Kıldığın namaz seni kötülükten alıkoyuyor mu

Vahiy Kültürü, merhum Ruhi Özcan Hoca'nın vaazlarından oluşan, herkesin okuması gereken bir başucu kitabı… Hoca kitabında ibadetlerde şekil ve mana ilişkisini anlatıyor, manaya geçen lafza ilgileri yöneltmeye çalışıyor, bilinç oluşturmaya çabalıyor..

Kıldığın namaz seni kötülükten alıkoyuyor mu

Kitaplığa göz gezdirirken elim Vahiy Kültürü isminde bir kitaba takıldı. Kitabın sayfalarında gezinirken kendimi kitaba dalmış buldum, bitirdikten sonra mübarek bir insan tanımanın lezzetine vardım. Daha önce sitemizde de hakkında yazı yazılmış olan merhum Ruhi Özcan'a aitmiş bu kitap meğer. Fotoğrafını gördüğümde ise sadece Müslüman bir simada görülebilecek izzet, vakar, onur ve âlim bir insandan yayılan nurla karşılaştım.

Ravza Yayınları'ndan çıkan kitap, Ruhi Özcan Hoca'nın çeşitli yerlerde verdiği vaazlarından oluşuyor. Son kısımda ise Hocayla beraber mesai yapan İhsan Süreyya Sırma, Ali Şafak gibi arkadaşlarının Ruhi Hoca'nın hayatı, eserleri, eğitimci kişiliği hakkında kaleme aldıkları yazılar var.

Dur durak bilmeyen bir İslam davetçisi

1970'lerde Erzurum İlahiyat Fakültesi'nin (o zamanki adıyla İslami İlimler Fakültesi) gözde hocalarından biridir Ruhi Özcan. İslam Hukuku alanında yaptığı çalışmalarla kısa zamanda doçentliğini elde eden, ilminin hakkını vermeye çalışan bir hoca. Çalışkanlığı, azmi, tavizsiz ve programlı çalışma düzeni vurgulanıyor Hoca'nın. 'Meyve veren ağaç taşlanır' misali Hoca ile uğraşanlar da eksik olmamış. Yaptığı yayınlardaki ifadeleri, fikirleri nedeni ile tepki çekmiş. Dünyalık bir takım hesaplar peşinde koşanlar Hoca'nın kendi ülkesinde hizmet etmesine imkân vermeyince Suudi Arabistan'da Riyad Üniversitesi'ne tayin olunmuş.

Sadece okulda verdiği derslerle yetinmiyor, camilerde halkı da irşad ediyor Ruhi Özcan. Hocanın anlattıklarından kendi kabına doldurmaya çalışanlar ile dolup taşıyor sınıflar, camiler. Tadımlık değil doyurucu bilgi sunuyor dinleyenlerine. "Ah sohbeti bitmese, hep anlatsa, içimizi aydınlatan bu sözleri devam etse" denilen hocalardan. Yazıya dökülen vaazlarını okuyunca ben de aynı cümleleri sarf etmekten kendimi alamıyorum.

Vahiy kültürünü ondan öğrenmişler

Ruhi Özcan Hoca'nın sohbetlerinde sık sık dikkat çektiği kavram, “Vahiy Kültürü”. Bugünün Müslümanlarının ibadet saydığı Kur'an-ı Kerim'in sadece telaffuz için inmediğini vurguluyor. Kur'an'ın evlerde biblo, ziynet eşyası mesabesine düşürülmesine şiddetle karşı çıkıyor. Kitap varken kitapsız bir hayat yaşamaya karşı uyarıyor. Ashab-ı Kiram'ın mazisini, İslam'dan önce insan katlinden çekinmeyen zalimliklerini hatırlatıyor. Onları insanlığa insanlık dersi verecek, medenilik dersinde sunuculuk yapacak kıvam ve yapıya getiren faktörün vahiy kültürü olduğunu söylüyor.

İbadetlerde şekil ve mana ilişkisini anlatıyor, manaya geçen lafza ilgileri yöneltmeye çalışıyor, bilinç oluşturmaya çabalıyor. Lafızda kalıp manaya eremeyen okuyuşları portakalın içini değil de kabuğunu yemeye benzetiyor Ruhi Hoca: "Kur'an mana ve lafzı bir arada kitap olarak inmiştir. Bugün bizim telaffuz ettiğimiz onun kabuğudur, manalarının kalıbıdır."

Din kurallarının yer çekimi kurallarından farkı yoktur

Verdiği örneklerle, insan ve nesneler arasında kurduğu ilişkiyle anlatımını çekici hale getiren Hoca, sohbetlerinde önce dinin tanımını yapıyor:  "Din, insan hayatına tabiat kanunları gibi hükmeden, ona şekil ve bir norm kazandıran, insanın kendi tabiatını onlara uyduğu zaman fark edip hissedebileceği hayat şartlarından ibarettir. İnsan için ibadet, cansız varlıklar için servis ihtiyacı gibidir. Motorunuzu veya makinenizi servis ihtiyacından mahrum bırakırsanız çok kısa devrede yıpranır, iş görmez hale gelir. İnsan için ibadet dediğimiz şey, bu manada bir imar, bu manada bir tımardır."

Ruhi Hoca ayrıca, "Bir namazı kıldıktan sonra o namaz sizi kötülükten alıkoyuyor mu?" diye sorduktan sonra cevabı veriyor: "Bugün insanların kıldıkları namazlar, onları ne fahşadan ne de münkerden alıkoyuyor. Bunun sebebi ise Hz. Peygamberin öğrettiği ibadet yapılmıyor. İbadet dediğimiz şeyler, bizi dinin yasaklarından alıkoymuyorsa dinin emirlerine bizi itmiyor ve sevketmiyorsa ibadetler insanların bir kamburudur.”

Kur'an-ı Kerim'in mana ve mefhumu nerede?

Aradan yıllar geçse de Müslümanların meselelerini kendine dert edinen Hoca'nın sözleri güncelliğini koruyor. Sorumluluğumuzu hatırlatıyor, okuyanı sarsıyor. "Sureleri okurken, bu surelerin size getirdiği ilahi mesajı ruhunuzda terennüm ediyor musunuz? Günde 40 defa tekrar ettiğiniz Fatiha suresinin size verdiğini vicdanınıza alıyor musunuz?" diye soruyor ve acı da olsa sözünü sakınmıyor: "Siz yalnızca şekilde kalıyorsanız sizde bir hareket fiziği var. Fiziğin ötesinde bir mana yok. Bu namaz, başınızın belasıdır, sizin derdinizdir. Yarın öteki tarafta büyük bir kamburunuz olacak." Hz. Ali'ye atfedilen bir söze de yer veriyor Ruhi Hoca: "Anlaşılmayan ilimde hayır yoktur." Zihin açıcı birçok sözü var Hoca'nın, şu da onlardan biri: "Dilinizle ahiret var deyip, sonra sanki yokmuş gibi bir hayat süremezsiniz."

Ömrünü ilme adayan Ruhi Hoca bu dünyadan erken ayrılanlardan. 1986 yılında geçirdiği trafik kazası ile edebi âleme göçüyor. Allah rahmet eylesin, böyle ilim ehli hocaların sayısını artırsın.

Tam da Kur'an-ı Kerim'in indirildiği şu kutlu Ramazan ayında iken Ruhi Hoca'nın tavsiyelerine kulak verme vakti. Hatim okurken bir yandan da mealini okuyup, Kur'an'ın anlamıyla buluşsak ne güzel olur.

Ayşegül Sena Kara mübarek bir insan tanıdı

YORUM EKLE