Medine'de şehir ve medeniyet inşa edildi

Lütfi Bergen’in ‘Medeniyet –Müslüman Toplumsallığın İnşası’ kitabı, farklı görüşlerden beslenerek medeniyet tasavvuruna yeni açılımlar kazandıran önemli bir çalışma olmuş. Mustafa Uçurum yazdı.

Medine'de şehir ve medeniyet inşa edildi

“Medeniyet”; üzerinde en çok durulan, toplumların yapılanmasında temel olarak kabul edilen bir kavramdır. Toplumlar medenî ölçülerle kendilerini inşa ederler ve buna göre bir yapılanmanın içine girerler. Kalkınma, çağla olan irtibatı kuvvetlendirme gibi ölçüler medeniyet çerçevesinde kendine yer bulur.

Lütfi Bergen, medeniyet üzerine çalışmaları olan, bu alanda yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren bir yazar. Medeniyetlerin geçirdikleri değişimler ve medeniyetin toplum hayatındaki akisleri, Lütfi Bergen’in çalışmalarının temelini oluşturuyor. Bergen’in “Medeniyet –Müslüman Toplumsallığın İnşası” adlı yeni kitabı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçerken bu kavramın yaşadığı değişimleri irdeleyen, farklı görüşlerden beslenerek medeniyet tasavvuruna yeni açılımlar kazandıran önemli bir çalışma olmuş. Yazara göre Asr-ı Saadet’ten başlayan bir değişim, medeniyetle birlikte İslam toplumlarının da içine girdiği döngü, yeni dünya algısının bir farklı yönünü işaret etmektedir: “İslam Medeniyeti’nin doğuşu ancak ahkâmı yaşayan bir İslam toplumunun ortaya çıkışı ile mümkündür.”

Medeniyet Medine’de başlar

Toplumların medeni ölçülere ulaşabilmeleri zamanla kazanılacak bir seviyedir. Toplum olabilmek, ortak hareket edebilme olgusunu güçlendirebilmek medeniyetin sürekliliğinden beslenen bir süreçtir. Lütfi Bergen, Müslümanların Mekke’de iken bir toplum olmadıklarını, Medine’ye gittikten sonra medeni bir toplum olmaya başladıklarını söylüyor. Bu yüzden Medine, medeniyetin de beşiğidir.

Lütfi Bergen, kitapta yer alan makalelerinde İslam Medeniyeti vurgusunu yapıyor. Dünyaya İslam medeniyeti ile gelen nizamın altını çiziyor. Medine günleriyle birlikte başlayan her türlü olumlu tavrın aslında bir medeniyet inşası olduğuna dikkat çekiyor.

Erdemli topluma ihtiyacımız var

Lütfi Bergen kitabında medeniyet kavramını açarak aslında medeniyetle birlikte neler kazanabileceğimizin de ipuçlarını veriyor. Bu kazanımları sıralarken düşüncelerine dayanak olarak Sezai Karakoç, Cemil Meriç, Nurettin Topçu, Atasoy Müftüoğlu gibi isimleri referans gösteriyor. Konunun ana teması da bu kadar isimden sonra ortaya çıkmış oluyor: “Erdemli toplum olmak.” Erdemli olmanın en önemli anahtarı İslam’a sımsıkı sarılmak. Enaniyeti bir kenara bırakarak, kardeşlik duygusunu tüm İslam coğrafyasına nüfuz ettirerek bir dirilişe doğru kıyama kalmak olarak görüyor Lütfi Bergen erdem hareketinin çıkış noktasını. “Halifesi ile fakirlerinin aynı elbiseyi giydiği bir toplumun ahlâk yürüyüşünü kaybettik.” diyerek kazanç hırsının her şeyin önüne geçtiğini belirtiyor.

Şehirlerin kalbidir mahalleler

Şehir üzerine yazıları bulunan ve bu yazılarını Kenti Durduran Şehir adlı kitapta bir araya getiren Lütfi Bergen, medeniyet kavramını incelerken yine şehirlerin kalbine dokunuyor. Modern çağla birlikte şehirlerin yanında mahalle kültürünü de yitirdiğimizi örneklerle anlatıyor. Osmanlı’da sosyal grupların kültürü en küçük unsurlara yerleştirirken bile bir rant düşünmediğini ve bunun sonucunda da mahallelerin bir cazibe merkezi, toplumsal alanda çoğulluk ve çok kültürlülük oluşturduğunu ifade ediyor. Sokağın, evin bir devamı ve uzantısı, mahalleliye ait bir öznel alan olduğunu belirten yazar, modern kentin, önce şehirleri sonra şehrin can damarlarını da yıktığını söylüyor.

Medeniyet konusunda söz söyleyen insanların düşünceleriyle zenginleştirdiği kitabını okuyuculara sunan Lütfi Bergen, içinde bulunduğumuz Batı çıkmazından kurtularak kendi muazzam medeniyetimize dönüş yaparak kapıları aralayabileceğimizi belirtiyor. Kitabın en son cümlesi kitabı özetler mahiyette: “Medeniyet, Müslümanların toplumsal varlığının tezahürüdür.”

Mustafa Uçurum yazdı

YORUM EKLE
YORUMLAR
Aziz Kağan
Aziz Kağan - 9 yıl Önce

Mustafa Abi,Bu tanıtım yazın kitabı okuma şevkimi artırdı.Kalemine/kelamına sağlık...Muhabbetle...