Medeniyetlerin oluşmasına ne etken?
Halen İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünde öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Ş. Teoman Duralı, “Çağdaş Küresel Medeniyet-Çağdaş Küreselleştirilen İngiliz-Yahudi Medeniyeti” (Dergâh Yayınları) adlı eseriyle, sömürge imparatorluğunun dününü ve bugününü teşhir ediyor okuyucusuna…
Duralı hocanın da ifadesiyle, "Medeniyetlerin oluşmasında, iletişim ortamı olarak yazı, inanç olarak vahiy dini ve nihayet düşünme tarzı olarak felsefe, üç ayrı önemli etkendir."
Bir nevi “çeşitlilik” ve “çoğulculuk” olarak idrak edebileceğimiz medeniyet kavramı, TDK sözlüğünde şu şekilde izah edilmiştir: "Bir ülkenin, bir toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, fikir, sanat çalışmalarıyla ilgili niteliklerinin tümü..." Fakat çağdaş insanın bugün itibariyle muhatap olduğu mevcut medeniyet, insanlığın müşterek meselesi haline gelmiştir: "Tek dişi kalmış canavar" postundadır çünkü…
Çağdaş medeniyet ve getirdikleri
Dolayısıyla, Duralı hoca tarafından "Çağdaş Medeniyet" olarak işaret edilen medeniyet, İngiliz-Yahudi Medeniyetidir. Bu medeniyet, "Ortaçağ-Hıristiyan Medeniyeti'ne tepki olarak doğup gelişmiş bulunan Yeniçağ Dindışı Batı Avrupa Medeniyeti"dir. Ortaçağ-Hıristiyan Medeniyeti'ne tepki olarak doğup gelişmiş bulunan malûm medeniyetin diğerlerine nazaran, en bariz farkı ise; dini ötekileştiren bir akıl idrakini şiar edinmesidir. Demek ki mevcut bir çatıştırma söz konusu... Bu da batının tabiatı ile örtüşüyor pekâlâ! "Aklın bir ucu Allah'a uzanır, öbür ucu insandadır. Allah'a uzanan ucu kesmek ve aklı aslında bir transformatörken bir dinamo haline sokmak, tamamen Yeniçağ Dindışı Medeniyeti'nin işidir, tabloyu çok kabaca çizersek" diyor, Duralı hoca…
Esasında dine dayanmayan bir medeniyete muhatabız bu ahval ve şeraitte… Tanrı denilen şey, akıldan ve sermayeden ibaret! Bu medeniyetin temel ideolojisini “Hürriyetçi Sermayecilik” olarak gören Duralı'ya göre: "Ben'in, 'benmerkezcilik' çerçevesinde idrak edildiği Hür Sermayeciliğin dünya çapındaki bildirişme aracı olan İngilizcede büyük harfle, yani 'I' şeklinde yazılması, bunca söylediklerimizin tek sözle hülasasıdır." Ha keza yine, bu medeniyetin bir diğer özelliği ise, zulmedebilme ve katledebilme hürriyetini, zihin dünyasında sözde “demokrasi” ve sözde “insan hakları” bahsiyle, meşrulaştırmış olmasıdır.
"İslâm'ın bir medeniyet olma ihtimalini değerlendirme düşüncesinde yalnız kaldım. Geçmişte Muhammed İkbal'in, bilahare Abdülkerim Süruş'un benzer kaygıları ve girişimleri olmuştur. Ne var ki medeniyet tasarısı anlamında herhangi bir girişimle karşılaşmadım. İngiliz-Yahudi medeniyetinin oluşumunda nasıl bir işbirliği oluşturulmuşsa, yeni bir medeniyetin teşkîli için de işbirliği zorunludur. Bunu ancak İslâm âlimleri gerçekleştirebilir. Müslüman aydınlar hâlihazırda tamamıyla çağdaş medeniyetin kalıplarında düşünmektedirler. Karşı çıktıkları hususlar bile, İngiliz-Yahudi medeniyetinden kendilerine doğrudan yahut dolaylıca sunulan veriler doğrultusundadır" diyen Duralı hocanın serzenişi öylesine manidar ki…
Kritik sual
Şu ki: Çağdaş İngiliz-Yahudi medeniyetine seçenek oluşturabilecek bir medeniyet tasavvuruna sahip miyiz?
Ona da şöyle cevap veriyor Duralı hoca: "Küresel medeniyet, göz önünde cereyan eden kimi olayları bizzat örtmektedir. Biz, birtakım odak noktalarına bakmak üzre şartlandırıldık. Bu yüzden etrafımızda olup biten bir sürü olayı görememekteyiz. Halbuki yeni gelişmeleri, olup bitenleri fark ederek mutasavver yeni medeniyetin zeminini oluşturacak bir dünya görüşünü, İslâm'ın temel düstûrlarından hareketle bizim ortaya koymamız zorunludur."
Afşin Selim okumakta fayda var, dedi
dehşettir..istanbul üni de okuyan arkadaşlar pztesi günleri mutlaka derslerine girsin...filozof-alim'dir kendisi.
anlayabilene ince mesajlar verir.