle tavırlaştırıyor.

Mehmet Solak Hayal İçre’siyle şiirini sevdirmeye geliyor; şiir hafızamıza konuk oluyor adeta. Kasıntısız, zorlamasız, vakur bir yürüyüşü var. Şiir adımları önümüzdeki zamanlar içerisinde daha da sıklaşacağa benziyor. En azından benim temennim bu.

Mehmet Solak, Hayal İçre

“şehri kim” şiirindeki ses ve ahenk ve içlilik bende daha başka bir etki bıraktı sanırım. 

Bu şiiri sizinle paylaşmalıyım. 
 
 
Mehmet Solak"şehri kim 

kar düşünce şehre

karanlık bir yabancısın

sokaklar gibi, kendine gölgeli

yaşıyorsan bil ki

öleceğin içindir

canhıraş iki kelime arasında

öpülünce çatlayan nar

unutulmuş küskünlükler

hiç dönmeyecek vakitler için

tortusuz yazlardan yadigâr 

            “karlı bir gece vakti”

             kim uyandırır şehri 

yağmur yağınca şehre

ıslanır saçaksız adasında, sırılsıklam

mırıltılarla çoğalan şair

ne ilk yapraktır ne son yaprak

ödünç sözler gibi saçılan sokaklara

yağmalanmış bakışlardan

Mehmet Solakbulutlu bir kadın yüzünden gölgesiz 

            yağmurlu bir ikindi

            kim uyandırır şehri 

güneş batınca şehre

bir heves bırakır uzak camlarda

uçurum aydınlığı gözlerinde kuşların

ne çok aynalara benzeyen

fiyakalı bir bozgun cümlesi şairde

dar zamanda depreşen şiirin

kurtulmak için şehvetinden 

            kızıl bir akşam vakti

            kim uyandırır şehri 

güneş doğunca şehre

kim kurtarabilir kendini kalbinden

aşka yetecek kokusu yoksa

korkuyorsa gölgesinden uzağa düşmekten

yüzüne sinmiş kederle

kalakalmaktan iki ten arasında

her şeyden daha eski daha mahçup

evlerden bile birbirine açılan

merhamet kuyusu çocuklardan

ve kağıtlardan 

            efsunkâr bir saba vakti

            kim uyandırır şehri 
 

Vural Kaya yazdı

YORUM EKLE