Akletme Üzerine, Hamdi Tayfur’un “akletme” konulu makalelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir kitap. Eser, Mana Yayınları’ndan geride bıraktığımız Ramazan ayında çıktı.
Kitap, akletme üzerine çeşitli başlıklar ve tartışma konuları açıyor. Kur’an’da akıl ve ilişkili kavramlar, akletmeye engel hususlar, “akletme”nin ümmet içerisindeki serüveni , “kaynaklar” meselesi ve bunun akletmeyle ilişkisi gibi birçok konu, yazarın değindikleri arasında.
Akletmenin salt bir zihinsel aktivite değil, kalbin bir eylemi olduğu vurgulanıyor
Yazar, kitapta temel tezini; akletme ve bununla ilişkili kavramların (tefekkür, tefekkuh, tedebbür gibi) Kur’an’da hep olumlu formda kullanılmasına ve bu fiillerin teşvik edilmesine dayandırarak kuruyor. Kur’an’ın öncelikli hedefinin “akletme”nin önündeki engelleri kaldırarak, insanın özgürce fıkh etmesi, düşünmesi ve anlayarak, bilerek hakikate ulaşması olduğunu ifade eden yazar, bunu kitabında birçok örnekle delillendiriyor.
Kitap, aklın savunmaya muhtaç durumda olduğunu, ümmetin akletmeyi, düşünmeyi, uzun yüzyıllardır terk ettiğini ve bunun sonucu olarak türlü sıkıntılara gark olduğumuzu belirterek başlıyor. Aklın topraklarımızı neden terk ettiği sorununu irdeleyen yazar, ulaştığı sonuçları başlıklar altında veriyor.
“Zihniyetlerin Zindanından Akletmenin Özgürlüğüne” isimli bölüm, gerçek manada akletmenin diğer zihinsel faaliyetlerden farkını ele alıyor. Akletmenin salt bir zihinsel aktivite değil, kalbin de bir eylemi olduğu ve iman, sorumluluk, takva, bilinç gibi kavramlardan münezzeh olmadığı çeşitli örnek ve argümanlarla vurgulanıyor.
“Kur’an akletmemeye karşı bir manifestodur”
Kur’anî anlamda akletmenin, tezekkür, tefekkür etmenin merkezinin kalp olarak işaret edildiğini belirten yazar, kitabının bir bölümünü kalp ve ilgili kavramların açıklanmasına ayırmış. “Kalp”, kitapta “çoklu etkilerin mücadele sahası” olarak tanımlanıyor ve insanın eylemlerini, düşüncelerini ve sözlerini yönlendiren manevi dünyasının merkezi olarak ortaya konuyor.
Yazar, kitabının önemli bir kısmını “akletmeye engel olan hususlar”a ayırmış. Bireysel ve toplumsal anlamda akletmenin önündeki sorunlar tek tek ele alınmış. Heva, günahı hayat tarzı haline getirme, delillerin yetersizliği gibi konular ve bunun yanında ayrı bölümler halinde dilin ve mantığın akletme üzerine etkisi tartışılmış. Özellikle dilin yapısı, ifadelerin gramatik özellikleri ve ispat yöntemleri ile mantık kuralları, ilkeleri, safsataları üzerine vurgular ufuk açıcı nitelikte ve başlı başına birer araştırma konusu olmayı hak ediyor.
Kitabın kayda değer bir bölümünü akletmek ve bununla ilgili kavramların Kur’an’daki kullanımı oluşturuyor. “Tezekkür”, “tefekkuh”, “tedebbür”, “tefekkür”, “fuad”, “sadr” gibi kavramlar sözlük anlamlarıyla ve çeşitli örneklerle etraflıca ele alınmış, zihin haritamızda nerelere tekabül etmeleri gerektiği ortaya konmaya çalışılmış.
Yazar, “Kur’an akletmemeye karşı bir manifestodur” diyerek başladığı kitabını, yeniden akletmeye çağırarak bitiriyor. Ümmetin içine düştüğü sıkıntılı hali, Batı karşısındaki yenilmişliğimizi, bünyemize musallat olan düşüncesizlik, aklını kullanmama, fıkh etmeme hastalığını yenerek aşabileceğimizi söyleyen Hamdi Tayfur, yazdıklarıyla bize yeni ufukların kapılarını aralıyor, yeni tartışma başlıklarını açıyor.
Kitabın akleden bir topluluk olmamıza katkıda bulunması duasıyla…
Mücahit Gökduman yazdı
günümüzde akıl'a vurgu nedense biraz daha arttı ve farklı bir biçim aldı. Bazı çevrelerde neredeyse akıl fetişizmi var. Biraz dikkat etmek gerekiyor bence.